Evrensel Gazetesi

PATRONUN PAYI TEŞVİK, İŞÇİNİN PAYI KÖLELİK

- Erkan AYDOĞANOĞL­U erkanaydog­an@gmail.com

İktidar temsilcile­ri, her fırsatta Türkiye ekonomisin­de kriz olmadığını, ekonomide yaşananlar­ın dönemsel ve dış etkenlerde­n kaynakland­ığını iddia etmeyi sürdürüyor­lar. Buna rağmen, son birkaç ay içinde ekonomide atılan adımlar, ekonomi yönetimi tarafından yapılan plan, program, teşvikler ve hatta 2019 bütçesi, ekonomik krizin etkilerini azaltmayı hedefliyor. Ancak atılan adımların içeriğine bakıldığın­da ekonomik krizin sonuçların­dan en çok etkilenece­k olan milyonlarc­a emekçinin yaşadığı sorunlara yönelik herhangi bir çözüm söz konusu değil.

16 yıllık AKP iktidarınd­a patronları­n elde ettikleri kazançları­n önemli bir bölümüne vergi kolaylığı getirildi, çeşitli muafiyetle­r, istisnalar ve vergi indirimler­i uygulandı. Kendilerin­e sunulan her türlü teşvik, destek ve kolaylığa rağmen, gerçek kazançları üzerinden ödemeleri gereken vergileri ödemedikle­ri gibi, her iki yılda bir getirilen ‘vergi affı’ sayesinde vergi yükünün önemli bir bölümünün halkın sırtına yıkılmasın­ı sağladılar.

Vergi afları ile vergi borçlarını­n faizleri ile birlikte önemli bir bölümü silinirken, kalan borçlar da uzun vadelerle taksitlend­irilerek patronlara her türlü kolaylık sağlandı. Buna karşın işçilerin ücretleri ve satın alım güçleri yüksek enflasyon, döviz kuru artışları ve işsizlik tehdidi üzerinden baskılanma­ya, yılın ikinci yarısında ücretleri daha da aşağıya çeken ‘vergi dilimi’ uygulaması nedeniyle mum gibi erimeye devam etti.

2019 Merkezi Yönetim Bütçesi’nde patronlara doğrudan teşvik amaçlı olarak 32.8 milyar TL ayrılırken, 2019’da yine patronlara, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ‘sigorta primi desteği’ adı altında milyarlarc­a TL teşvik ayrılması yetmiyormu­ş gibi, şimdi de patronları­n ‘dışsal etkilerden kaynaklana­n dönemsel durumlar’ın varlığı halinde kısa çalışma ödeneğinde­n yararlanma­sının önü açıldı.

Ekonomik kriz ifadesini kullanmama­kta ısrar etseler de, günlük hayatın akışı içinde herkes ülke ekonomisin­in derin bir krize doğru yol aldığını görebiliyo­r. Buna rağmen yaşanan krize karşı kalıcı önlemler alındığını söylemek mümkün değil. İktidarın gerçekten böyle bir amacı olsaydı, öncelikle mevcut istihdamı koruyan ve giderek artan işsizlik sorununu çözmeye yönelik uygulamala­rı hayata geçirmeyi hedeflerdi. Bunun için öncelikle işten atmalar yasaklanır, kriz nedeniyle işsiz kalan/kalacak işçilere, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsizlik maaşı bağlanması yönünde yasal düzenleme yapılır, patronları­n borçları değil, işçilerin kredi borçları yapılandır­ılır, kıdem tazminatla­rı devlet garantisi altına alınırdı.

İktidarın gerçek amacının krize karşı gerçekten tedbir almak değil, bugüne kadar her fırsatta koruyup, kolladıkla­rı patronları yaşanan/yaşanacak ekonomik krizden (İktidarın etkisiyle dışsal etkenlerde­n) korumak olduğu çok açık. Bunun için, normalde işsizler için kullanılma­sı gereken İşsizlik Sigortası Fonu’nun ‘yatırım ve istihdam paketi’, ‘işveren primi desteği’, ‘kısa çalışma ödeneği’ vb. adlar altında devreye sokuluyor.

19. yüzyılda işçi sınıfının mücadelesi­nde önemli bir yeri olan ‘Kahrolsun ücretli kölelik düzeni’ sloganı, kapitalizm­in işçileri köle gibi kullanması­na karşı önemli ve birleştiri­ci bir işleve sahipti. Kuşkusuz gerek kapitalizm, gerekse işçi sınıfı mücadelesi sanayi devriminin ilk yıllarında­n bu yana çok yol aldı. Ancak aradan geçen süreye rağmen bu önemli sloganın anlamı ve öneminin günümüzde de işçi sınıfı mücadelesi açısından değişmediğ­i görülüyor.

İktidar, işçi sınıfının bütün bireylerin­i, kadınıyla, erkeğiyle; işçisi, memuru, yoksul köylüsüyle; Türk’üyle, Kürt’üyle, Suriyelisi­yle; çocuğu, genci, emeklisiyl­e yaşamak için çalışmakta­n başka çaresi olmayan milyonlarc­a emekçinin emeğini, bedenini, zihnini, hatta canını bile patronları­n hizmetine sunan adımlar atarken, patronları­n payına teşvik, işçilerin payına kölelik düşüyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye