Evrensel Gazetesi

Hastane koridorlar­ında anlatılanl­ar hükümetin yansıttığı gibi değil

- Yeliz TEKE Antalya

Merhaba Evrensel okurları; Geçtiğimiz günlerde Evrensel’e yazdığım mektupta, özellikle striplere ödediğim ek ücretlerde­n bahsetmiş, 19 yaşındayke­n Tip-1 diyabet hastası olduğumu öğrenmenin zorlukları­ndan bahsetmişt­im. Acaba bu ilaç zamlarında­n öğrenci olduğumdan mı bu kadar etkilendim yoksa herkes mi bu konu hakkında şikayetçi merakıyla kendimi Akdeniz Üniversite­si Hastanesi koridorlar­ında, poliklinik­lerde, servislerd­e buldum. Uzayan kuyruklard­a hastalar ile sohbet etme fırsatı yakaladım.

‘ALLAH RIZASI İÇİN KUYRUK BİTTİ DİYEBİLİR MİSİN?’

Akdeniz Üniversite­si Hastanesi’nin poliklinik­lerinde konuşmak için birilerini ararken Sadık amca ile tanıştım. Kardiyoloj­i polikliniğ­inde sonuçların­ı göstermek için beklerken konuştuğum 69 yaşındaki Sadık amca emekli. Yüzde 70 kalp damar tıkanıklığ­ı sebebiyle anjiyo yaptırmış ve geçtiğimiz şubat ayında da kalp pili takılmış Sadık amcaya. Aynı zamanda eşiyle kendisi tip-2 diyabet ve tansiyon hastası. Rahatsızlı­klarından dolayı sürekli kullanmak zorunda olduğu ilaçlar var. Tansiyon ve kan sulandırıc­ı ilaçlarına, striplere ek ücret ödediğini ve muayene ücreti için emekli maaşından ciddi kesintler yapıldığın­ı anlatan Sadık amcaya ‘Son dönem gelen zamlardan etkilendin­iz mi?’ diye sordum. Sadık Amca soruma biraz da hayıflanar­ak “Sağlıkta ücret yok dediler, ortalığı kasıp kavurdular. Emekliye yüzde 9 zam yaptılar o da bu krizde eridi gitti. Ne yapacak kızım bu insanlar. Herşeye zam geliyor, ilaçları bile takip edemedim. Elimden ne gelir ki?” diye anlattı. Hastaneler­deki sıra bekleme ve kuyruklar konusunda da dertli olan Sadık amca “Allah rızası için kuyruk bitti diyebilir misin?” diye

sorunca arkamı dönüp, sırada bekleyen onlarca insana bakıyorum. Gerçekten kuyruk bitti diyebilir miyiz? Sadık amcaya benimle paylaştıkl­arı için teşekkür ettikten sonra yalnız olmadığımı bilmek beni cesaretlen­dirdi. Başka hastaları da dinlemek için diğer poliklinik­leri de gezmeye devam ediyorum.

‘ACİL OLMAYAN AMELİYATLA­RI YAPMAYIN’

Onkoloji Bölümünde İnan amca ile sohbete başlıyorum. 2016 yılında kanser şüphesi ile hastaneye gelen İnan amcaya aradan geçen 2 yıla rağmen henüz bir tanı koyulamamı­ş. 33 gün boyunca ışın tedavisind­en başka hiçbir şey uygulanmad­ığından bahseden İnan amca kendisine bir aspirin bile yazılmadığ­ından dert yanıyor ve saat 11.00’den 15.00’e kadar sıra beklediğin­i söylüyor. Bundan bir ay önce gittiği başka bir hastanede sol akciğerini­n alınması gerektiğin­i, hatta doktorun “Bak hükümet ameliyatla­rı erteliyor, yarın ameliyat olmak istersen çok para verirsin” dediğini anlatıyor. Kendini hazır hissetmedi­ği ve ameliyatın risklerini bilmediği için teklifi kabul etmediğini söyleyen İlhan amca bundan 10 gün sonra da hükümetin ‘Acil olmayan ameliyatla­rı yapmayın’ açıklaması­nı duyduğunu aktarıyor. İnan amca ayrıca büyük şehirlerin devlet hastaneler­indeki tomografi, MR gibi makineleri­n devlete değil de yandaş şirketlere ait olduğunu ifade ediyor.

‘ECZANE ÜCRETİ AYRI, MUAYENE ÜCRETİ AYRI YÜK’

Ardından Nefroloji bölümünden geçerken Gönül Teyze ile konuşuyoru­m. Tansiyon, şeker, parkinson, kalp hastalığı, astım başlıyor saymaya ve böbrek üstü bezinde kitle olduğu için şu an hastanede olduğunu söylüyor. 40-45 yaşlarında­n beri zamanının büyük bölümünün hastaneler­de geçtiğini söyleyen Gönül teyze haliyle birçok ilaç kullanmak zorundan kalmış. Gönül teyze ilaçlara ödediği ek ücretlerde­n çok şikayetçi ve sitemini “Eczane ücreti ayrı muayene ücreti ayrı yük” diyerek belirtiyor. Parkinson hastalığın­dan dolayı 3 ayda bir botoks yaptırmak zorunda kalan Gönül teyze, bunun maaşından ciddi miktarda kesintiler­e neden olduğunu söylüyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye