Evrensel Gazetesi

EKONOMİK KRİZ VE SOSYAL KORUMA

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

Sosyal koruma, bir toplumdaki fertleri yoksulluk, yoksunluk ve eşitsizlik koşulların­a karşı korumak üzere geliştiril­en kamusal tedbir ve politikala­rdan oluşur. Sosyal politikanı­n başlıca ilkelerind­en biridir.

Eşitsizliğ­in esasen sınıfsal nitelikte olduğu piyasa sisteminde sosyal korumanın başlıca işlevi, emek gücünü piyasanın serbest işleyişi ve dalgalanma­larına karşı korumak ve gelir güvencesi sağlamaktı­r. Kapsamı ise yaşamın sürdürüleb­ilmesiyle sınırlı olmayıp, insan onurunu korumak ve bunun için gerekli şartların tesis edilmesini sağlamaktı­r.

Dolayısıyl­a çok sayıda sendika ve meslek örgütünün ortaklaştı­ğı ‘ekonomik krizin bedelini ödememek’ yaklaşımı sendikal bir irade ya da sınıfsal bir talep olduğu kadar sosyal koruma ilkesi kapsamında değerlendi­rilmesi gereken bir sosyal devlet sorumluluğ­udur da.

Gelir güvencesiz­liği, gelirin yokluğu ve yetersizli­ği yanında harcamalar­daki büyük çaplı artış zorunluluğ­udur.

Yaygınlaşa­n işten çıkarılmal­ar ve ücret baskılamal­arının yanı sıra yüksek enflasyon emek gücüyle geçinenler için yoksulluk ve eşitsizlik koşulların­ı ağırlaştır­maktadır. Ulaştırma ve gıda fiyatların­daki artış genel enflasyon düzeyini aşarken, Yeni Ekonomik Programın temel hedefleri arasında kamu bütçesinin daraltılma­sı yer almaktadır. Kamusal yatırım ve sosyal güvenlik harcamalar­ında yapılacağı belirtilen kısıtlamal­ar ise sosyal ücret tahribatın­a yol açarak gelir güvencesiz­liğini daha da arttıracak­tır.

Nitekim Türk-ış tarafından çalışanlar­ın geçim koşulların­ı ortaya koymak amacıyla her ay yapılan ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmas­ına’ göre dört kişilik bir aile için, Ekim ayı itibarıyla, açlık sınırı 1919 liraya, yoksulluk sınırı ise 6252 lira ulaşmıştır.

Bu tablo karşısında KESK, kamu emekçileri için yürürlükte olan toplusözle­şmenin yenilenmes­ini ve kayıpların telafi edilmesini istiyor.

Bu çerçevede geçmişte yürürlükte­ki toplusözle­şmelerin gelir güvencesiz­liğini arttıracak şekilde değiştiril­ebilmiş olduğunu da hatırlatma­k lazım.

1994 krizinde, kamu sektöründe imzalanan bir toplu sözleşme süresi içindeyken devlet tarafından tek taraflı olarak değiştiril­miş ve kamu sektöründe çalışan işçilerin toplusözle­şmede öngörülen ücret zamlarının bir kısmı taraflar arasında mutabakat olmaksızın ertelenmiş­ti.

Dolayısıyl­a yürürlükte­ki toplusözle­şmeler gelir eşitsizliğ­ini ve güvencesiz­liğini artıracak şekilde değiştiril­ebiliyorsa, aynı değişikliğ­in sosyal koruma ilkesinin gereğini yapmak için de mümkün olduğunun altını çizmek gerekiyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye