Macron zenginlerden kalan kırıntıları dağıtacak!
Macron beklenen konuşmayı yaptı, ancak hesaplamalar “asgari ücrete 100 avro zam” kararının bile halkın cebinden çıkacağını ortaya koyuyor.
Fransa’da 17 Kasım’dan bu yana sokakları işgal eden ve toplum düzeyinde de çok geniş bir kesiminin desteğini alan Sarı Yelekliler hareketi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümetinin hesaplarını alt üst etmeye devam ediyor. Başta harekete karşı sert yaklaşan hükümet, zaman geçtikçe yumuşamaya başladı. İlk günlerde uyguladıkları politikanın “doğru olduğunu ve kesinlikle geri adım atmayacağını” söyleyen hükümet yetkilileri “bardağı taşıran damla” olarak görülen akatyakıt vergilerini geri çekmesine rağmen halkın öfkesi dinmeyince yeni tavizler vermek zorunda kaldı.
Pazartesi akşamı Macron’un konuşması ülkenin dört bir köşesinde ve dört gözle bekleniyordu. Bir süredir Sarı Yeleklilerin öfkelerinin “meşru” ve “anlaşılır” olduğunu belirtmek zorunda kalan Macroncular, bu konuşmanın tüm sorulara cevap vereceğini ileri sürüyorlardı. Sonunda gerçekleşen “Ulusa Sesleniş” konuşmasını yaklaşık 22 milyon insan izledi. Yani Dünya Kupası’nda Fransa’nın final maçını izleyen 19 milyondan daha fazla! Ve evet, Macron kimi açıklamalarda bulundu fakat olayın özüne bakıldığında aslında aynı siyasi çizgide kalarak bir sonraki sosyal saldırıların zemini de hazırlamış oldu.
ASGARİ ÜCRET 100 AVRO ARTACAK MI?
Macron’un yaptığı en önemli açıklama asgari ücretle (net 1185 avro) çalışan emekçilerin maaşlarının ocak ayıdan itibaren 100 avro artacağı oldu. İlk başta “Asgari ücret 100 avro arttırıldı” mesajı anlaşıldı fakat olayın özüne bakıldığında aslında asgari ücretin artırılmadığı görülecektir. Macron’un konuşması söyle: “Asgari ücretli bir işçinin maaşı, işverene bir avro bile yük olmadan, 2019’dan itibaren ayda 100 avro artırılacaktır”.
Hem maaş attırılacak hem de işverene bir kuruş bile yük olmayacak. Nasıl olabilir ki? İşin püf noktası da burada. Zaten 1 Ocak’tan itibaren asgari ücret enflasyon oranına göre yüzde 1.8 artacaktı, yani bu 20 avroya tekabül ediyor. Geri kalan 80 avro nereden bulunacak? Macron bu konuyu bilinçli olarak muğlak bıraktı, zira zaten yasalara göre her yıl Aile Yardım Kuruluşu asgari ücretlilere “faaliyet primi” veriyor ve zaten 2020’ye kadar verilecek “faaliyet primi” 80 avro düzeyinde olacaktı, yani her yıl azar azar verileceği açıklanmış yardım tek seferde verilmiş olacak.
ZAM PATRONDAN DEĞİL HALKIN CEBİNDEN!
2019 yılında asgari ücretlilerin eline geçecek para artmış olacak fakat sorun bunun yine halkın vergilerinden karşılanıyor olması. Patronlara bir kuruş bile masrafı olmayacak.
Yarın da “devlet bütçesi arttı, kesintiler yapılması gerekiyor” denileceğini şimdiden herkes biliyor. Çünkü bugünkü öfkeyi dindirebilmek için zenginlerin ellerini ceplerine atmasını değil,
devlet bütçesinde açığın derinleşmesini tercih etti. Bu da yarın yapılacak yeni saldırıların şimdiden ilanı anlamına geliyor.
Diğer yandan asgari ücretin arttırılmasının reddi aslında genel olarak tüm emekçilerin maaşlarının arttırılmasının reddidir.
‘HAYIRSEVERLİĞE’ ÇAĞRI
Emekçi sınıfların alım gücü sorununa karşı Macron’un bulduğu diğer bir “çözüm” ise zenginlerin hayırseverliğine çağrı yapmak oldu. Cumhurbaşkanı “mümkün olursa” şirketlerin işçilerine yıl sonu primi vermesi çağrısında bulundu. Asgari ücreti arttırmayarak “jest yapan” Macron zenginlerin “duyguları”na seslenerek hayırseverlik yapmalarını istedi. Fakat “Zenginlerin Cumhurbaşkanı” bununla da sınırlı kalmayarak,