ABD, İran’da yeni bir yönetimin taşlarını döşemek istiyor
ABd-ıran ilişkileri üzerine akademik çalışmaları bulunan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Gülriz Şen ile Abd’nin İran ile nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinin ardından 5 Kasım’da uygulaya başladığı ikinci yaptırım paketini konuştuk. Abd’nin İran yaptırımlarıyla İran’ın bölgesel etkisini kısıtlamak istediğini belirten Şen, ABD, İran’ı “nükleer anlaşmanın geçici maddelerini kalıcı kılmaya çalışan “daha iyi bir anlaşma” için masaya dönmeye zorluyor” dedi. ABD yönetiminin İran politikasında nihai hedefinin rejim değişikliği olduğuna dair güçlü bir izlenimin oluşmuş durumda olduğuna diyen Şen, İran’da rejim değişikliği politikasının Trump yönetimi ile yeniden hayat bulmaya başladığını ifade etti. Şen şu değerlendirmede bulundu: “Abd’nin 2017 sonu ve 2018 başında İran protestolarına yaklaşımı, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton’ın rejim muhalifi Halkın Mücahitleri örgütü ile yakın ilişkileri, rejim değişikliği ve İran’a askeri müdahaleye yönelik görüşleri, Washington’ın İran politikasında esas hedefin yeni bir anlaşmadan ziyade yeni bir yönetimin taşlarını döşemek olduğu kuşkularını arttırıyor.” Şen’in sorularımıza yanıtları şöyle:
İRAN RİYALİ ÜÇTE İKİ ORANINDA DEĞER KAYBETTİ
ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından kademeli olarak geri getirilen İran yaptırımlarının ikinci ve son paketi 5 Kasım'da başladı. Abd'nin ikinci yaptırım kararının İran'a yansıması nasıl olur?
Yaptırımların İran için kaçınılmaz siyasi, ekonomik ve toplumsal yansımaları olacak. Siyasi resme bakacak olursak Amerikan yönetiminin İran’ı “tarihte benzeri görülmemiş en sert yaptırımlar” ile sınaması kuşkusuz hem hükümet hem de rejim açısından zorlu bir sürecin habercisi. Ruhani hükümeti iç siyasette daha fazla baskıya maruz kalacak, ekonomide kötü gidişatın faturası Amerikan yaptırımlarının yanı sıra hükümete de mal edilecek. Dini Lider Hamaney’in bu minvaldeki açıklamalarını geçtiğimiz aylarda duymuştuk.
İran’da ekonomik göstergeler yaptırımların ikinci etabının devreye girmesinden çok daha önce kötüleşti. Trump yönetiminin anlaşmadan çekilme kararı piyasalar ve toplum üzerinde endişe yarattı. Sadece 2018 yılında İran riyali yaklaşık üçte iki oranında değer kaybetti, Ruhani hükümetinin ilk döneminde kontrol altına alınan enflasyon hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Yaptırımlar nedeniyle ticaret sekteye uğrayacak ve mevcut durum daha da zorlaşacak. Bu noktada en iyimser senaryo, Avrupa ülkelerinin İran ile hukuki ve meşru ticari kanalları açık tutmak ve ekonomik ilişkileri korumak adına uygulamaya koymayı planladığı “Özel Amaçlı Araç”ın (Special Purposevehicle) etkili bir şekilde çalışması olacak. Ancak Avrupalı büyük banka ve şirketler yerine küçük ve orta ölçekteki firmaların Tahran’ın yatırım, teknoloji transferi gibi beklentilerini karşılamada zorlanacağı öngörülebilir.
Yaptırımların en büyük etkisini şüphesiz İran halkı hissedecek. Daha şimdiden ilaç temini konusunda ciddi sorunlar baş göstermiş durumda. ABD yönetimi ilaç, gıda ve sağlık sektörü ile ilgili ticari işlemlerin yaptırım kapsamında olmadığının altını çizse de Trump yönetiminin bu sektörler ile ilişkili İran bankalarını da yaptırıma tabi tutması endişe verici. Ekonomide beklenen daralmanın hükümetin en zayıf kaldığı alanlardan biri olan işsizlik sorununu da derinleştireceğini öngörebiliriz. Öte yandan İran dünya ile ticaretini sınırlamalara rağmen sürdürse de enerji ve otomotiv gibi sektörlere yatırım çekmesi önünde ciddi engeller mevcut. Hükümet istihdam yaratmak için yabancı yatırımlara güveniyordu, oysa Avrupalı büyük firmaların hemen hemen hepsi Trump’ın Mayıs ayında ilan ettiği kararının ardından İran piyasalarından çekildi.
Ekonomideki kötü gidişat devlet-toplum ilişkilerindeki gerilimleri arttırabilir. Esasen Abd’nin politikasının özünün rejimi yaptırımlar ile ekonomik ve toplumsal olarak yıpratmak olduğu hatırlanmalı.
Öte yandan, İranlı siyasetçilerin Abd’nin İran’a “ekonomik savaş” açtığı yönündeki söylemleri, ABD tarafından Halkın Mücahitleri örgütüne verilen destek, bölgede İran’a karşı oluşmakta olan stratejik yakınlaşmalar, İRAN-ABD düşmanlığını derinleştirirken, rejimin ideolojik sütunu olan antiamerikancılığı pekiştirecektir.
İRAN POLİTİKASINDA DEĞİŞİM ZOR
ABD'DE 6 Kasım'da ara seçimler yapıldı. Cumhuriyetçi ABD Başkanı Donald Trump, Temsilciler Meclisindeki çoğunluğu kaybetti. Seçimlerdeki bu sonucun İran'a uygulanan yaptırımlara nasıl bir yansıması olur?
ABD ara seçimlerinde Demokratlar, Temsilciler Meclisinde çoğunluğu kazanarak Cumhuriyetçilerin Kongre’nin her iki kanadındaki üstünlüğüne son verdi. Ancak Cumhuriyetçiler halen Senato’da çoğunluğa sahipler. İran’da da yakından takip edilen seçimlerde beklenti Demokratların Kongre’nin üst kanadına da hâkim olarak Trump yönetiminin politikalarına ciddi bir denge getirmesi yönündeydi. Bu gerçekleşmedi. Amerika’da sınırlı da olsa değişen siyasi dengelerin