BREXİT’İN GETİRDİĞİ SİYASİ KRİZ EMEKÇİLER OLMADAN AŞILAMAZ!
BRİTANYA’NİN Ab’den çekilme kararının çıktığı referandumun yapıldığı haziran 2016 tarihinden iki buçuk yıl sonra, dolambaçlı bir süreçten geçerek gelen ve 585 sayfadan oluşan anlaşma tasarısı, Ab’ye ödenecek 39 milyarlık ‘ayrılma faturası’nın yanında göç, Kuzey İrlanda, sağlık, güvenlik ve çevre sorunları konusunda önemli maddeler içeriyor.
Britanya’nın Ab’den çekileceği mart 2019’dan sonra başlaması planlanan gelecekteki ilişkilere dair anlaşma görüşmelerinden önce sonlandırılmaya çalışılan, ve çekiliş ve geçiş dönemine dair olan bu tasarıların, özellikle ayrılma faturasının yanında göç ve özellikle Kuzey İrlanda sorunları konusunda maddeleri tepkilerin odağında.
Tasarılara göre geçiş döneminin sonlanacağı Aralık 2020 tarihine kadar serbest dolaşım sürecek ve bu tarihe kadar birbirlerinin ülkelerine gidecek taraf vatandaşları şimdikiyle aynı haklara sahip olacaklar. Ama özellikle Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında, 1999’da imzalanan Belfast Anlaşmasının kararlarına uygun olarak fiziksel bir sınırın önüne geçmek ve taraflar arasında bir karara varılmadığı takdirde izlenecek alternatif plan, gerek Britanya’nın Ab’de kalması, gerekse de bu konudaki karar yetkisinin tek taraflı olarak Ab’ye bırakılması olarak yorumlanarak, hükümetin aldığı tepkilerle sarsılmasının ve birçok bakanın istifasıyla sonuçlanmasının temelini oluşturuyor.
Kamuoyunda ‘backstop agreement’ olarak bilinen plana göre, taraflar arasında bir anlaşmaya varılmadığı takdirde, Kuzey İrlanda’ya gümrük birliği ve ortak Pazar konusunda Britanya’nın tümünü içerecek özel bir statü verilecek. Bu alternatif plan da, Britanya’nın Ab’de kalmayı fiili olarak sürdürmesinin yanında, bu süreçte AB karar-alma süreçlerine dahil olmayan Britanya’nın planın sonlandırılması yetkisini de tümüyle Ab’ye bırakması anlamına gelecek. Bunların yanında, Britanya bu ve çevre konusunda yaptığı anlaşmalar hakkında yükümlülüklerini sürdürecek ve konunun denetimi için karma komisyonlara dahil olabilecekse de, bir temsil hakkı olmaksızın, Avrupa Adalet Mahkemesinin kararlarına uymak zorunda olacak.
Bu haliyle anlaşma tasarısının açıklandığı 14-15 Kasım tarihlerinde hükümetin geniş tepki ve eleştiriler aldığı Avam Kamarası oturumları yaşanırken, geçen hafta aynı konuyla ilgili olarak istifa eden Jo Johnson’a ek olarak, Brexit Bakanı Dominic Raab, Çalışma ve Emeklilik Bakanı Esther Mcvey, yine Brexit Alt Bakanları Suella Braverman ve Shailesh Vara istifa ettiler. Partinin Brexit sürecinde daha milliyetçi bir çizgi izlemesini savunan kanadının temsilcisi olarak öne çıkan Jacob Rees Mogg ise, tasarıları Ab’ye teslimiyet ve vasallık olarak yorumlayarak, parti liderini bir güvenoyuna zorunlu bırakacak 48 mektuptan birini, konu hakkında