FİLİSTİNLİLER NEYİ BEKLİYOR?
GEÇEN Pazar ve pazartesi günleri boyunca Ramallah’ta Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) Merkezi Meclisinin 30’uncu toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda İsrail’le uzlaşma süreci ve Filistin’in durumu her yönüyle tartışıldı.birçok Filistinli grubun boykot ettiği toplantıların sonunda El-fetih’in yönettiği Konsey, daha önce görülmemiş bir dille karakterize olan bir bildiri yayınlandı.
FKÖ’DEN ÖNEMLİ KARARLAR
Uzun zamandan beri Konsey ilk kez “başkenti Kudüs olan ve 4 Haziran 1967 sınırlarını temel alan bağımsız Filistin devletini tanıyana kadar İsrail Devleti’nin tanınması kararını” askıya almaya karar verdi. Konsey ayrıca ekonomik olarak ayrılmanın yanı sıra “İsrail” ile güvenlik koordinasyonunu durdurma kararını da verdi. Konsey farklı isimlerle anılan sözde “Yüzyılın Anlaşması” nın reddedildiğini de ifade etti.
İfadenin sahiplerinin alanda, diplomaside veeylemde ciddiyetleriyle ilgili herhangi bir analiz veya yorumun dışında bu yüksek ton, 1993 Oslo Anlaşması’ndan bu yana karanlık bir tünele giren Filistin davasının yürüyüşünde önemli bir dönüm noktasıdır. O süreçten bu yana Batı Şeria’da arazi yavaş yavaş erozyon ile eridi. Ayrıca Oslo anlaşması, böyle bir amacı olmamasına rağmen Siyonist yerleşimin yayılması ve genişlemesini de kolaylaştırdı. Böylece İsrail’in Batı Şeria’da 1948’de Filistin’i yutmak senaryolarını neredeyse tekrarladı.
İNGİLTERE VE ABD’NİN MİSYONU
Araplara ve Müslümanlara karşı komplolarda mızrak ucu ve yılanın başı Britanya’dan söz etmeden Filistin hakkında konuşamayız. Bugün yüz yıl sonra, zehirli yılanın hikayesi başka bir ülkeyle tekrarlanıyor. ABD son zehrini,“kudüs’ü gasbedici varlığın başkenti sayarak” verdi. İngiltere’nin İbrani devletini kurmasında olduğu gibi ABD, Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırılması için çalışıyor.
Filistin davasındaki komplocular, Filistin halkının damarlarındaki özgürlük, ayaklanma ve onur kanını kurutmak istiyorlar. Filistinliler ne kadar taviz verirlerse versinler, Yahudiler ve diğerleri onları kabul etmeyecekler.
Düşmanla barışçıl yollarla yüzleşmenin yararsızlığı, son yirmi yılda net bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle Siyonist proje, dünyadaki diğer tüm sömürgeleştirme projelerinden doğal olarak farklı olduğu için.
Filistin Merkez Konseyi’nin ifadesi, liderlerinin veya üyelerinin başarısızlığını ortadan kaldırmaz. Davanın sahipleri, davanın kardeşleri ve davanın halkı neyi bekliyor?