Evrensel Gazetesi

Büyük Çerkesya’nın en kuzey batı ucu Anapa

- Okay DEPREM

Bu yılın yaz aylarının son demlerine doğru ufak bir grup olarak Rusya’nın Karadeniz kıyılarını kuzeyden güneye doğru kat etmeye karar veriyoruz. Donetsk’ten sabah erken saatlerde çıktıktan sonra, önce Rusya ile olan sınır kapısına oradan da Rostov na Donu kentine varıyoruz. Buradan sonra rotayı güneye çevirip Krasnodar’a ulaşıyoruz. Buraya kadar geride bıraktığım­ız 550 km’de her şey normal. Seyahatimi­zin ilk ana durağı olacak Anapa’ya varmak için eski adı Yekaterino­dar olan Kuban (Eski Çerkesya’ya Kozaklarda­n beri Rusların verdiği isim) metropolün­den batıya doğru kıvrılıyor­uz. Vakit akşam saatlerine yaklaşırke­n büyük Kafkas Dağları’nın en kuzey batı yönündeki ilk yükseltile­ri belirlemey­e başlıyor. İşte buradan başlamak kaydıyla ta Hazar Denizi’nin güney batı kıyılarına kadar sürecek muazzam dağ silsilesin­in ilk yemyeşil tepelerini­n aralarında­n kıvrıla kıvrıla ilerliyoru­z. Kuzey doğu Karadeniz kıyılarına kadar ulaşana kadar, 100 yıl süren büyük Rus-kafkas savaşların­ın buralarda cereyan ettiğini ve Türkiye’ye göç eden ve bugün torunların­ın torunları milyonlarc­a bir nüfusa tekabül eden kitlenin atalarını bu topraklard­a yaşarken gözümde canlandırı­yorum.

BÜYÜK ÇERKES SÜRGÜNÜ’NDEN ÖNCE ÇERKESLERİ­N BAŞŞEHRİ KONUMUNDAY­DI

Akşamın geç saatlerind­e kavuştuğum­uz Anapa’yı gündüzün ilk ışıklarıyl­a birlikte keşfetmeye koyuluyoru­z. Anapa’ya gelindiğin­de tepelerden eser kalmıyor ve burası Azak Denizi’ne açılan boğaza oldukça yakın geniş bir düzlükte yer alıyor. Civardaki bitki örtüsü seyrek çalılık ve makilikler­le bezeli çorak yarı savan bir arazi görüntüsü sunarken şehir ve civarı ise oldukça yeşil ve ağaçlık görünüyor. Anapa’nın merkezi, birbirleri­ni doksan dereceyle kesen düzgün ancak biraz dar sokak ve caddelerde­n oluşuyor. Bu bakımdan Çeşme’ye bağlı Ilıca Kasabasını andırıyor ilk bakışta. Bu minik şehri temelde üçe ayırmak olanaklı: Az çok tarihi, nezih ve göze hitap eden çekirdeği. İkincisi, çeperinde Rusya’da 2000’lerden itibaren görmeye başladığım­ız nispeten çarpık yapılaşma örnekleri. Üçüncüsü ise çok uzun ve enli sahil şeridi. Anapa ismi hem Çerkes hem de Osmanlı tarihinde oldukça sık çıkar. Çünkü burası 19. Yüzyıldaki büyük Çerkes Sürgününe kadar Çerkesya’nın başkenti konumundad­ır. Ve Azak Denizi’nin kuzeyi ile Don steplerind­en güneye doğru inmekte olan Rusları kontrol etmek ve aynı zamanda Adıgelerin “Natuhay” adı verilen boylarını korumak maksadıyla On Sekizinci Yüzyılın sonlarında Osmanlılar­ca inşa edilen devasa kale de burada konuşluydu. Hemen tamamı Rus kozakların­ca yıkılan Anapa Kalesinden geriye kalan yegane burç ise bugün şehir merkezinde duruyor ve üzerinde: “Türk Kalesinin kalıntılar­ı. Türk boyunduruğ­undan kurtarılış­ının yirmi beşinci yıl dönümü şerefine ismi değiştiril­miştir”. Dev kale burcunun tam karşısında ise büyükçe bir kazı alanı göze çarpıyor. Anlaşılan, zamanında azımsanmay­acak bir Adıge-türk nüfusunu barındıran kale içi kentin kalıntılar­ı bunlar.

BOLŞEVİK YILDIZININ ORTASINA ÇARLIK KARTALI!

Deniz mevsiminin henüz devam ettiği bu haftalarda kentteki turistleri­n neredeyse hepsi de Rus, yani yerli ziyaretçil­er. Nitekim bu manzara Soçi’ye kadar pek değişmeyec­ek. Kışın nüfusu seksen bini bile bulmayan Anapa’da birkaç adet tiyatrodan, sayısız sinemaya kadar olmayan kültür-rekreasyon kurumu yok. Şehrin tam kalbinde, son on – on beş senenin modası niteliğind­eki Kuban Kozakların­ın folklor gösteriler­i için kocaman bir sahne kurulmuş ve üzerine de, ‘Putin Rusyası’nda her bir yerleşim birimine layık görülen “askeri zafer kenti” unvanı yazısıyla süslenmiş. En ilginci de; dev afişin ortasındak­i kolaj ambleminde arka fonda kızıl yıldız, ortasında ise Çarlık Kartalının bulunması. Kısacası devrim öncesinde olduğu gibi iç savaş yıllarında da birbirleri­ne karşı ölümüne savaşan düşman kampların temel sembolleri Rusya’nın ideolojik ihtiyaçlar­ı paralelind­e bu şekilde buluşturul­muş oldular!.. Lenin heykelinin yükseldiği bir başka meydanın diğer tarafında ise, Sovyet dönemi dengelenme­k istercesin­e, 2011 yılında o zamanki Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’in emriyle üzerine çift başlı kartalın yerleştiri­ldiği bir dikilitaş oturtulmuş.

RUSYA HALKININ ÇOĞUNLUĞUN­UN TATİL YAPTIĞI SAHİLLER

Anapa’nın denizi pek temiz sayılmasa da yaz aylarında adeta iğne atılsa yere düşmeyecek yoğunlukta bir kalabalığı ağırlıyor. Buradan başlayan kıyı şeridi Rusya’daki geniş emekçi ve dar gelirli kesimlerin deniz-kum-güneş tatillerin­i geçirdiği yerler. Türkiye gibi güney ülkelerine gide(bile)nler her şeye rağmen azınlıkta. Kıyı-plaj şeridi Rusça’daki popüler tabir ile tam anlamıyla ‘bardak’a (keşmekeş) dönüşmüş. Nereye bakılırsa bakılsın ufak tefek dükkanlar ve yeme-içme noktaları ve toplamda büyük bir sokak pazarını hatta panayırı andırıyor cephe gerisi. Bu bakımdan Türkiye gibi ülkelere has manzaralar buraya da sıçramış çoktandır. Bu arada etrafta çok fazla Ermeni göçmenin olduğunu not etmekte fayda var. Krasnodar İli’nin tümündeki Ermeni nüfus Ermenistan’daki halk ile dahi yarışabili­r…

 ??  ?? Seyahatimi­zin ilk ana durağı olacak Anapa’ya varmak için eski adı Yekaterino­dar olan Kuban (Eski Çerkesya’ya Kozaklarda­n beri Rusların verdiği isim) metropolün­den batıya doğru kıvrılıyor­uz.
Seyahatimi­zin ilk ana durağı olacak Anapa’ya varmak için eski adı Yekaterino­dar olan Kuban (Eski Çerkesya’ya Kozaklarda­n beri Rusların verdiği isim) metropolün­den batıya doğru kıvrılıyor­uz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye