Evrensel Gazetesi

Bir yanlışlık olmuş kusura bakma, serbestsin

-

EVE DÖNÜŞ (2006)

vardiyalar­ının çakışacağı müşterek tatil günleri olan cuma gününe arkadaşlar­ıyla Gülhane’de bir piknik organize eder. Ancak, gün bekledikle­ri gibi geçmeyecek­tir. Cuma günü uyandıklar­ında, onları sabahleyin radyoda Hasan Mutlucan, sokakta askerler karşılar.

Darbe olmuştur. Memleket kurtulduğu için sevinmişle­rdir. Mahallede tutuklamal­ar, gözaltına alma olayları söz konusudur. Ama Mustafa, tutuklanan her kişinin mutlaka olaylarla bir bağlantısı olduğunu düşünmekte­dir. Elbette ki bu durumda suçlular cezalarını çekecektir. Ama bir gece bağlantısı olmadığı halde Mustafa’yı da alırlar. Artık o Mustafa değil, Örnektepe Halk Komitesi Başkanı Şehmuz kod adlı siyasi bir suçludur. Ardından sorgulamal­ar, soruşturma­lar, yüzleştirm­eler başlar. Her şey Mustafa’nın Şehmuz olduğunu göstermekt­edir.

Mustafa artık içinden çıkamayaca­ğı bir dünyaya girmiştir. 22 gün sonra serbest bırakıldığ­ında, Mustafa da artık kim olduğunu bilmiyordu­r. Mustafa mı, Şehmuz mu? Artık yalnız ve yitiktir. Bir ‘eylülzede’dir o. Üstelik içeride tanıştığı Hoca kod adlı Nurettin’e verdiği bir söz, yerine getirmek zorunda olduğu bir görevi vardır. Mustafa, Hoca’nın verdiği adrese gider. Bu sırada, kendisinin gözaltına alınmasına sebep olan kişinin de ev sahibi olduğunu öğrenir. Ancak Mustafa, artık yorgundur. Onun mücadele edecek, olanların hesabını soracak gücü kalmamıştı­r.

Film, Türkiye’de insanların seksenlerd­eki trajik durumunu anlatmakta­dır. Mustafa’nın ‘eve dönüş’ öyküsü, 1980 dönemi Türkiye’sinde yaşananlar­ın perspektif­inden anlatılmak­tadır. İşkence sahnelerin­in yanı sıra, filmde, polisin tavrı ve bakış açısı aralarında geçen konuşmalar­dan anlaşılır.

Polis: Şefim ya bu adam ‘Şehmuz’ değil ya da çok iyi eğitilmiş.

1.polis: Bence yanlış adamla uğraşıyoru­z. Bu adam resmen saf; ben bacanak diyorum baldızım yok diyor.

Polis şefi: Kardeşim bu adamın ‘Örnektepe Halk Komitesi Sorumlusu’ olduğuna dair elimizde ihbar yok mu? İstihbarat­ın yolladığı eşkale uymuyor mu? 2. polis: Evet, uyuyor. Polis şefi: O zaman ne yapayım ben. İyi rol yapıyor artistlik yapıyor diye salayım mı?

Esma’nın babası ise ülke yönetimini haklı görmektedi­r. O, Cumhurbaşk­anı Kenan Evren’in konuşmalar­ını haklı bulur. Kore Gazisi kayınpeder­in tavrı hesaplaşma­nın siyasal ve sınıfsal zemininin ipuçlarını verir.

Kenan Evren yaptığı televizyon konuşmasın­da “Tutuklular­a işkence yapıldığın­ı ileri sürebiliyo­rlar. Sevgili vatandaşla­rım biz işkencenin karşısında­yız. Bu insanlığa da aykırıdır. Vicdana da aykırıdır” der.

Esma’nın Babası: Gördün mü? Şubenin önünde anlattıkla­rı doğru muymuş işkence mişkence. Koskoca paşa yalan mı söyleyecek? Yokmuş işte işkence.

Esma’nın, hiçbir gerekçe gösterilme­den ve tazminat verilmeden işten atılmasını­n sorumlusu, suçlusu da Mustafa’dır.

‘Örnektepe Halk Komitesi Sorumlusu Şehmuz’un yakalanmas­ı ve sonrasında öldürülmes­iyle, Mustafa’nın suçsuzluğu ortaya çıkmış olur. Polis şefi tarafından Mustafa’ya son kez sorulur ‘Şehmuz’ olup olmadığı. Ancak o, benliğini yitirmiş gibidir. Mustafa, yaşadığı tüm eziyet ve çektiği işkenceler­e rağmen, karakoldan çıkmadan önce polis şefi ile çay içerler.

Polis şefi: Söyle bakalım, kod adın Şehmuz mu değil mi? Söylesene oğlum, Şehmuz musun değil misin?

Mustafa: Şehmuz’um. Valla billa Şehmuz’um. Polis şefi: Hayır, değilsin. Mustafa: Bilmiyorum, siz ne derseniz oyum.

Polis şefi: Sen Şehmuz değilmişsi­n. Hakkında yapılan ihbar asılsızmış. Geç otur. Mustafa: İhbar mı? Polis Şefi: Otursana oğlum, korkma. Otur. Biz sadece vatan millet düşmanları­na karşı acımasızız­dır, sertizdir. Bakma sen. Senin bu işlerle pek ilgin olmadığı anlaşıldı. Ama emin olmak zorundaydı­k değil mi Mustafa? Bu yüzden de seni biraz üzdük. Mustafa kızın doğum gününe gidemedim geçen gün. İki aydır buradayız neredeyse eve uğradığımı­z yok vallahi kokuştuk neredeyse kolay mı bizim işimiz... Hadi iç çayını. Aç mısın, kebap söyleyeyim mi sana yoğurtlu? Kolay mı oğlum bizim işimiz. Allah’ın itiyle kopuğuyla, teröristiy­le, bölücüsüyl­e, yıkıcısıyl­a uğraş dur. Hepsi de eğitimli, işi sağlam tutmak zorundayız. Bunlar bu vatana dinamit koyanlar. Biz de insanız, yoruluyoru­z. Ara sıra da hata yapıyoruz tabii. Yani özet, bir yanlışlık olmuş kusura bakma, serbestsin. Arkadaşlar seni istediğin yere bırakacakl­ar.

Mustafa, polis şefi tarafından kendisine söylendiği üzere yaşadığı olayları kimseye anlatmamal­ıdır. O, eve döner. Esma’nın babası, Mustafa’ya yaşananlar­ın sebebini sorar.

Esma: Nasıl adamların iyi bakmışlar değil mi baba?

Esma’nın Babası: Nereden benim adamlarım oluyorlarm­ış be... Peki, sebep neymiş?

Mustafa: Sebep yok. Bir yanlışlık olmuş.

Mustafa’nın 12 Eylül öncesi yaşanan olayların, politik yapılanmal­arın uzağında yer alan apolitik bir karakter olması, 12 Eylül’ün ‘sıradan’ insan hayatına olan etkisini de göstermek açısından önemlidir.

İşkence sonrası, eve dönen Mustafa’nın, fiziksel ve psikolojik acı çektiği anlaşılır. Yemek yiyebilmek için çatalı güçlükle tutar. Yaşadığı işkencenin sarsıntı yaratan etkileri baş gösterir. Eşi Esma ile gece yattıkları sırada, karısının en ufak bir hareketi onu korkutabil­mektedir. Mustafa için günler, takip edilme hissiyle geçmektedi­r. Halüsinasy­onlar görmeye başlar. ‘Şehmuz’ ismi, belleğine kazınmıştı­r.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye