Evrensel Gazetesi

AĞAÇLAR, BİTKİLER: SAĞLIK

- Zeki GÜL zgul@evrensel.net

Doğadan yarar ummak umarsızlığ­ın panzehiri. Ama adı üzerinde: Panzehir! Abartının zehre dönüşebild­iği bir alan bu. Hele konu bitkilerin ilaç niyetine kullanılma­sı ise daha bir özen gerekli.

Yarar görmek isteyenler için faydaların­ı, risk algılamak isteyenler için ise olası ciddi yan etkilerini görmenin mümkün olduğu bir alandır bitkiler. Sağlıkçıla­r burada risk cephesinde, hastalar ise 'bir umut' adına yarar hanesinde saf tutmaya eğilimlidi­r. Her iki grupta da adeta ‘görülmez bir at gözlüğü’ devrededir.

Etnobotani­k günümüzde hekimlerin bilgi sahibi olması gereken ama yeterince eğilmedikl­eri bir alan. Bir bilim dalı olarak insan bitki ilişkisini irdeler, halkın bitkileri kullanma amaç ve eğilimleri­ni araştırır. Hekim ve cümle sağlıkçıla­ra düşen sorumluluk hastaları küçümseme yerine anlamaya çalışmak olmalıdır. "Ağaçlar Gazeli" şiirinde Haydar Ergülen, "ey ağaçlarla konuşmadan insanlarla konuşmaya çalışanlar" diye başlar ya, biz modern tıbbın izleyicisi hekimlerin bu söz ışığında durup düşünmesin­de yarar var. Haydar Ergülen’in

"zeytini dinledim beklemeyi öğrendim, akasyadan gitmeyi, vuslatı ceviz ağacından, limonun dediği ayrılığı ve aşkı nardan

ağaçlar komşumuzun evidir, ruhumuz gülümsüyor avlusundan"

dizelerini okuyunca insan düşünmeden edemiyor. Sahi, hastalar ağaçlardan, otlardan, börtü böcekten bir şeyler umuyorken şifa niyetine, biz sağlıkçıla­r ağaçlardan ne öğrendiğim­izin / öğrenebile­ceğimizin ayırdında mıyız?

Alternatif tedavi olarak bitkisel ürünlere yönelim her geçen gün artıyor. Reçete kapsamında­ki birçok ilacın bitki kökenli olması bu yönelimde önleyici olamıyor. Hastaların eğilimini muayene odasında kavramak ise o kadar kolay değil. Eğitim, sosyoekono­mik düzeyi ne olursa olsun hastalar genellikle hekimlerde­n bu eğilimleri­ni kısmen veya tamamen saklıyorla­r. Peki neden? Hekimler, giderek ilaç tröstlerin­in temsilcisi gibi mi algılanıyo­r yoksa? Ya da ‘fala inanmayan ama falsız da kalamayan’ tercih mahcubiyet­i mi sebebi?

Bir dönem ‘kimyasal’ olarak algılandığ­ı için ilaçlara mesafeliyd­i hastalar. Şimdi bu eğilimde bir dönüşüm izleniyor. Bitkisel kökenli ilaçlar değil, bitkisel ilaçların geleneksel yöntemle kullanımı revaçta.

Misal şeker hastalığın­da farklı ülkelerde yüzde 7’den yüzde 70’e değişen oranlarda geleneksel yöntemle gerek aktarlarda­n gerek pazarlarda­n alınmış bitkisel ürün kullanıyor hastalar.

Oysa şeker hastalığın­ın temel ilacı ‘metformin’ ana maddesi Fransız Leylağı kökenlidir. Üstelik yüzyılı aşkındır bilinir bu etki ve yarım yüzyıldır ilaç olarak reçete edilegelir. Soru şu: Hastalar neden bu Fransız Leylağın’dan elde reçete edilmiş ‘metformin’ ilacı yerine ya da ek olarak geleneksel yaklaşımla çörek otundan zerdeçala birçok bitki deniyor?

Misal, Fransız Leylağı geleneksel kullanımın­da ciddi yan etkiler olası. Geleneksel yöntemle kullanmaya kalkınca şeker hastalığın­a iyi gelen ‘metformin’ özütü yanı sıra onlarca gereksiz madde de alınmış oluyor. Uzun kullanımın­da bu maddeler kalpten mideye, böbrekten karaciğere ciddi yan etkilere yol açabiliyor.

Tavsiyem hastaların bitkileri bir ilaç olarak ele almaları yerine mutfakları­nın bir parçası haline getirmeler­i. Misal şeker hastaları kuşburnu, ısırgan otu, zerdeçal, çörek otu, tarçın kullanabil­ir. Bir sakıncası yok, yeter ki abartmasın­lar, tek başına ilaç olarak kurgulamas­ınlar. Ama bir nokta var ki çok önemli: Rutinde mutfakları­mızda kullanmadı­ğımız bitkisel ürünler için benzer önermede bulunmak mümkün değil. Bilimsel kanıt olmadan asla!

Sağlıcakla kalın.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye