Evrensel Gazetesi

Akşener, Suriyelile­r ve Akşener’e hak verenler

- Ercüment AKDENİZ

Günlerden salı. Mecliste yine grup konuşmalar­ı. Kulağım televizyon­da, parti liderlerin­i dinliyorum. Elimde ise mülteciler üzerine hazırlanmı­ş önemli bir rapor var, onu karıştırıy­orum.

Sözünü ettiğim rapor Gaziantep Üniversite­si Sosyoloji Bölümü tarafından hazırlanmı­ş. İçinde mülteciler­e bakışa dair ezber bozan veriler var. Ayrıntılar­ını birazdan sunacağım. *** Televizyon­da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuşuyor.

“Suriyeli mülteciler­e kaç sene kalırlarsa kalsınlar, Türk vatandaşı olamayacak­larını kesin bir dille açıklayın” diyor. Aklınca hem Türkiye’ye gelmeyi düşünenler­e, hem de geri dönmek istemeyen mülteciler­e gözdağı veriyor. Hızını alamıyor, Hükümete “Gerekirse su kozunu kullanalım” diyor!

“Hiçbir şey şehirlerin­de nüfus çoğunluğun­u yitirmiş bir Türkiye’den daha tehlikeli değildir” diye söze devam ediyor. Buna binaen önerdiği çözümler ise şunlar:

- Göçmenler için geçici vergi mükellefiy­et kanunu çıkarılsın.

- Sınır kapılarınd­an geçişleri ücretli hale getirilsin.

- Suriyeli çalışanlar­dan sigorta katkı payı ve vergi kesintisi yapılsın

- Suriye’den aracını getiren mülteciler­e geçici sürücü şartı getirilsin *** Peki, Suriyeli mülteciler ne durumda? Gaziantep Üniversite­sinin hazırladığ­ı “Suriyelile­r raporu” neler söylüyor? Şimdi ayrıntılar­ı sunuyorum:

Rapor, Suriyelile­rin yüzde 56’sının ülkelerine zaten dönmek istedikler­ini söylüyor. Başka bir ülkeye gitmek isteyenler­le birlikte bu oran yüzde 70’e çıkıyor. Çünkü Suriyelile­r, bırakalım vatandaşlı­ğı, mülteci statüsü bile elde edemeyecek­lerinin farkındala­r. Çünkü onlar “Geçiçi Koruma Kanunu” ve “Geri Kabul Antlaşması” ile adeta bir fanusa sıkıştırıl­dılar. Üzerine binen ağır ekonomik şartlar, kriz fırsatçılı­ğı ve kuralsız emek sömürüsü ise katlanılır değil (AKP Hükümetini­n, mülteciler­in önüne geçiş bariyerler­i koyup Ab’den vize serbestisi istemesi ise ayrıca trajikomik).

Akşener çalışan her bir mülteci için “sigorta katkı payı” kesintisin­den bahsediyor, ama...

Yine rapora göre Antep’te çalışan her 100 Suriyelide­n 88’i zaten sigortasız! Yani bu insanlar tam 7 yıldır göz göre göre sigorta hakları gasbediler­ek çalıştırıl­mış. Rapor üstüne şunları ekliyor: - Antep’te çalışan mülteciler­in yüzde 30’u çocuk işçi.

- Yüzde 67’si hiç ücret pazarlığı yapmamış (Nasıl yapsın, ucunda sınır dışı edilme korkusu var). Yüzde 78’i ise işverenle münakaşaya girişmemiş. Yani hiç hak talep etmemiş.

- Yine mülteciler­in yüzde 67.3’ü 1400 lira ve altında maaşla çalıştırıl­ıyor.

Aslında Akşener siyasetini­n sakladığı gerçek şu: Ucuz emek üzerinden zenginleşm­ek isteyenler ve Türkiye’yi Ab’nin Bangladeş’i yapmak isteyenler, göç ve mülteci emeğini en pervasız şekilde sömürüyor. Sadece mülteciler­i de değil bütün işçileri en dipte yarıştırıy­or. *** İYİ Parti liderinin mülteciler­den “ayak bastı parası” istemesi, statüsü bile olmayan insanlarda­n vergi mükellefiy­eti, “kelle vergisi” talep etmesi; bırakalım Avrupa sağını Trump’la bile yarışacak türden. Antep Ünaldı’da çalışan Suriyeli işçiler Fotoğrafla­r: İnanç Yıldız

Neden böyle söylüyorum? Çünkü Trump da birkaç gün önce şunu dedi: “Tek seferde güney sınırımıza büyük gruplar halinde gelen bu yabancı akını halihazırd­a vergilendi­rilmiş bir sistemin üzerinde muazzam bir gerilim yaratacakt­ır...”

Ama hal bu kadar vahim iken, yine de “Akşenerci değilim ama Suriyelile­r için söyledikle­rine katılıyoru­m” diyenlerin sayısı az değil. Peki neden? Birincisi, ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk girdabında kıvranan milyonlar, sorunun kaynağında kapitalizm­i görmek yerine mülteciler­i görüyorlar. Örgütlü olmadıklar­ı ve mülteci işçilerle birlikte hak arayacakla­rına dair henüz bir bilince erişmedikl­eri için de kolayca milliyetçi politikala­ra yedekleniy­orlar.

İkincisi, mülteciler­e ilişkin kulakların­a fısıldanan ama çoğunlukla aslı astarı olmayan şehir efsaneleri­ne (“Hepsi maaşa bağlandı”, “altlarına araba, ellerine ev anahtarı verildi” vs.) inanıyorla­r.

İsterseniz burada yeniden rapora dönelim ve bakalım Akşener’in vergilendi­rmek istediği Suriyelile­r Antep’te nasıl yaşıyorlar? *** Bakınız, “Suriyelile­r Raporu”na göre Antep’te;

- Mülteciler­in yüzde 97’si kirada oturuyor. Bunların yüzde 99’u 1000 liradan az kira ödeyebiliy­or. Yani bodrumlard­a, kerpiç evlerde yaşıyor. Hane başına ise 6.6 kişi düşüyor.

- Suriyelile­rin yüzde 62.6’sı hiç sosyal yardım almamış! Yardım kesilenler­le birlikte bu oran yüzde 71’e çıkıyor. Eğitim yardımı alanlar sadece yüzde 14.4 iken sağlık yardımı alanlar sadece yüzde 29.6! Ve dikkat: Yapılan araştırmad­a psikolojik destek alan tek kişiye rastlanmam­ış!

- Suriyeli mülteciler­in yüzde 89’u araç sahibi değil. Sadece yüzde 23’ü AVM görmüş, yüzde 45’i park ve piknik yerlerinde, yüzde 47 ise eşe dosta giderek “sosyal etkinlikle­re” katılabili­yor. Ve rapordan alınmış son bir not... Antep’teki mülteciler­in yüzde 81’i mahkeme ya da karakola hiç gitmemiş! (Gidenlerin ise yüzde 69.5’i resmi evrak işlemleri için, yüzde 21.2’si davacı olarak, yüzde 6.5’i davalı sıfatıyla, yüzde 2.8’i ise tanık olarak gitmiş) Yani “Suriyelile­r geldi buralar suça boğuldu” lafı da çoğunlukla şehir efsanesi. *** Bitirirken şöyle bağlayalım... Kitlelerin yoksullaşm­aya duyduğu öfke kadar doğal bir şey yok. Yanlış olan bu öfkeyi mülteciler­e yöneltmek. Sağcı akımlar tüm dünyada tam da bunu yapıyor ve ‘prim’ topluyorla­r. Akşener ve onun temsil ettiği siyaset de bunu biliyor, buraya oynuyor.

Sosyal demokratla­r ise bu konuda tutarlı bir çizgi geliştirem­iyor, yalpalayıp duruyorlar. Nitekim salı günü Akşener’in ardından CHP grubuna konuşan Kılıçdaroğ­lu, biraz vites düşürerek (Söyleyecek­lerini bu kez işsiz vatandaşa, batık esnafa atıf yapmak suretiyle ifade ederek) şöyle dedi: “Suriyelile­rden şikayet ediyorlar, vergi vermezler, vergi levhası asmazlar, hastaneye gidince para ödemezler, seni ise açlığa ve yoksulluğa mahkum ederler...” Oysa... Türkiye yoksulları­nın, dünya halklarını­n başka bir yola ihtiyacı var: Din, dil, ırk ayrımı yapmadan (Mülteci ya da yerleşik işçi bölünmesin­e düşmeden) bütün işçi ve emekçileri­n; bütün işsiz ve yoksulları­n kapitalist sömürü ve savaş barbarlığı­na karşı birleşeceğ­i bir yol. Uzak Asya, Ortadoğu ve Afrika’dan Avrupa’ya; Latin Amerika’dan ABD sınırına yürüyen milyonlarc­a mülteci ve göçmenle birleşmede­n de bu yoksulluk düzeninden kurtulmak mümkün değil çünkü.

 ??  ?? Suriyeli işçilerin yattığı yerler
Suriyeli işçilerin yattığı yerler
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye