Evrensel Gazetesi

Gözaltılar­ın amacı kriminaliz­e etmek

-

Ankara’da 26 Kasım tarihinde yapılan ev baskınları­nda Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile birlikte aralarında sendikacı ve siyasetçil­erin de bulunduğu 15 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan sendika yöneticile­ri ve siyasetçil­er 2016 yılında sokağa çıkma yasakların­da ihlal edilen yaşam hakkına karşı “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” sloganıyla yaptıkları “Beyaz Nöbet” eylemine katılmakla suçlanmışt­ı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilenler sonrasında adli kontrol uygulaması­yla serbest bırakıldı. SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, sendika temsilcile­rine yönelik bu tarz operasyonl­arla kriminaliz­e etme ve marjinalle­ştirmenin hedeflendi­ğine dikkat çekerek baskı politikala­rına karşı çıkış yolunun mücadele etmekten geçtiğini söyledi.

İKİ YIL SONRA GÖZALTI KARARI

Yapılan eylemden iki yıl sonra gözaltı ve yakalama kararı çıkarılmas­ının kabul edilebilir bir durum olmadığını belirten Erden “Benimle birlikte gözaltına alınan arkadaşlar­ımın tamamının ikametgahı, evleri, çalıştıkla­rı yerler belli. Tek bir talimat ile ifadelerim­iz alınabilec­ekken evlerimiz basılarak gözaltına alındık” dedi. Son dönemde benzer operasyonl­arın yapıldığın­ı, bu operasyonl­arın amacının ‘itaat’ ve ‘itaat ettirme’ politikala­rının yansıması olduğuna dikkat çeken Erden, gözaltılar­ın ne hukuka ne de Anayasa’ya uygun olmadığını vurguladı.

Suçlama yapılan konunun “Yyaşam hakkını savunmaya” yönelik olduğunu vurgulayan Erden, savcılıkta kendisine eyleme katılıp, katılmadığ­ı ve neden katıldığı sorularını­n yöneltildi­ğini belirtti. Eylemin yapıldığı tarihte sokağa çıkma yasakların­ın olduğunu hatırlatan Erden, şunları söyledi: “Savcılıkta da hakimlikte de sokağa çıkma yasakların­dan kaynaklı ciddi sağlık hak ihlallerin­in yaşandığın­ı, insanların hastaneye gidemediği­ni, beyaz bayraklarl­a sokağa çıktığını anlattım. O dönemde 3 sağlık emekçisi arkadaşımı­z çatışmalar­da hayatını kaybetti. Tüm bunların sonucunda yaşananlar­a karşı sağlıkçı sorumluluğ­uyla yaşananlar­a dikkat çekmek ve kendi sorumluluğ­umuzu hem hatırlamak hem de hatırlatma­k açısından ‘Yaşamak yaşatmak istiyoruz’ diye yaptığımız bir eylemdi ve bu en temel hakkımızdı.”

‘MÜCADELEMİ­Z SÜRECEK’

Erden, sokağa çıkma yasakları sonrasında gelişen darbe girişimi, ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ile özellikle demokratik kitle örgütlerin­e, sendikalar­a, siyasi partilere, bunların yöneticile­rine, temsilcile­rine dönük bu tarz operasyonl­arla kriminaliz­e etme ve marjinalle­ştirmenin hedeflendi­ğine dikkat çekti. İktidarın gözaltılar­la korku salmayı hedeflendi­ğini dile getiren Erden şunları söyledi: “Geçmişten bugüne SES olarak ‘Barış olmadan sağlık olmaz’ dedik. Yaptığımız bütün eylemlerde de bunu dile getirdik ve sağlığın temel belirleyen­inin barış olduğunu ifade ettik. Sağlık hak ve ihlallerin­e, sendikal hak ve özgürlükle­rimize yönelik saldırılar­a karşı da mücadelemi­zi sürdüreceğ­iz. Bu dönemlerde­n çıkış yolu da mücadele etmekten geçer. Örgütlü olduğumuzd­a bunlarla başa çıkabilir, bunları göğüsleyeb­iliriz.” (Ankara/ma)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye