‘KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN TECRİT KALKMALI’
GÖZALTILARA ilişkin konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Selçuk Mızraklı, “Bu sorun sadece bir siyasi mahkum sorunu değildir. Türkiye’nin en büyük sorunu olarak kabul ettiğimiz Kürt sorunu noktasında siyasi ve toplumsal kişiliği itibariyle bundan önceki süreçlerde de Türkiye’de çatışmasızlığın temini noktasında önemli sorumluluklar almış olan Öcalan’ın tecrididir. Böyle olduğundan itibaren barıştan, çözümden yana, çatışmasızlığın üretilmesinden yana olan herkesin bu konuda sorumluluğu vardır. Çözüme ulaşabilmek için öncelikle tecritin kaldırılması gerekiyor. Biz kırılmayız, diz çökmeyiz ama bu zulmü yapanlar hukukun yoluna gelmek zorunda kalacaklardır” dedi.
olan, bir barış haykırışı olan, kendi bedeninden başka hiçbir şeye zarar vermeyen bu eyleme çok sert bir biçimde müdahale edilmiştir. Bu açlık grevini gerçekleştirenler 40 yıldır Türkiye’nin içerisinde olduğu savaştan en çok etkilenenler, savaşta çocuklarını kaybedenler, işkencelere maruz kalanlar, dilleri yasaklanan barış annelerimiz. O kadınlar yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar. Ama bunun karşısında barışı ve çözüm iradesini haykıranların gözaltılarla geri adım atmayacaklarını bir kez daha ifade etmek istiyoruz” dedi.
‘GÜVEN’İN TALEBİ KÜRT HALKININ TALEBİDİR’
Çözüm sürecinin Türkiye halklarının nefes aldığı bir süreç olduğunu belirten Başaran, iktidara şöyle seslendi: “Bir kez daha ifade ediyoruz. Leyla Güven’in talebi Kürt halkının, kadınların, Türkiye halklarının talebidir. Bu talebi yükseltmek, İmralı tecridini
kırmak için bütün saldırılara karşı yekvücut direnmeye, zılgıtlarımızı yükseltmeye devam edeceğiz. Bu gittiğiniz yol, yol değil. İmralı’nın kapılarının açık olduğu 2,5 yıllık bir süreçten geçtik. Sonrasındaki 3 yıllık süreci de hepimiz beraber tecrübe ettik. Bu yoldan dönülmelidir. Leyla Güven’in talebini her yerde ifade etmeye devam edeceğiz. Bizi böyle yıldıracaklarını zannedenler kadınların mücadele tarihine baksınlar.” (HABER MERKEZİ)