‘uzlaş’ mı denilecek!
bu tehditler gerçeğe dönüştü ve Hatice Çelik eşi tarafından öldürüldü.
Tehdit ve hakaret suçlamasıyla açılan dava, daha sonra Hatice Çelik’in vasileri tarafından takip edildi, Mehmet Çelik çok az bir para cezasına çarptırıldı. Kararın temyiz edilmesi üzerine kararı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi daha skandal bir karara imza atarak “uzlaştırma” kararı verdi. Mahkeme kararını, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ile açıkladı. Yargıtay ayrıca Hatice Çelik’in 08.03.2016 tarihini 09.03.2016 tarihine bağlayan gece nerede olduğunun araştırılmasını istedi.
‘UZLAŞMA’ İÇİN FIRSAT YARATIYORLAR
Kararı değerlendiren Hatice Çelik’in ailesinin Avukatı Devrim Avcı “Yargıtay’ın bu kararı dahi başlı başına neden kadına yönelik şiddet davalarının uzlaştırma kapsamında olmaması gerektiğinin bir kanıtıdır” dedi. Kadına yönelik şiddet denince yargı mekanizmasının aklına sadece fiziksel şiddet içeren dosyaların geldiği, tehdidin şiddet olarak kabul edilmediğini söyleyen Avcı, kararın, kadına yönelik fiziksel şiddet içermeyen dosyaların alelade ele alındığının somut örneği olduğunu söyledi. Avcı’nın karar hakkındaki değerlendirmeleri şöyle: “Bu karar, Türkiye’nin ilk imzacısı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesini uygulamadığının bir göstergesidir. Biz avukatlar olarak kadına yönelik şiddet davalarının neden uzlaştırma kapsamı dışında kalması gerektiğini sürekli anlattık. Ama şimdi Yargıtay ‘Tehdit suçu uzlaştırma kapsamındadır’ diyerek dosyayı bozdu ve mirasçısına eşini öldürmekten ceza almış bir insanla tehdit suçundan uzlaşmak için görüşme yap diyor. Hatice’nin 10 yaşında küçük bir çocuğu var. Hangi uzlaştırma memuru, annesinin babası tarafından öldürülmesinin travmasını hâlâ atlatamayan bir çocuğa ‘Uzlaşmak ister misin’ diye sorabilir? Bin bir güçlükle okutup büyüttükleri çocuklarını öldüren şahısla hangi anne baba nasıl uzlaşabilir? Kadına yönelik şiddet davaları uzlaştırma kapsamından çıkarılmalı. Kadına yönelik şiddetle mücadele, kadınlar öldürüldükten sonra uzlaştırma teklifinde bulun diyerek değil, etkili yargılama ve koruyucu tedbirlerle yapılır.”