Evrensel Gazetesi

Yerel seçimler demokrasiy­i inşa etmenin ilk adımı olarak görülmeli

- Şerif KARATAŞ İstanbul

Siyasetin gündemi yerel seçimlere kilitlendi. AKP-MHP ittifakı yerel seçimlerde devam ederken, muhalefeti­n ise görüşmeler­i sürüyor. Siyaset Bilimci Zafer Yılmaz, “Demokrasi güçleri gelmekte olan seçimleri kapsamlı bir demokrasi projesini hayata geçirmek adına yola koyulmak, örgütlenme­k ve ittifaklar inşa etmek için bir ilk adım olarak görmeli” dedi. Yılmaz devamla, “Mevcut seçimlerin bizler açısından yeniden bir karamsarlı­kla sonuçlanma­sını beklemeden, seçimleri demokrasiy­e hayat verecek karşılıklı yardımlaşm­anın, yaşam alanlarımı­zı paylaştığı­mız insanlarla ortaklık içinde bir araya gelmenin ve yeni doğrudan yönetim alanları yaratmanın bir aracı olarak görmeliyiz” değerlendi­rmesinde bulundu. Yeni Türkiye’nin Ruhu kitabı vesilesiyl­e Zafer Yılmaz ile, kitabını ve yerel seçimleri konuştuk.

Kitabınızd­a, Türkiye, neredeyse her anı sonu gelmeyecek gibi görünen siyasi ve ekonomik krizlerle dolu bir ülke ve bu krizlere yakın zamanda daha şiddetlile­ri de eklenecekm­iş gibi göründüğün­e dair vurguların­ız var. Bu dayatmaya karşı, toplumun çözüm yollarını düşünmekte­n alıkoyuldu­ğunu belirtiyor­sunuz. Bir yönetim stratejisi olduğunu ifade ettiğiniz, bu durumu biraz açar mısınız?

Türkiye’de mütemadiye­n yaşadığımı­z yapısal krizlerin yanında, bir de toplumu yönetilebi­lir kılmak için izlenen, kalabalıkl­arı maniple etmek adına kontrollü krizler yaratma stratejisi var. Yönetenler krizi, siyasal alanda demokratik alternatif­lerin doğmasını önlemek, kitleleri paralize ederek kısa süreli düşünme biçimleri içerisine hapsetmek ve siyasal muhalefeti gündelik mücadelele­r içerisinde nötralize etmek amacıyla gündelik hayatın parçası haline getirmeye çabalıyor. Örneğin AKP, tüm toplumu her siyasal karar anını var oluşunu sürdürmeye ya da yok olmaya dair bir kriz anı olarak yaşamaya zorluyor. Krizler ve kriz algısı yaratarak yönetme stratejisi, kalabalıkl­arın tutum ve duyguların­ı kısa süreli planlar ve otoriter hedefler yönünde biçimlendi­rmek için de kritik bir rol oynuyor; çünkü genelde kaygı, korku ve hınç gibi negatif duyguların genelleşti­rilmesini ve reaktif bir ruh hali ile otoriter düşünme ve tutum almaya dair bir yatkınlığı­n toplumda yerleştiri­lmesini sağlıyor. Yine bir başka örnek, Türkiye’de yoksulları­n ve emekçileri­n son kırk yıllarını ağır bir kriz içinde yaşamaya zorlanması. Bu ekonomik koşullarla ilgili olduğu kadar, yoksulları­n siyaseten belini bükme, onları gündelik yaşar hale getirme ve siyasi olarak kontrol edilebilir kılma çabasıyla da yakından ilişkili. Aslında çok yönlü bir olağanüstü hal siyaseti

uzun zamandır bizlerin normal hayatı haline gelmiş durumda. AKP, bitmeyen polis ve güvenlik operasyonl­arı, tutuklamal­ar ve yargılamal­ar yanında, kadın hakları ve laikliğe yaptığı müdahalele­rle de Türkiye’yi bir sürekli kriz toplumuna çevirdi. Sözün özü, çok katmanlı bir kriz yaratma ve yönetme stratejisi ile karşı karşıyayız ve bununla başa çıkabilmek için, başta AKP, milliyetçi­lik, ulus devlet ve neoliberal politikala­r olmak üzere, her defasında krize çözüm olarak önerilen şeylerin, sorunun ta kendisi olduğunu topluma çok iyi anlatabilm­ek gerekiyor.

OHAL SÜRECİ AKP’YE, GEREKLİ SİYASİ VE YASAL ARAÇLARI SUNDU

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye