Üniversite yönetimi ölümü uyuşturucuya bağladı!
İSTANBUL Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesinde zorla sokulduğu kanalizasyonda kaptığı enfeksiyon nedeniyle yaşamını yitiren Taşeron İşçi Zafer Açıkgözoğlu’nun ölümüyle ilgili açılan davada İÜ yönetiminden skandal bir savunma geldi. İÜ yönetimi bilirkişi raporlarının aksini iddia ederek işçinin ölümünü uyuşturucu kullanmasına bağladı.
Artı Gerçek’ten Rıfat Doğan’ın haberine göre Zafer Açıkgözoğlu taşeron işçi olarak çalıştığı İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde 14 Haziran 2013 tarihinde zorla sokulduğu kanalizasyon suyunda kaptığı enfeksiyon nedeniyle 17 Ağustos 2014 tarihinde hayatını kaybetti.
Avukat Yıldız Ertuğ Ünder ve Onur Deniz’in çabaları sonucu adli tıp, Çapa’da taşeron işçisi Zafer Açıkgözoğlu’nun kanalizasyona girdikten sonra kaptığı enfeksiyonla daha sonra yakalandığı karaciğer yetmezliği ve sonrasındaki ölüm arasında illiyet bağı olduğunu tespit etti.
Adli tıbbın bu tespitinden sonra bilirkişiler de işçinin ölümünde hem üniversite rektörünü hem de taşeron firmadan iki yetkiliyi asli kusurlu buldu.
BİLİRKİŞİ: KANALİZASYON SUYUNDAN KAYNAKLI
Ayrıca konuyla ilgili açılan tespit davasında İstanbul 32. İş Mahkemesi’ne gönderilen bilirkişi raporunda olayın “iş kazası” olduğu tespiti yapıldı.
Değerlendirme bölümünde ise işçiyle ilgili, “Önceden uyuşturucu kullandığı ile kendisinde olaydan evvel de ‘hepatit b’ hastalığının bulunduğu yönünde iddialar olsa da, söz konusu iddiaların doğruluğunun kabulü durumunda dahi yapılan kanalizasyon temizliği işi ile bu iş sırasında kanalizasyon suyuna maruz kalınması (iş ile olay arasındaki uygun illiyet bağı) ve ayrıca maruz kalınan kanalizasyon suyundan kaynaklı olarak ‘fulminant hepatit ve gelişen komplikasyonları’ sonucunda gerçekleşen ölüm olayı (olay ile zararlı sonuç arasındaki uygun illiyet bağı) ilişkisi ortadan kalkmamaktadır” tespitinde bulundu.
Uzmanlar, uyuşturucu kullanımının sadece bir etken olabileceğine dikkat çekerek, “Gerek sigortalının uyuşturucu kullanımı ve gerekse de olaydan evvel sigortalıda ‘hepatit b’ rahatsızlığının mevcut olması durumu ancak zararlı sonucun ortaya çıkmasındaki etkenlerden birisi olarak kabul edilebilecek mahiyettedir” dedi.
Uzmanlar değerlendirmelerinde, “Belirtilmiş olan nedenlerle söz konusu iddialara dava konusu uzlaşmazlık açısından bir sonuç bağlanabilmesi mümkün görülmemiştir” ifadelerine yer verirken, “Kurum müfettişi tarafından olaya yönelik olarak düzenlenmiş olan raporda tıbbi konularda yeterli araştırma yapılmadığı gibi olayın işyerinde meydana gelmiş olma durumu da değerlendirilmemiş olup; haliyle de eksik inceleme neticesinde iş kazası tespiti açısından isabetsiz bir sonuca ulaşıldığını” belirtti.
Değerlendirmenin sonuç kısmında “Yapılmış olan açıklamalar ve değerlendirmeler çerçevesinde yaşanan olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine ulaşılmıştır” dendi.
ÜNİVERSİTEDEN SKANDAL SAVUNMA
İşçinin ölümünde kusurlu bulunan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ise rapora itiraz ederek mahkemeye gönderdiği savunmada, kendilerinin olayda kusurlu olmadığını iddia ederek, taşeron işçiyi uyuşturucu bağımlısı olmakla suçladı ve ölümü uyuşturucu kullanımına bağladı.
Üniversite yönetimi savunmasında “Müteveffa Zafer Açıkgözoğlu’nun uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ve hatta AMATEM’DE tedavi gördüğü, bu nedenle zaten bir karaciğer hastalığı olduğu ve dolayısıyla vefatında üniversitemizin herhangi bir kusuru olmadığı bir somut olayda illiyet bağının da olmadığı AMATEM kayıtlarının celbi neticesinde anlaşılacaktır. Bu kayıtların celbini talep etmekteyiz” dedi.
ÖLEN İŞÇİNİN SABIKA KAYDINI İSTEDİLER
Üniversite yönetimi ayrıca dört yıl önce hayatını kaybetmiş işçinin sabıka kaydının da incelenmesini talep etti. Üniversite yönetimi “Zira; edindiğimiz bilgilere göre sabıka kaydının varlığı tespit edilmiş olup 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinden (Kullanılmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak) hüküm giymiştir. Bu husus da müteveffanın uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu, hastalığının ve vefatının bu sebeple gerçekleştiğini bize göstermektedir” dedi.
Üniversite yönetimi açıklanan nedenlerle kendilerinin kusurlu olmadığını ve yaşanan olayın iş kazası olmadığını iddia etti. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)