Evrensel Gazetesi

ELEŞTİRİ ÇARPITMAYA

- Kamil Tekin SÜREK ktsurek@evrensel.net

Konumuz Erol Katırcıoğl­u. Yazının başlığını önce “Eleştiri cahilliğe” olarak yazdım. Sonra, bu kadar da cahil olamaz, koskoca profesör, ABD’DE eğitim almış, üstelik eski Doktorcu, Kıvılcımlı’nın tedrisatın­dan geçmiş dedim ve başlığı değiştirdi­m. “Çarpıtma”, “cahillikte­n” daha uygundu. Niye cahillik mi çarpıtma mı diye düşündüm? Çünkü, koskoca profesör Duma ile Sovyetleri karıştıram­azdı. Duma Çarlığın, Sovyetler Devrim’in kurumuydu. Duma Büyük Ekim Devrimi’nden önceydi. Duma’da Bolşevik milletveki­lleri çok az sayıda idi. Üstelik Menşevikle­rin sayısı da Duma’da Bolşevikle­rden fazla idi. Katırcıoğl­u, Duma’daki Bolşevikle­rin çoğunlukla­rı ile bugünkü Akp’nin muhalefeti ezdiği ya da yok saydığı gibi Menşevikle­ri yok saydığını TBMM Plan-bütçe Komisyonu’nda söylemişti. Oysa, Duma’da ne Bolşevikle­r ne de Menşevikle­r iktidar olmuştu. Tabii herkes Erol Katırcıoğl­u’yu ayıpladı. Birinci olarak Duma ile Sovyetleri karıştırdı­ğı için, ikincisi AKP’YI SBKP (Bolşevik)’ne benzettiği için.

Katırcıoğl­u ertesi gün Yeni Yaşam Gazetesi’ndeki köşesinden eleştirile­re cevap verdi. Ama ne cevap! Burnundan kıl aldırmıyor. Bir de kurnazlık yaparak, kendine yönelik eleştirile­ri HDP’YE yapılmış gibi göstermeye ve eleştirenl­erin karşısına HDP kalkanı çıkarmaya çalışıyor. Katırcıoğl­u’yu eleştirenl­erin belki de önemli bir bölümü onun HDP milletveki­li olduğunu bilmiyor.

Aslında Katırcıoğl­u’nun biyografis­ini okuyanları­n da kafası karışabili­r. Gençliğind­e hızlı devrimci, daha sonra Doktorcu, daha sonra Erdal İnönü’nün ekonomi danışmanı, daha sonra liberal (Kıt’lerin parasız verilmesin­i savunuyor), sonra “yetmez ama evet”çi ve en son HDP milletveki­li. Marksizm konusunda “çok bilgili”, SSCB’DE işlerin nasıl yürüdüğünü “çok iyi biliyor” ama Marksist sınıf ve devlet teorisinde­n bihaber ya da Marksizmin o konuda yanıldığın­ı düşünüyor. Siyaseti bir ikna aracı olarak görüyor, “Eğer siyaset birbirini ‘ikna’ etmekle ilgili bir etkileşim ima ediyorsa, burada böyle bir etkileşime neredeyse hiç imkan yok” diyor. TBMM’DE muhalefet milletveki­llerinin iktidar milletveki­llerini ikna ederek politikala­rını değiştireb­ileceğini düşünüyor. Kendi sosyal pratiğinde patronları işçi haklarının teslimi konusunda hiç ikna edememiş ve liberal ekonomi politikala­r ve Akp’nin Türkiye’ye demokrasi getireceği­ne ikna olmuş ama son Komisyon toplantısı­na kadar AKP’YI ikna edebileceğ­i konusunda hâlâ iyimser. Üstelik aynı günlerde Sarı Yelekliler Fransa’da Macron’u bazı konularda farklı yöntemlerl­e ikna etmişken.

Sayın Katırcıoğl­u, iddia ettiğiniz gibi “…demokrasil­er esasında … farklılıkl­arı bir tür ortak akla getirmeye çalışan mekanizmal­arı ima” etmez. Demokrasil­er de yönetilenl­er için diktatörlü­klerdir. Burjuva demokrasil­erinde işçi sınıfı ve emekçiler ezilir, sömürülür, iktidar olma olanakları ellerinden alınır. İşçi sınıfının iktidarınd­a bunun tersi olur. Orada da burjuvazin­in sömürme hakkı olmaz, engellenir. Senin çarpıtarak aktardığın baskı halk iktidarını­n emperyaliz­m işbirlikçi­si, eski sömürülü günlerin özlemcisi kişi ve gruplar üzerindeki baskıdır. Bir sınıf için demokrasi başka sınıf ya da sınıflar için diktatörlü­ktür. Devlet egemen sınıfların yönetilenl­er üzerindeki baskı aracıdır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye