G20’DE USMCA İMZALANIRKEN BİNLER SINIRDA BEKLEMEYE DEVAM EDİYOR
BAŞKAN Trump, göçmen kervanında sığınma talep eden binlerce insanın “taş kalpli suçlular” olduğuna inanmamızı istiyor, ama öyle değiller. Kervandaki 6 bin insanın neredeyse yarısı kadın ve çocuklardan oluşuyor. Neoliberal serbest ticaret anlaşmalarının Honduras ve bölgedeki diğer ülkelerdeki iflasından kaçan ekonomik sığınmacılar. Ne ilginçtir ki ana akım medya Venezuela’yı terk eden insanlar için açıkça bu Güney Amerika ülkesinin sosyalist politikalarını suçlarken Honduras’tan gelerek sığınma talep edenlerin kapitalizmin ülkedeki iflasından kaçtığını asla belirtmiyor.
Başkan Trump, bu hafta sonu Meksika ve Kanada liderleriyle kameralara gülümseyip, el sıkışıp USMCA’Yİ imzalarken, sığınma talep eden binlerce kişi, dünyanın en zengin ve güçlü ülkesinin onlara kapılarını açması için dua ederek ABD sınırında çaresizce bekliyor olacak. Bu göçmenlerin, yaşadıkları bu vahim açmazdan sorumlu ülkeden sığınma talep etmeleri ne ironik. Ancak ABD’YE girmelerine izin verilmesi neredeyse imkansız. Çünkü bu göçmenler işçi olarak, diğer metalar gibi sınır ötesine serbest hareket etme hakkına sahip değiller.
Son derece korunaklı bu sınırın Meksika tarafında kalan göçmenler, yeni araba, televizyon, bilgisayar, kıyafet ve başka metalarla dolu binlerce kamyonun serbestçe sınırı geçerek ABD’YE girdiğini seyrediyor. Trump yönetiminin ABD Göçmen Kontrol Anlaşması anlamına gelen USMCA bu gerçekliği değiştirmeyecek, işçilerin sınır ötesi serbest hareketinin önündeki ticari bariyeri kaldırmayacak. İş arayan bu göçmenlere diğer metalarla aynı serbest hareket hakkını tanımak çok uluslu şirketlerin kârlarını maksimize etmek için onların ucuz emeğini sömürme “hakkı”nı ihlal etmek demek ne de olsa. Ve bu kârlara bekçilik etmek için erkekleri, kadınları ve çocukları gaza boğmak gerekiyorsa, olsun varsın gaza boğulsunlar.