ŞİDDETİN OLDUĞU YERDE DİRENİŞİMİZ DE VAR
Gülistan ATASOY (Kamu emekçileri Sendikaları Konfederasyonu): Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik ve ayrımcılık günden güne derinleşirken, dünyanın dört bir yanında yükselişe geçen sağcı iktidarlar uyguladıkları cinsiyetçi, gerici ve militarist politikalarla biz kadınları her türlü şiddete ve güvencesizliğe mecbur kılmak istiyor. Ülkemizde ise tek adam rejimine geçişle birlikte kazanılmış haklarımıza dönük saldırılar artarak devam ediyorken bir yandan da etkisini gün geçtikçe artıran ekonomik krizle birlikte yoksulluk ve şiddet yaşamımızın bir parçası haline getiriliyor. KESK’LI kadınlar olarak; Her türlü baskı ve sindirme çabasına rağmen “Şiddetin olduğu her yerde direniş de vardır” diyerek; esnek, parçalı istihdamın vazgeçilmez unsuru haline getirerek güvencesizleştiren emeğimize, neoliberal politikalara, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, gericiliğe, savaşa, militarizme, ırkçılığa ve faşizme karşı alanlardayız. Bu yıl özellikle krizin kadınlar üzerinde yarattığı ekonomik şiddeti öne çıkararak, “Yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete karşı kadınlar mücadelede buluşuyor” şiarıyla; kalıcılaştırılmış OHAL rejiminin tüm uygulamalarıyla son bulması; hukuksuz bir biçimde ihraç edilen tüm emekçilerin işlerine geri dönmesi; esnek, güvencesiz, kayıt dışı çalışmanın yasaklanması; kadına yönelik şiddeti artıran cezasızlık politikasının son bulması, caydırıcı önlemlerin alınması ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; çalışma yaşamında kadınlara uygulanan ayrımcılık, mobbing ve tacize karşı etkin önlemlerin alınması; içeride ve dışarıda sürdürülen savaş politikalarına son verilmesi; bir arada, eşit ve barış içinde, laik demokratik bir yaşamın inşası için gerekli koşulların oluşturulması talepleriyle 25 Kasım’da meydanlarda kadın dayanışmasını büyütüyoruz.