‘AİHM AKADEMİSYEN YARGILAMALARINDA POLİTİK DAVRANIYOR’
BARIŞ Bildirisini imzaladığı için yargılanan akademisyenlerden Doç. Dr. Ceren Sözeri de söz konusu karar ışığında akademisyen davalarında verilen cezaların da gerek düşünce özgürlüğü, gerek adil yargılanmanın ihlali açısından AİHM’DEN döneceğine inandığını söyledi. Sözeri, “AİHM Otegi Mondragon ve Diğerleri kararında, hakimlerin adil yargılama hakkını ihlal ettiklerine ve görüş açıklamaya zorladıklarına hükmederek başvurucuların yeniden yargılanmasına karar veriyor. Biz bu durumu akademisyen yargılamalarında çok sık yaşıyoruz. Ne ceza alacağımızı önceden biliyoruz. Bununla ilgili şimdiye kadar hiçbir istisna olmadı. Yargılamalar esnasında mahkeme heyetleri çoğu kez bizler hakkında ve yargılama konusu hakkında ne düşündüklerini de ifade etmekten çekinmediler. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Ali Kerem Saysel’in “Beşiktaş’ta boğazda oturup viski içmekle olmuyor. Bildiri yazmak yerine para toplayıp gönderin oradaki insanlara” gibi bir ifadesi var. Aslında boğaz karşısında viski içen insanlar değiliz ama olsak da fark etmezdi. Bu, bir mahkeme heyeti başkanının yargılanan sanık hakkında ve onun hayat tarzı hakkında ne düşündüğünü ifade etmesi anlamına geliyor. İddianamelerimizdeki suçların pek çoğu TCK 301. madde kapsamına girdiği halde biz ‘terör örgütü propagandasından’ yani TMK 7/2’den yargılanıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda avukatlarımız buna yönelik itirazlarını dile getirdiğinde bir başka mahkeme heyeti, ‘Hayır biz bunun 7/2’ye giren bir suç olduğunu düşünüyoruz.’ yanıtını verdi. Bu açıdan bakıldığında söz konusu karar bir emsal oluşturur fakat AİHM’IN, aynı nitelikte olmasına rağmen Türkiye’den gelen akademisyen yargılamalarına ilişkin başvurular konusunda biraz daha politik davrandığını düşünüyorum. Çünkü ihraç edilen akademisyenlerin başvurusu, iç yargı yollarının tüketilmediği gerekçesiyle AİHM tarafından gayet siyasi bir kararla geri gönderilmişti.” diye konuştu.