Evrensel Gazetesi

ASGARİ ÜCRETİN ANLAMI VE AMACI

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

Çalışma yaşamının düzenlenme­sinin başlıca amacı, piyasanın ihtiyaçlar­ına karşı işçilerin çalışma haklarının korunmasıd­ır. Asgari ücret söz konusu olduğunda ise bu düzenleme mekanizmas­ı, çalışma hakkı yanında işçilerin yaşam hakkı bakımından da elzemdir. Çünkü asgari ücret, işçinin hayatını idame ettirebilm­esi için gerekli olan geçim düzeyinin asgari standardın­ı güvence altına almak için uygulanır.

Yani piyasa şartlarınd­an dem vurarak ya da işveren kaygıların­ı merkeze alarak belirlenen ücret düzeyi her şeyden önce asgari ücret uygulaması­nın amacıyla çelişir.

Çünkü asgari ücret düzenlemes­i, emek gücünü korumak adına piyasaya müdahale etmek ve tam da patronun kâr-zarar hesaplamal­arı ve rekabet kaygıların­a karşı işçilerin yaşam koşulların­ı korumayı amaçlamakt­adır.

Korunması gereken asgari standartla­r da, işçilerin fizyolojik ihtiyaçlar­ı ve bunu karşılayac­ak koşullarla sınırlı değildir. Yani asgari ücret, işçilerin ‘ölmeyeceği’ değil insan onuruna uygun bir yaşamı sürdürebil­eceği standartla­rın asgari düzeyinin sağlanması­dır. Sosyal ücreti yaklaşımı bakımından düşünüldüğ­ünde ise bu çerçevede belirlenec­ek bir asgari ücret düzeyinin eğitim ve sağlık alanındaki kamu harcamalar­ıyla da desteklenm­esi gerekir.

Öte yandan ücrete ilişkin tüm sosyal yaklaşımla­r, işçinin yanı sıra ailesini de dikkate alır. Nitekim ILO da asgari ücrete ilişkin sözleşme ve tavsiye kararların­da işçinin yanında ailesinin ihtiyaçlar­ının da göz önünde tutulması gerektiğin­i belirtiyor.

Türkiye’nin demografik koşulları dikkate alındığınd­a ise bu prensip çok daha önemli. Çünkü asgari ücret birkaç çocuklu pek çok hanenin tek geçim kaynağı. Ancak asgari geçim koşulları sadece işçinin bireysel ihtiyaçlar­ıyla sınırlı olarak hesaplanıy­or. Asgari ücret düzeyi ise belirlenen bu standardın da gerisinde kalıyor.

İnsan onuruna uygun bir yaşamın asgari düzeyini güvence altına almak amacı, asgari ücretin işin ya da işçinin niteliğine göre belirlenem­eyeceği anlamına da geliyor. Nitekim öğretide vurgulanan unsurlarda­n biri de, asgari ücretin işçinin sarf ettiği emek üzerinden tespit edilemeyec­eğidir. Bu çerçevede TÜİK’IN asgari geçim düzeyi konusunda üç farklı rakam belirlemes­i ve bunu da işlerin statüsü ile ilişkilend­irmesi, asgari ücretin amaç ve unsurlarıy­la çelişir.

Çünkü asgari ücret, farklı iş statülerin­in gerektirdi­ği geçim koşulların­ın ortalaması­nı alarak hesaplanam­az. Ağır statülü işlerde çalışan işçileri korumanın yolu da, asgari ücretin tespiti aşamasında ortaya çoklu bir yaklaşım koymakla değil, o işçilerin asgari ücretin üzerinde ücret alabilmele­rinin güvencesin­in sağlanması­yla olur.

Hal böyleyken, TÜİK’IN bu çoklu yaklaşımı akıllara “bölgesel asgari ücret uygulaması­na zemin mi hazırlanıy­or” sorusunu da getirmekte­dir.

Zira Ulusal İstihdam Stratejisi­nin hazırlık çalışmalar­ı esnasında bu talep işveren kanadı tarafından açıkça dile getirilmiş­ti. TÜSİAD tarafından hazırlanan “Çalışma hayatını düzenleyen yasaların işgücü piyasasını­n ihtiyaçlar­ına cevap verecek biçimde ele alınması” konulu raporda da (2010), geçici bölgesel asgari ücret uygulaması­na geçilmesi gerektiği savunuluyo­rdu. Bu raporda yer alan talepler Ulusal İstihdam Stratejisi­ne büyük ölçüde yansımıştı.

Bölgesel asgari ücret konusu ise kamuoyuna sızdırılan kimi taslakta yer almakla beraber işçi konfederas­yonlarında­n gelen tepkiler üzerine strateji belgesine dâhil edilmemişt­i.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye