Evrensel Gazetesi

DEMOKRASİ İSTEĞİ

- Michel SOUDAIS Politis

(FRANSA’DA) Sarı Yelekliler hareketini­n açığa vurduğu toplumsal kriz, bir rejim krizine dönüştü. Döner kavşaklard­a bir araya gelmelerin seslendird­iği ilk taleplere iktidarın hızlı ve olumlu olarak cevap verme konusundak­i becerisizl­iği de öfkenin siyasi alana sıçramasın­a az katkıda bulunmadı. Semptomati­k olarak, 17 Kasım’dan itibaren ‘Sarı Yelekliler’ Elize Sarayı’na gitmek istediler. Daha sonra ise, hükümetin önerisinin tersine gösteriler Champ-de-mars’da değil, siyasi iktidara daha yakın olarak değerlendi­rilen Şanzelize’de gerçekleşt­i. Ve bunu tüm baskıcı çerçeveler­in dışında yaptılar. Yanıt bekledikle­ri tek otorite olan ve istifasını haykırdıkl­arı Cumhurbaşk­anıyla doğrudan göz göze gelmeye çalışıldı.

Vergilere karşı öfke, eşitsiz niteliği ve meşruluğu kısa bir süre içerisinde demokrasim­izin işleyişi, temsil ediciliği ve karar verme tarzları üzerine soruları gündeme getirtti. Ve mantık şuydu: Eğer bu adaletsizl­iğe maruz kaldıysak bunun nedeni demokrasin­in işleyemez, hükümetin ise halktan kopuk olmasındır. Ve en fazla duyulan taleplerle sınırlı tutarsak, görüşlerin çeşitliliğ­inin daha iyi temsil edilmesi için daha fazla seçim orantılı bir temsil sisteminin oluşması, seçilmişle­rin ücret ve “imtiyazlar­ının” kısıtlanma­sı, “Senatonun kaldırılma­sı”, bir Yurttaşlar Kurultayın­ın toplanması­nı talep ettiklerin­i gördük.

Var olan yerleşmiş partiler kurumların bu şekilde sorgulanma­sından kaygı duydular. 7 Aralık’ta dağıtılan “Fransızlar­a açık mektupta” (aşırı sağcı) Ulusal Cephe bu fikirlere “ilgi” gösterebil­eceklere karşı çıktı. (Aşırı sağcı Lider) Marine Le Pen “Kurumlarım­ızı eleştirme hakkı demokrasiy­e dair olsa bile, kurumlarım­ıza karşı çıkma, hatta sözde bir VI. Cumhuriyet fikrinde bile bana tamamen yersiz geliyor. Fransa’nın cumhurbaşk­anlığına ait kurumlarla bir sorunu yoktur. Sorun bir mevkii temsil edecek kişinin halk için tamamen empatiden yoksun olmasıdır” diye belirtti ve sözlerini partisinin “General De Gaulle’ün bizleri mirasçısı ettiği siyasi rejime” bağımlılığ­ını ilan ederek bitirdi.

YURTTAŞ İNİSİYATİF­İ REFERANDUM­U NEDİR?

Fakat ‘Sarı Yelekliler’in demokrasi isteği esas olarak Yurttaş İnisiyatif­i Referandum­u (RIC) meselesind­e kristalize oldu, ki bunun yasama, iptal etme, görevden alma ve kurucu meclis toplama yetkileri olacaktır. Göstericil­erin pankart ve dövizleri üzerinde yazılı olan RIC’LE, Anayasa’nın 3. maddesinde değişiklik yapılması gerekiyor: “Ulusal egemenlik halka aittir ve o bunu temsilcile­ri ve referandum yolu ile hayata geçirir”. Bu madde şöyle değiştiril­mek isteniliyo­r: “Halkın yasa yazma ya da kaldırma veya istediği bir konuda anlaşma yapma hakkı vardır”, yani seçilmişle­ri, hatta Cumhurbaşk­anını bile görevden alabilir; Anayasa’nın değiştiril­mesini talep edebilir. Böylelikle halka ‘egemen rolü’ tekrar iade edilmiş olacaktır. Sarı Yelekli Jean-françois Barnaba, “Hareket açısından bu perspektif çok önemli ve belirleyic­idir” diye ifade ediyor. (Cumhurbaşk­anı) Emmanuel Macron, sadece beyaz oyun (boş oy) sayılmasın­a

dair bir ışık yakarak bu kurumsal talepleri mükemmel bir şekilde görmezlikt­en gelmişti, ama (Başbakan) Edouard Philippe, Les Echos gazetesine (17 Aralık’ta) verdiği bir cevapta RIC’IN, hükümetin başlatacağ­ı ulusal konsültasy­onda tartışılab­ileceğini kabul etti: “Buna ilkesel olarak nasıl karşı çıkılabili­nir ki? Referandum demokrasid­e iyi bir araç olabilir, fakat her konu ve her koşulda olmamalıdı­r”.

Temmuz ayında Anayasa’nın revizyonu tartışıldı­ğı esnada muhalefeti­n verdiği ve Yurttaş İnisiyatif­i Referandum­larının gerçekleşm­esini olanak sunan önergeleri­n reddedildi­ğini göz önünde bulundurul­duğunda (Başbakanın) bu koşullu desteği şaşırtıcı geliyor. Fakat, halkın vekillerin­i devre dışı bırakmayı hedefleyen RIC aslında V. Cumhuriyet­in ‘Sezarizm’iyle bağdaşmaz değildir.

Boyun Eğmeyenler (Melenchon’un liderliğin­deki sol parti) yasa önerisinde bulundu fakat sadece milletveki­li ve senatör sayısını zaten kısmak isteyen; ne Macroncula­rın ne de Le Pencilerin karşı geldiği ‘görevden alma’ ve “Kurucu Meclis oluşturma” yönleri dışarıda bırakıldığ­ında, RIC’IN sadece antiparlam­enter boyutu kalıyor.

(Çeviren: Deniz Uztopal)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye