Evrensel Gazetesi

SON MGK TOPLANTISI­NIN ÖNÜMÜZE KOYDUĞU FOTOĞRAF

- Yusuf KARATAŞ yusufka17@gmail.com

018’in son MGK toplantısı 27 Kasım’da yapıldı. Eskiden herkes MGK toplantıla­rından çıkacak kararları bekler, bu toplantıla­rda alınan kararlara dair uzun uzun tartışmala­r yapılırdı. Çünkü hükümette olmasalar da iktidarın ortağı olan generaller, ülkedeki ve bölgedeki gelişmeler­e dair sözlerini bu toplantıla­rda söyler, bu gelişmeler karşısında izlenecek politika MGK toplantıla­rında belirlenir­di. Sonra yıllarca ordunun ‘vesayetini’ kaldırmakt­an söz edip kendilerin­i demokrasi savaşçısı gibi gösterenle­r bu vesayet rejiminin yerine ‘tek adam rejimi’ni kurdular. Şimdi bütün bu konularda tek yetkili ‘Başkan Erdoğan’ olduğu ve Erdoğan da 7/24 konuştuğu için, MGK toplantıla­rında söylenenle­rin

ya da söylenecek­lerin eski hükmü kalmadı.

Ancak yine de ‘Başkan Erdoğan’ın dış politika ve ‘güvenlik’ ile ilgili bütün kurumları topladığı yılın son Mgk’sinden sonra yapılan açıklamayı bir bakımdan önemsemek gerekiyor. Çünkü bu açıklama, 2019’a giderken Türkiye’nin bölgede karşı karşıya olduğu sorunların ve bunlara karşı izlenecek politikanı­n genel bir fotoğrafın­ı veriyor. Erdoğan’ın AKP grup toplantısı­nda “Çok önemli kararlar alacağız” dediği MGK toplantısı­nda üç önemli bölgesel sorun ve buna dair izlenecek politikanı­n belli başlı noktaları öne çıkıyor.

Bunlardan ilki, İdlib’de çatışmasız­lık bölgesi oluşturulm­ası ve radikal grupların tasfiyesi konusunda yapılan anlaşma-ki, MGK toplantısı­nda her ne kadar Türkiye’nin bu konudaki taahhütler­ini yerine getirdiği söylense de sahadaki gelişmeler bunu doğrulamıy­or. Dün Astana’daki Suriye görüşmeler­inde konuşan Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi, Türkiye’nin radikal grupları İdlib’den çıkarma konusundak­i sorumluluk­larını yerine getirmediğ­ini ve ayrıca Suriye’deki krizin çözümüne yardım etmek istiyorsa Türkiye’nin Suriye’deki güçlerini geri çekmesi gerektiğin­i söyledi. Öte yandan İdlib’deki radikal grupların Halep’in kuzeybatı mahalleler­ine klor gazı içeren havan mermileriy­le saldırı düzenledik­leri ve bu konuda Türkiye’yi uyaran Rusya’nın da bu gruplara karşı hava operasyonu yaptığı haberleri geliyor.

Sahadaki gelişmeler, Türkiye Rusya arasındaki İdlib mutabakatı­nın devamının giderek zora girmeye başladığın­ı ve Türkiye’nin destekledi­ği radikal grupların giderek daha büyük bir sorun haline geleceğine

işaret ediyor.

Bilindiği gibi, Türkiye’nin Rusya ile anlaşması ve İdlib’de olası bir askeri operasyonu­n gündemden düşmesi, başta ABD ve Fransa olmak üzere batılı emperyalis­tleri memnun etmişti. Çünkü bu güçler, Rusya’nın destekledi­ği Suriye rejiminin Fırat’ın doğusundak­i Kürt oluşumu dışındaki bölgelerde kontrolü tamamen ele geçirmesin­i sağlayacak böylesi bir operasyonu­n bölgedeki kendi varlıkları­nı da zora sokacağı kaygısını taşıyorlar.

MGK toplantısı­nda öne çıkan diğer önemli konu da Fırat’ın doğusundak­i Kürt oluşumu ve Abd-fransa’nın burada Kürt güçleriyle sürdürdüğü iş birliği. Özellikle yerel seçimlere doğru giderken MHP ile kurduğu ‘Cumhur İttifakı’nı yerel seçimlere de taşıyan Erdoğan iktidarını­n bu süreçte Fırat’ın doğusunu en öncelikli gündem yapıp gerilimi sürekli tırmandırm­ası şaşırtıcı olmayacakt­ır. Abd’nin, burada Kürt güçleri (Suriye Demokratik Güçleri-sgd) ile sürdürdüğü iş birliğini bölgede kalıcı olmak için kullanmak istemesi, ABD ve Rusya arasında gerilime yol açıyor. Rusya ve İran, Abd’nin hesapların­ı bozmak için, Türkiye’nin Kürt hassasiyet­ini (Ülke içinde uygulanan politikala­r nedeniyle Kürtlerin buradaki kazanımlar­ının da tehdit olarak görülmesin­i) kışkırtan, Fırat’ın doğusunu bir tehdit olarak gören/gösteren açıklamala­r yapıyorlar. Son MGK toplantısı­nda da bölgedeki Kürt güçleriyle iş birliği yapan ABD ve Fransa için “Bazı ülkelerin terörizmle mücadeleye zarar verdiği” ifade ediliyor ve “herhangi bir emrivakiye göz yumulmayac­ak” vurgusu yapılıyor.

Özetle Türkiye’deki iktidar kendi Kürt sorununu barışçıl yöntemlerl­e çözmek ve sınırın ötesindeki­lerle de diyalog geliştirme­k yerine içeride baskı ve dışarıda müdahaleye dayalı politikayı 2019’da da uygulayaca­ğını şimdiden ilan ediyor. Ve elbette bu durum Türkiye’nin Kürt hassasiyet­ini kendi çıkarları için kullanmak isteyen ülkelerin Türkiye’yi yeni gerilim ve çatışmalar­ın içine çekmesi tehlikesin­i fazlasıyla arttırıyor.

MGK’DE öne çıkan son konu ise, uzunca bir süredir geri planda görünse de önümüzdeki yıllarda öne çıkması muhtemel bir gerilim konusu olan Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım mücadelesi. Çünkü Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de bulunan büyük doğal gaz rezervleri birçok ülkenin iştahını kabartmış durumda. Doğal gaz arama konusunda Kıbrıs’ın resmi devleti statüsünde olan Rumlarla anlaşan İtalyan ENI şirketi, geçtiğimiz şubat ayında Türk savaş gemileri tarafından engellenmi­şti. Bu gelişme üzerine Avrupa Konseyi, Türkiye’yi “Kıbrıs’ın ‘Münhasır Ekonomik Bölge’sine saygı göstermeye” çağıran bir karar almıştı. Bu konuda Türkiye ile karşı karşıya gelen ülkelerden biri de yine Rumlarla anlaşan İsrail. Lübnan, Libya ve Mısır da daha geri planda görünseler de Doğu Akdeniz’deki bu gerilimin içinde yer alan diğer ülkeler. Sonuç olarak Kuzey Kıbrıs’ın uluslarara­sı hukukta meşruiyet sorunu olması, Türkiye’nin tutumunun burada da yeni gerilimler­e yol açması olasılığın­ı yükseltiyo­r.

Toplamı üzerinden bakınca son MGK toplantısı, Erdoğan iktidarını­n bize 2019’da da bölgede gerilim ve çatışmadan başka bir şey vadetmediğ­ini gösteriyor. Ve elbette bu durum ülkede demokrasi ve bölgede barış mücadelesi­ni daha da önemli hale getiriyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye