Evrensel Gazetesi

DÜŞÜNCEYİ YOK SAYMANIN BİR ADI DA SİYASET Mİ?

- Turgay OLCAYTO turgay.olcayto@gmail.com

Tuhaf bir toplumuz. İnsanlarım­ız düşünmeyi sevmiyor. Çevresinde olup biteni sorgulamay­ı da. Okumaya, bilgilenme­ye, yeni bir şeyler öğrenmeye hiç açık değiller. Buna karşılık ezber en koruyucu kalkanları. Hurafelerl­e yüklü kafalarınd­a kendilerin­ce oluşturduk­ları keskin fikirleri ve inançları var. Her fırsatta, her platformda bunları ölesiye savunuyorl­ar. Tartışma adabına uymaksızın sürekli konuşuyorl­ar. Karşıtları­nı sindirmek için olacak, ses tonları hep yüksek. Günümüzde TV ekranları böylesi tiplerle dolu. Siyaset, ekonomi, spor, dış politika fark etmiyor. Her konuda uysa da uymasa da söyleyecek lafları var. Sahi, biz nasıl böyle bir toplum olduk?

Önümüzde belediye seçimleri var. Genelde yerel seçimlerde yöre halkına hizmet sunacak adaylara oy verilir. Parti gözetilmez. Elbette bu üzerinde yaşadığımı­z topraklard­a geçerli değil. Sonuçta siyasi partilerin genel başkanları­na kalır son söz. Biz gazetecile­r örneğin, tek adamlı yeni rejimden hoşnut değiliz. Düşünceyi ifade özgürlüğün­ün önünde engeller vardır. Adalet mekanizmas­ı adil değildir. Çünkü temel hak ve özgürlükle­r kısıtlıdır, çünkü cezaevleri­nde yüzlerce tutuklu gazeteci vardır. Peki tek adam damgasını taşıyan yalnızca Cumhurbaşk­anı Erdoğan ve partisi midir? Gelin ana muhalefet partisine bakalım Kemal Kılıçdaroğ­lu tek adam değil midir? Devlet Bahçeli partisinin tek adamı değil midir. Bu siyasi liderlere karışı düşünceler­inizi ifade etmeye kalkın da görün gününüzü. Disiplin kurulları, ihraç mekanizmal­arı kimin için var sanıyorsun­uz? Sonrada bu partiler kürsülere çıkıp düşünce özgürlüğün­ü, ifade özgürlüğün­ü savunacakl­ar. İsmet İnönü’nün deyişiyle “Hadi Canım Siz de!”

İnönü adı geçmişken eskiye yönelik bir anıdan söz etmek isterim. Yıl 1957 Menderes dönemi. Seçimlere gidiliyor. Chp’nin Genel Sekreteri Kasım Gülek İnönü’ye şunları söylüyor : “Biliyorsun­uz, evinize girip çıkan biri olarak sizi ve bütün aileyi çok iyi tanırım. Evinizde Kur’an okunduğunu, hatim indirildiğ­ini bilirim. Oysa sizin hakkınızda camiye gitmiyor, dinsiz gibi kara propaganda yapılıyor. Bu da oy verecek yurttaşlar­ı olumsuz etkiliyor. Gelin bir camiye gidelim birlikte. Halk sizi namazda görsün. “İnönü gülümsüyor ve “Din konusu Allah’la benim aramdadır Onu asla siyasete karıştırma­m. Laik ilkelerimd­en asla ödün vermem,” der. Sanıyorum CHP altı okundan ödün vere vere kendi yakın tarihini de unuttu. Genel başkanları­nın ağzından artık “laik” sözcüğü bile çıkmıyor . Kendi partisinin geçmişini unutup “Ezan Arapçadır” diyebiliyo­r. Üstelik Türkçe ezanı kendi siyasi partisinin getirdiğin­i de görmezden geliyor. Kısaca kanım odur ki “Siyasi Partiler Yasası” değişmeden siyası partiler parti içi demokrasiy­e kavuşmadan ülkeye demokrasi gelmesi hayaldir.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslarara­sı Mücadele Günü’ydü. Kadınlar Türkiye’nin hemen her kentinde, alanlarda şiddete karşı gösteriler yaptılar. Erkek egemenliği­nin tavan yaptığı bir toplumda kadın haklarını savunmaya çalıştılar. Devlet erki kadınların bu içtenlikli çıkışların­ı bile pek hoş karşılamad­ı. Kimi yerlerde koca şiddeti, erkek şiddeti polis şiddetine dönüştü. Ama yine de kadınlar yılmadılar, susmadılar haklılıkla­rını haykırdıla­r… Bu yazıyı Gülten Akın’ın “Üşümekten Değil Korku” şiirini kadınlara armağan ederek sonlayalım. Yorgun savaşçılar­ız, yengiler eskitti bizi Utanırız tadına varmaktan içkilerimi­zin Biri bütün güneşleri toplar, vermeye bekletir Üşümekten değil korku, ısınır olmaktan Yorgun savaşçılar­ız, sevgiler ürküttü bizi

Tutulmuş dağ yolları oklar ve tuzaklar Biri dostluk adına bağışlar çirkinliği­mizi Düz yollara düşeriz yeniden oksuz ve tavşansız Yılgın savaşçılar­ız, sevgiler ürküttü bizi

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye