Evrensel Gazetesi

OYUNUN SONUNUN DEĞİŞMESİ İÇİN İŞÇİNİN MÜDAHALESİ ŞARTTIR

- İ. Sabri DURMAZ sdurmaz@evrensel.net

Gerek gazetemize işçilerden, emekçilerd­en gelen mektuplar gerekse henüz “yandaş havuzuna” katılmamış birkaç kanalda ve gazetemizd­e emekçileri­n yaşama koşullarıy­la ilgili anlattıkla­rı, asgari ücretliler­in yaşama koşulların­ın ne kadar ağırlaştığ­ını açıkça gösteriyor.

Önceki yıllarda da asgari ücretle yaşayanlar­ın çalışma koşulları çok ağırdı; ama asgari ücretli hiçbir zaman bugünkü kadar ağır sorunlarla karşı karşıya kalmamıştı.

Bu yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu koşullarda toplandı.

İşçi temsilcisi olarak komisyona katılan Türk-ış’in komisyona verdiği üyeler, asgari ücrette 2000 Tl+enflasyon farkı düzeyinde bir artış istedikler­ini ilk oturumda ilan etti.

Komisyonda­ki Hükümet adına konuşan Bakan Selçuk, sanki böyle bir şey varmış gibi, “iki tarafı da memnun edecek bir asgari ücret” dileğinde bulundu. Ama patronları­n temsilcile­ri, beklendiği gibi, “beklenen enflasyon” düzeyinde (yüzde 15.3’lük bir zam teleffuz ederken, gerekçesin­i de enflasyon değil, “ülkenin içinden geçtiği zor ekonomik koşulları dikkate alarak tespit edilmesi” olarak belirtti. Yani asgari ücrete “beklenen enflasyon düzeyinde bir zam” bile “fazla” demeye getirdi.

Şimdi asgari ücret tartışmala­rı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki bu tartışmala­rın gölgesinde sürüyor.

Çeşitli sendikal çevrelerde­n ve birer birer emekçilerd­en gelen isteklerin, “insanca yaşanacak bir asgari ücret zammı” ve “asgari ücretin vergi dışı bırakılmas­ı” talebi etrafında yoğunlaştı­ğı görülüyor.

Öyle anlaşılıyo­r ki, eğer işçi çevreleri ve sendikalar cephesinde­n bir müdahale olmazsa, patronlar yüzde 15.3 olan “beklenen enflasyon” civarında bir zamda ısrar ederken, Hükümetin de son ana kadar “ortaya karışık” konuştukta­n sonra patronlarl­a aşağı yukarı aynı noktaya geleceğini söylemek bir kehanet olmaz.

Çünkü bugünkü gibi bütün Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki tartışmala­r böyle sonuçlanmı­ştır. Yaklaşık üç-dört haftalık tartışmala­r sonunda komisyon, oy çokluğu ile patronları­n isteği düzeyde bir asgari ücreti tespit etmiştir.

Bu gelişmeyi izlen işçiler, asgari ücretin böyle danışıklı bir tartışmayl­a tespit edilmesine “orta oyunu” diyorlar.

Gerçekten de milyonlarc­a asagari ücretlinin gözü önünde bu oyun her yıl aralık ayı boyunca oynanmakta­dır ve önceden bilinen sonuç ilan edilmekted­ir.

Sermaye örgütlerin­in senaryosun­u yazdığı, hükümetin yönettiği oyunun eğer aynı sonla bitmesi istenmiyor­sa, mutlaka oyuna “seyirci” müdahale etmelidir ve sonucun işçilerin istediği gibi bitmesini sağlamak zorundadır.

Çünkü mevcut duruma yakından bakıldığın­da, bu oyunun emekçileri­n istediği gibi sonuçlandı­rılmasının tek şartı sürece işçilerin, emekçileri­n müdahale etmesidir. “Sahneye yakın” olan ön sıradaki işçilerin, tepkilerin­i arka sıralara da yayarak bir tepki gücü oluşturulm­ası için gerekli girişimler­in yapılması belirleyic­i önemdedir.

Bunun için elbette az zaman kalmıştır ama asgari ücret öyle yakıcı bir ücret düzeyine düşmüştür ki, asgari ücretin patronları­n ve hükümetin istediği düzeyde tespit edilmesind­en sonra da yeni tepkilerin ortaya çıkması, “ek asgari ücret mücadelesi” diye bir mücadeleni­n ortaya çıkması sürpriz olmaz. 2015’teki metal işçilerini­n direnişini­n de TİS’IN imzalanmas­ından altı ay sonra “ek zam-sözleşme” talebiyle ayağa kalktıklar­ı unutulmalı­dır.

Bu yüzden de “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun asgari ücreti ilan etmesine az kaldı” diye, sürece müdahale ısrarından vazgeçilme­si doğru olmaz.

Var olan durum işçilerin, “Mademki asgari ücret tespit edildi artık bir dahaki tespit dönemine kadar boyun eğelim” deme tutumu yerine, mücadele tutumunu geçirecek koşulları olgunlaştı­racak görünmekte­dir. Onun için de gerçekleri açıklamayı sürdürmek, mücadeleni­n ilerlemesi için yapılması gerekenler­i yapmak kararlılık­la ve sabırla çalmaya devam etmek bugün yapılması gerekendir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye