BİR ÇÖZÜM İMKANI GİBİ SUNULAN SEÇİM YOLUYLA SİYASET, ŞİMDİ SORUNUN KAYNAĞIYMIŞ GİBİ SUNULUYOR
ERDOĞAN’İN, Diyarbakır ve Hakkari’ye mevcut kayyımları aday göstermesini nasıl değerlendirirsiniz? HDP seçmenini daha da konsolide edecek bu tercihin maksadı ne? Kürt halkına nasıl bir mesaj veriliyor? Bence bu yoldan, kayyım atanma süreciyle başlatılmış, alenen hukuka aykırı bir uygulamanın halkoyu yoluyla meşrulaştırılması ve tartışma dışına çıkarılması hedefleniyor. Akp’nin ideolojik meşruiyet kaynakları içerisinde “seçilmiş olmanın” hayati bir önemi var. Vesayetçiliğin eleştirisi, sivilleşme veya normalleşme gibi kavramlarla devletin yapısını dönüştürürken AKP, esas olarak seçilmişler ile atanmışlar arasındaki çatışmaya dayandı. Bu yüzden atanmışları, bir de olağan koşullarda yapılmış bir seçimle tekrar onaylatmak istiyor olabilirler. Kayyımların aday gösterilmesi için bir diğer neden, HDP’LI belediyelerin uzun yıllardır yerel siyasete yüklediği anlamı boşa çıkarmak olabilir. AKP, belediye olanaklarının yerel düzeyde kültürel özerklik uygulamasını ikame eden bir araç gibi kullanılmasıyla ilgili eleştirilerini dile getirdi. Belediyelerin “Çöp toplamak yerine, siyasetle uğraşması” suçlaması, hep ana dili kursları, çok dilli belediyecilik gibi bazı faaliyetler üzerinden gerekçelendirildi. Kayyımların aday gösterilmesi, Akp’nin önerdiği tarzda “hizmet odaklı belediyecilik” anlayışının bizzat yerel halka onaylatılması ihtiyacından ötürü de olabilir. Aslında bir çözüm imkanı gibi sunulan seçim yoluyla siyaset şimdi sorunun kaynağı, yerel özerklik uygulamalarıysa bölücülüğün kanıtıymış gibi sunuluyor. Gerçekten de konu Kürt sorunu olunca, bir dönem sorun dediğimiz sonradan çözüm veya tersine çözüm dediğimiz de sorun gibi ortaya konabiliyor. Belki de çözüm arayışlarımızın ele alması gereken ilk sorun bu çözüm-sorun paradoksundan kaynaklanıyor. zayıflığı ağır bastı? Zira kimi yorumlara göre, ekonomik kriz etkisinin toparlanabilir olmaktan çıkacağı endişesiyle pozisyon değiştiren Erdoğan oldu. Kimilerine göre ise MHP, tek başına gireceği seçimde yaşayacağı gerilemeyi/başarısızlığı göze alamadı...
İkisi de etkilidir ancak şuna bakmak lazım; uzlaşmazlığı ortaya çıkaran genel af, andımız kararı gibi konularda Akp’nin tutumunda hiçbir gerileme göremiyoruz. Bu durumda ittifaka kimin yanaştığı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Meseleye böyle bakınca yapılan yorumlara bir yanıt vermiş olabileceğimizi düşünüyorum. Diğer yandan, iki tarafın da bu salınımlarından belli kayıpları ve kazançları oldu. Dolayısıyla memleket için olmasa bile kendileri açısından iyi bir iş yaptıklarını düşünüyorum!