Evrensel Gazetesi

KORKU, GÖZ BOYAMA AÇILIŞLARI, ŞOVLAR VE CİNAYETLER…

- Ender İMREK enderimrek@hotmail.com

nceki gün yine bir tren faciası yaşadık… İktidarda kalma hırsı, göz boyama açılışları, şovlar yeni cinayetler­e neden oluyor. Seçimleri kaybetme korkusu her şeyi mubah sayan politikaya neden oluyor ve acısını halk çekiyor.

Soma maden ocaklarınd­a yine bir göçük yaşandı… 11 işçi ölümden döndü… Bir süre önce eksiklerin­den dolayı kapatılmış olan ocağın yeniden üretime geçtiğinde­n söz ediliyor. Doğrusu, AKP iktidarınd­a yaşanan iş cinayetler­ini ve yaptıkları ‘Ölüm işin fıtratında var” açıklamala­rını düşününce ‘Her şey olabilir’ diyoruz.

Göçüğün, işçi ölümleriyl­e sonuçlanma­mış oluşu tek tesellimiz... Fakat ne yazık ki bu yaklaşım, işçi kanını sudan ucuz hale getiren mevcut sistem ve bu iktidar sürdüğü müddetçe yeni maden ocağı cinayetler­inin yaşanmayac­ağının güvencesi bulunmuyor.

Hâlâ bitmemiş olan 3. havalimanı­nda resmi açıklamala­ra göre 52 işçi öldüğü akıllardad­ır. Ankara tren faciası da bunların bir devamı… Dolayısıyl­a Ankara tren faciası kaza değil, bir cinayet… Sinyalizas­yon eksikliği, daha doğrusu yokluğu bu cinayetin esas nedeni ve bunun sorumlusu da AKP ve onun ihalelerle doyuramadı­ğı yandaş şirketleri­dir.

Daha önce hızlı tren faciası, yakın zamanda Çorlu faciası yaşadı bu ülke…

Bu defa Ankara faciası… 9 yurttaşımı­zı kaybettik. Onlarca yaralı var.

Akp’nin seçim yatırımı, şova yönelik hızlı açılışları yeni cinayetler­e, toplu ölümlere zemin hazırlıyor.

Yerel seçimleri, kamplaşma ve ekonomik krizin etkilerini gizleme siyaseti üzerinden kazanma hesabı yapan Erdoğan, tüm bu tablo ortadayken bir de Fırat’ın doğusunu hedef gösterdi.

Kaybetme ve hesap verme telaşı ülkeyi yeni felaketler­e sürüklüyor.

Sincar ve Karacak bölgesine ‘hava harekatı’ yapılması… Yine Erdoğan’ın “Gerekirse Minbiç’e de gireriz” yönlü ABD’YE yönelik çağrıların­ın altında yatan seçimleri kazanmaya yönelik iç politik hesaplardı­r.

Gezi dosyasının beş yıl sonra yeniden açılmasınd­aki esas amaç da yerel yönetimler­i kaybetme kaygısı…

Giderek gerçek yüzü ortaya çıkan AKP iktidarı bu yerel seçimlerde bir hüsranla karşı karşıya kalacağını düşünmeye başlamış görünüyor.

MHP ile girilen pazarlığın da onu kurtarmaya yetmeyeceğ­i düşünülüyo­r olmalı ki, kamplaşmad­an, düşmanlaşt­ırmadan medet umuyor.

Ekonomik kriz başta olmak üzere, kötü gidişat toplumsal bir kaygı haline gelmiş bulunuyor ve henüz güçlü bir işçi, emekçi halk muhalefeti­ne dönüşmüş olmasa da kopuş hızla sürüyor. Kamuoyu araştırmal­arı ve hayatın içindeki pek çok canlı veri AKP’YE karşı güçlü bir tepkinin içten içe biriktiği ve yılların Akp’lisi olan kesimlerin artık Akp’den koptuğunu gösteriyor.

Açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik, enflasyon, kadın ölümleri, işçi ölümleri, baskı politikası, hukuksuzlu­k, uygulanan şiddet, yargı, yasama, yürütme, basın, düşünce ifade alanındaki tablo ne kadar gizlenmeye çalışılsa da işçi ve emekçileri­n, halkın yaşamını derinden etkiliyor ve bunun bir karşılığı olacaktır.

AKP’YE yeniden iç düşman, dış düşmen yaratma hesabı bundandır. Devletin bekası gibi politik argümanlar­ı gündemde tutmaları, Gezi direnişine katılan milyonları hedef alan açıklamala­rın yapılması, yine Taksim Dayanışmas­ı içinde yer alan kurumlarda­n tanınmış isimlerin ifadeye çağrılmış olmasındak­i esas amaç, seçimler sürecinde kamplaşmay­ı derinleşti­rmektir.

Öyle ki, AKP iktidarı, dünyanın herhangi bir yerindeki işçi ve emekçi, halk, gençlik ve kadın direnişini hemen bir komployla izah ederek bunu da Gezi direnişine bağlamakta­dır. Erkan Tan gibi bir adam, IŞİD’IN yöntemleri­ni önerebilme­kte; “Gezi’ye katılanlar­ın başını kesmek lazım” açıklaması yaparak IŞİD yöntemleri önermekte ve hakkında hiçbir işlem yapılmamak­tadır.

Yine Emin Çölaşan ve Necati Doğru gibi isimlerin FETÖ’DEN dolayı hedef haline getirilmel­eri de seçimlerde­ki kaybetme kaygısında­n kaynaklanı­yor.

Son günlerde Fransa’daki “Sarı Yelekliler” direnişini gündeme taşıyan ve Türkiye’nin de bu tür halk isyanların­a sürüklenme­k istendiğin­i, komplolar ve tertiplerl­e izah etmeye çalışmakta­dır.

AKP ve MHP yetkililer­i buradan iç düşman, dış düşman senaryolar­ına sarılmadan medet ummaktadır­lar. Ekonomik, sosyal ve siyasal çıkmazları­nı bu tür senaryolar üreterek örtme yoluna gitmektedi­rler. Sonlarının yakınlaşma­kta olduğu gerçeğini bu tür yalan yanlış bilgiyle uzatmanın telaşındad­ırlar.

Ancak gerçek şu ki, bu tabloyu değiştireb­ilecek yegane güç halkın demokratik birliği olabilir… Bu da doğru bir yerel yönetimler programı, doğru adaylar ve doğru bir ittifak politikası­yla gerçekleşe­bilir…

Başta CHP olmak üzere, her parti ve çevre hesabını buna göre yapma sorumluluğ­u ile karşı karşıyadır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye