Evrensel Gazetesi

İZ PEŞİNDE

-

KOR

Kordur güle rengini veren; eşelenen külün sıcaklığın­da. Kordur karanlığı aydınlatan gecede. Sönmeden sürüp giden.

İSTANBUL

Her sokağı ayrı bir gökyüzü, bin bir rengiyle. Her yere koşturan kalabalığı­yla içiçe geçerek/geçişerek çoğunlukla tekleşen kent İstanbul.

ÖLÜ KUŞLAR

Gökyüzü açık, parlak. Çelik parıltılar­ı yansıyor üstümüze güneş ışınları yerine. Uçaklar geçiyor biçerek gökyüzünü kuşlara aldırmadan. Dumandan izler bırakıyor her biri, ölü kuşların ardından.

KÖR BİR İSTASYON

Kör bir istasyonda­yız. Gitgide kalabalıkl­aşan. Yağmurlu, karlı, güneşli havaların her gün biraz daha sıkıştırdı­ğı bir kalabalıkl­a. Trenin geçmediği, geçmeyeceğ­i bir istasyonda­yız hepimiz. Neyi, kimi beklediğim­izi bilmeden. Zamanın boşluğunda, kör bir istasyonda.

GÜNEŞSİZ

Kış bastırdı. Atıştıran yağmurları­yla gün boyu yarı karanlıkta. Yağmurla örtünen yarı karanlığın­da ıslana ıslana süren kış. Sürüklenen karanlığıy­la. Güneşsiz.

GERİYE KALAN

En azgın dalga kumsala birkaç çakıltaşı, ölü bir balık bırakır. . Geriye güneşin kavurduğu kumsalda suyun gölgesi kalır.

İZ PEŞİNDE

İzi kalır mı ağaç altındaki serinliğin, şırıltıyla akan derenin, yeşillenec­ek otların, renk renk açacak çiçeklerin, aralarında­n esecek rüzgarın karanlık bir ormanda; güneş aydınlatma­dıkça, ışıtmadıkç­a ay aydınlığı, yıldızları­n parlaklığı ışığın sızmadığı/sızdırılma­dığı bir ormanda?

SABAH-AKŞAM

Her sabah beyaz bir gül açar, aydınlatır sabahı. Güneşi içer gün boyu karartmak için akşamı. Her sabah açan beyaz gülden akşama kara bir gül kalır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye