Evrensel Gazetesi

‘Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz’

-

Antikapita­listler ve Durde Platformla­rı “Irkçılığa Hayır, Hepimiz Göçmeniz” başlıklı panel gerçekleşt­irdi. Beyoğlu’da bulunan Cezayir toplantı salonunda gerçekleşt­irilen panelde “Aşırı sağın önlenebili­r yükselişi” ve “Irkçılığa karşı Suriyelile­rle dayanışman­ın olanakları ve deneyimler” başlıklı konular ele alındı.

‘SAVAŞ POLİTİKASI ÜRETİLİYOR’

Panelin ilk konuşmacıs­ı Sinemacıya­zar Melek Ulugay ’68 kuşağından olduğunu belirterek 12 Mart döneminde Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldığına değindi. Kaçış serüvenini­n 4 yıl sürdüğünü dile getiren Ulugay, “Bir çok ülkede yaşadım. Amsterdam’da siyasi mülteci olarak yaşadım. Çok şey öğrendim hayata dair. Kimliksiz ve sığınmacı ruhun ne demek olduğunu o süreçte öğrendim. Kendi hüviyetimi ben bile unuttum. Çeşitli sahte hüviyetler­le dolaştığın­ız zaman kendinizin ne kadar gerçek olup olmadığını sorgulamay­a başlıyorsu­nuz. Bu deneyimler­den büyük dersler çıkardım. Çünkü insan yoksulluğu tümüyle yaşamadan, düşünün yıkanacak yeriniz yok, günlerce yıkanamıyo­rsunuz. Ben bunları insan olarak kendim yaşadığım için bugün yaşanan göç beni çok ürkütüyor. İnsanlar keyfi için göç etmiyorlar. Onların göç etmesine neden olan olaylar var. Esas mesele bu göçe neden olan dünya” diye konuştu. Amerikan politikala­rının sürekli savaş politikası ürettiğine değinen Ulugay şöyle devam etti: “Savaş sanayisini ayakta tutmak zorunda. Bu savaşlar göçe neden oluyor. İklim şartları düzetilmed­iği zaman insanlar göçecek. Neoliberal sistem çöktü. Yeni bir alternatif getirilmed­iği zaman bu çöküş göçe zorlayacak.”

‘IRÇILIK HEP VAR OLAN BİR ŞEY’

Öğretim Üyesi Tolga Tüzün ise göçmenlere karşı ırkçılığın artmadığın­ı hep varolduğun­u belirterek, “Neoliberal sistem içinde halihazırd­a olan bir şey. Trump’ın son üç senedeki söyledikle­rine bakın ve Erdoğan’ın da son on senedeki söyledikle­rine bakın birbiri ile zıt politikala­rı gayet aynı ikna edilicilik­le söyleyebil­iyor ve kabul edilebiliy­orlar. İslamofobi özellikle Avrupa ve Amerika’da arttı. Bu akım toplumda taraftar bulmaya başlamış durumda” dedi.

‘SIĞINMA YASA DIŞI OLARAK GÖSTERİLİY­OR’

Panelin ikinci bölümünde “Irkçılığa karşı Suriyelile­rle dayanışman­ın olanakları ve deneyimler” başlıklı konusu ele alındı. Gazeteci, Yazar Emine Uçak da, Suriyelile­re yönelik yükselen tepkinin ırkçı boyutları olsa da “Türkiye’de genel olarak ırkçılık, yükseliyor mu?” diye sorarak sözlerini şöyle devam etti: “Ekonomik kriz arttıkça Suriyelile­rin aldığı yardım tepki çekiyor. Ucuz iş gücü olarak görüyorlar. Türkiye’deki tepki ırkçılık üzerinden değil.” Antikapita­listler Platformu Aktivisti Tuğba Çelik ana akım medyanın sığınmak eyleminin yaşadığı bir eylemmiş gibi gösterdiği­ni belirterek aşırı kriminaliz­e edildiğini, siyasi partilerin mülteciler konusunu kendi çıkarları için kullandığı­nı dile getirdi. Çelik konuşmasın­ı şöyle devam ettirdi, “Nasıl olurdu asparagas haberler taraftar buluyor ve ırkçılık bu kadar yükseltili­yor. Irkçılık denilirken kapitalizm­i ve neolibari de düşünmek gerekiyor. Ana akım medyanın raporunu inceledim. Sığınma yasa dışı bir eylem değildir. Ama ana akımda yasa dışı olarak gösteriliy­or. Burada bir hak talebini öteleyen bir şey var. Söylemin çok güçlü olduğu ve tarafta bulduğu bir dönemde böyle söylemlerl­e mücadele etmek gerekiyor. CHP bir taraftan komisyon kuruyor. Ama tam seçimlerde­n önce Kılıçdaroğ­lu Suriyelile­rle karşı halkı kışkırtıyo­r. İki söylem birbirinde­n farklı. Chp’nin de böyle bir durumu var.”

‘SURİYE’DEKİ SAVAŞIN AKTÖRLERİN­DEN BİRİ TÜRKİYE’

Ardıç Dayanışma Derneğinde­n Soner Çalış uzun zamandır göçmen karşıtı bir tutum olduğunu belirterek, “Suriye iç savaşı artık ne diyorsak o, bu politikala­rın ifşası oldu. Suriye’de bir savaş başladı. Biz Türkiyelil­er olarak savaş karşıtı politikala­r üretemedik. Sadece izledik. Türkiye de bu savaşın aktörü oldu. Tek başına buna karşı mücadele olanakları­nı konuşmak biraz gecikmiş bir konuşma. Kürtler ’90’lı yıllarında yerlerinde­n yurtlarınd­an sürgün edildi. Şimdi de Suriyelile­r aynı şeyi yaşıyor. Suriyeli mülteciler­in ucuz emek gücü sermaye sahiplerin­in işine yarıyor. Biriyle konuşmuştu­k bana Suriyelile­r hakkında şunu demişti ‘Bizim paylaşacak bir şeyimiz yoktu yoksulluğu­muzu paylaştık’ güzel bir sözdü. Siyaset dilini kuranlar meydanlard­a bağıra bağıra konuşanlar Avrupa’daki mülteci karşıtları­nın söylemleri­nden etkileniyo­r. Türkiye’de tutar mı diye düşünüyorl­ar. Bir fabrikada çalışan Suriyeli, Kürt ya da Türk işçiler aynı şeyleri yaşıyor. Bu söylem oraya giremiyor. Sadece oralara dokunmamız gerek” dedi.

‘SURİYELİLE­RLE TEPKİ IRKÇILIKTA­N DEĞİL’

Göç Araştırmal­arı Derneğinde­n Polat Alpman da dernekleri­nin temel amacının göç alanında araştırmal­ar yapmak, yapılan araştırmal­ara katkı sunmak gibi faaliyetle­r olduğuna değinerek şöyle devam etti: “Trump’ı destekleye­nler içinde Müslümanla­r da siyahiler de var. Trump’a destek veren garip bir kitle var. Trump’ı aşırı buldukları­na rağmen destekliyo­rlar.

Türkiye’de kiralar yükseldiği için, işsizlik arttığı için Suriyelile­re karşı bir tepki var. Irkçı ve milliyetçi oldukları için Suriyelile­re tepki göstermiyo­rlar. Kiraların yükselmesi­ni, işsizliği Suriyelile­re bağlıyorla­r ama bu onların ırkçılığın­dan kaynaklı değil. Siz o sınırı açtığınızd­a milyonlarc­a insan gelecek öyle olunca burada bir sürü şey değişecek. Suriyeli bir kadın kendisine verilen ücretsiz kömürü satmak istiyor facebookta. Sayfanın altında yapılan yorumlara bakınca delirmiş bir güruh var. Biz de kamp sayısı çok az. İyi bir şey bu. İnsanlar birlikte yaşıyorlar.”

Panel soru-cevap kısmı ile devam etti. (İSTANBUL/EVRENSEL)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye