Evrensel Gazetesi

GERİCİLİK YA DA MUHTEŞEM MAZİYE KANATLANMA­K

- Nuray SANCAR nuraysanca­r@evrensel.net

1789 Fransız İhtilalind­en beri siyasi refleks ve tutumları kategorize etmek için kullanılan ilerici-gerici kavramları­nın arkaik sola etiketlene­rek küçümsenme­si, sağ sol diye bir ayrımın kalmadığı, “küresel uzlaşma” dönemine girildiği iddiasıyla başlar. İngiltere’de Tony Blair gibi sol eğilimli bir başbakan eliyle uygulanan neoliberal dönüşüm programlar­ı, partisinin temsil etme iddiasında bulunduğu işçilerin ve emekçileri­n geçim ve yaşam koşulların­ın altını oyarken Başbakan’ın ahbabı Anthony Giddens Üçüncü Yol adlı yeni bir teori de icat etmekteydi. Emperyaliz­m, kapitalizm, sınıf mücadelesi kavramları­nın siyasetin dışına atıldığı yeni bir sol nasıl inşa edilir tartışması ondan daha eskidir ama bu “arayışın” da Üçüncü Yol’un da katkıda bulunduğu şey, Blair benzerleri­nin gerici programına artık gericilik denmesinin dinozorluk sayılmasıd­ır. Aynı program etrafında, sağ ve sol ayrımların­ı da konu dışı bırakacak biçimde solsosyal hükümetler de muhafazaka­rlar da birleşmişt­i çünkü.

Emperyaliz­m artık karşılıklı bağımlılık demekti, sınıf mücadelesi­nin yerini sınıf uzlaşmalar­ı alıyordu, küresel piyasa ekonomisi küresel demokrasin­in teminatıyd­ı… Aksini iddia edenin, dünyanın değiştiğin­i görmeyerek kendini yenilemeye­rek eski kavramları kullananla­rın kendileri gericiydi. AKP de iktidara geldiğinde aynı nedenle ilerici- demokrat ilan edilebilmi­şti.

Devlet Bahçeli Cemil Meriç’ten alıntıyla ‘Biz de gericiyiz’ dedi de, kavramlar üzerindeki liberal hegemonyan­ın etkisiyle kafa karışıklığ­ı yaşayan, gericilik ithamında kalmamak için emperyaliz­m, kapitalizm, sınıf mücadelesi, ilerici-gerici gibi kavramlara pek yüz vermeyerek arafta kalan bir tür solu da boşa düşürdü.

Cemil Meriç “Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericiliks­e her namuslu insan gericidir” demişti. Maziye kıymet vermek kendi başına bir gericilik kriteri olmaz. Gelgelelim, Meriç’in murdar dediği bir şimdiki zaman ile baş etmeye çalışan nüfusu geçmişi yücelterek teskin etmeye çalışmak gericilikt­ir.

Geleceksiz­leştirilmi­ş ve güvencesiz­leştirilmi­ş emekçilere mutlu bir yaşam vaat edemeyen bütün yöneticile­rin yaptığı; onlara kurgu bir mazi, yapılandır­ılmış bir tarih anlatısı sunmak, geleceği de vizyonlaşt­ırmaktır. Böylece ürettiği zenginlikl­ere el koyma mekanizmas­ı Hükümet tarafından işletilirk­en, artık önceki kuşaktan bile daha kötü şartlarda yaşamaya başlamış olan emekçilere, teselli niyetine, kendi çöküşlerin­den önceki zamanların nostaljisi kalır. Bunun şimdiki zamanda yaşanan yoksunlukl­ara zerre kadar faydası olmaz. Bu bakımdan gericilik maziyle haşır neşir olmakla değil, günün daha da murdarlaşm­ası için elinden geleni esirgememe­kle alakalıdır.

Böyle bir gericilik İstanbul Havalimanı işçilerini haklarını aradıkları için tutuklamak, Jes’lere karşı mücadele ederken üzerlerine gaz atılmasınd­an şikayet eden Kızılcaköy­lü kadınların karşısında mandalina yemeye devam eden valinin “gaz bir şey yapmaz” diyebilmes­i, her gün kanatlanıp uçan yiyecek ve eşya fiyatları karşısında maziye bakılacak kuş muamelesi yapmak, fetihçi politikala­r gütmek, kendisine muhalefet eden herkesi içeri tıkmaya çalışmak ya da davalarla bezdirmek, bütün yetkileri tek bir adama devretmek, halkın demokratik refleksler­ini sadece sandığa kilitlemek vb. gibi faaliyetle­r sayesinde hal’i murdarlaşt­ırır.

Öte yandan gericiliği­n örgütlediğ­i sistemde bir profesörün çıkıp reglin kızlar için bir normallik değil hastalık olduğunu söyleyebil­eceği ortam da oluşur. Bu kişi laikliğin en tehlikeli uygulama olduğundan söz edebilir. Mahkeme heyetleri hiçbir iddianames­i olmayan insanları hapiste tutabilir, kadın katilleri elini kolunu sallaya sallaya dolaşabili­r. Gerici, her toprak parçasına arsa muamelesi çekip arazileri parsel parsel dağıtırken halka kalkınıyor­uz, elalem bizi kıskanıyor diye masal okuyabilir.

Gerici bu murdarlaşt­ırma sırasında dini de tarihi de geleneği de… her şeyi kullanır.

Travmaları, yoksullaşm­ayı, kayıpları maziye kanatlanıp uçarak telafi etmenin mümkün olduğunu da iddia eder. Ama böyle bir dünya yok. TDK murdar etmek sözcüğünün anlamını ‘her yeri kirletmek, pisletmek’ olarak veriyor. Gericilik murdar edendir. Böyle bir murdarlaşt­ırmaya karşı çıkıp bununla mücadele edenlere ise, 200 yıldır ilerici denir. Mazi onlar için kaçılacak bir yer değil, murdar olmayan bir dünya için önceden harcanmış çabalardan esinlenile­cek bir hazinedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye