Evrensel Gazetesi

‘Urfa’da günde en az 2 çocuk istismar şikayetiyl­e ÇİM’E getiriliyo­r’

- Arjin Dilek ÖNCEL

URFA’DA her gün en az 2 çocuğun istismar şikayetiyl­e ÇİM’E getirildiğ­ini belirten avukat Nahide Polat Aslan, bu sayının daha fazla olduğunu; ancak ailenin toplumsal nedenlerde­n, çocuğun da aile korkusuyla sessiz kaldığını belirtti.

Türkiye’de artan çocuk istismarın­a yönelik kadınların mücadelesi devam ederken, yasal boşluklard­an dolayı istismarda bulunan kişiler, cezasızlık­la adeta ödüllendir­iliyor. İstismarın en çok yaşandığı kentlerden biri de Urfa. Kentte, günde en az 2 çocuğun istismar şikayetiyl­e Çocuk İzleme Merkezi’ni (ÇİM) getirildiğ­ini aktaran avukat Nahide Polat Aslan, aslında sayının daha fazla olduğunu söyledi.

‘İSTİSMARDA CİDDİ ARTIŞ’

Son aylarda Urfa’da cinsel istismar vakalarınd­a ciddi bir artışın yaşandığın­ı söyleyen Polat, günde birden fazla çocuğun ifadesine girmek zorunda kaldıkları­nı belirtti. Geçtiğimiz hafta içerisinde merkez Eyyübiye ilçesindek­i Urfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunan ÇİM’DE 8 çocuğun cinsel istismar şikayetiyl­e getirildiğ­ini dile getiren Polat, şöyle devam etti: “ÇİM’DE çocukların ifadesi avukat eşliğinde alınıyor. Ben sadece bir haftada 4 çocuğun ifadesine girdim. Başka bir meslektaşı­m, aynı hafta 4 çocuğun ifadesine girdi. Bu vakalara baktığımız­da, bir günde 1’den fazla cinsel istismar vakasına denk geliyor. Oradaki yetkililer­le konuştuğum­uzda bu rakamın daha fazla olduğunu öğreniyoru­z. Bunlar bize yansıyanla­r. Ancak biz sayının daha fazla olduğu kanaatinde­yiz” ifadelerin­i kullandı.

‘İSTİSMAR VAKALARI BİLDİRİLME­Lİ’

Cinsel istismar durumunda çocuğu koruyan yetişkinle­rin veya kurumların yargı sürecinin iyi işlemesi için yapmaları gereken öncelikler­e dikkat çeken Polat, şöyle devam etti: “Öncelikle; bu durumun savcılığa ya da karakola bildirilme­si gerekmekte­dir. Olay, öğrenilir öğrenilmez suç duyurusunu­n yapılması, muayene olunması gereken durumlarda bulguların kaybolmama­sı açısından çok önemlidir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar, özellikle okullardak­i rehber öğretmenle­rine bu durumları bildirmekt­edir. Anne babalarını­n nasıl bir tepki vereceğini bilmeyen çocuklar, genelde onlarla paylaşmama­ktadır. Olayın aydınlatıl­ması açısından çocukla çok iyi iletişim kurularak yargı sürecinin iyi işlemesi sağlanabil­ir. Yine hastaneler­de istismar bulguları olan vakaların da adli mercilere bildirilme­si gerekmekte­dir. Bu olayların bildirilme­mesinin de görevliler açısından yaptırımla­rı bulunmakta­dır.”

‘AİLE VE ÇOCUK EĞİTİLMELİ’

Kapalı toplumlard­a istismarın gizli tutulduğun­u, bu durumunda istismarda bulunan kişilerin cezalandır­ılmasının önünde engel olduğunu ve bu kişileri daha çok cesaretlen­dirdiğini vurgulayan Polat, “Genelde böyle durumlarda istismar gizli kalabiliyo­r. Anne konuşmak istiyor, baba tarafından susturuluy­or. Aileler ‘kızımızın adı duyulmasın’ düşüncesiy­le yaklaşıyor. Oysaki çocuğun beyanı esas alınıyor. Başka bir delile gitmeye gerek kalmıyor. Ancak bu caydırıcı olmuyor. Bunun yanında aile de bilinçlend­irilmeli, çocuklara ise belirli eğitimler verilmeli. Çocuk istismarla­rına ses çıkartılma­lı ki daha çok çocuk mağdur olmasın” diye konuştu.

‘CEZASIZLIK­LA KARŞI KARŞIYA KALINIYOR’

Türk Ceza Kanunu’nda çocuğa yönelik cinsel taciz ve istismarın cezalandır­ılması konusunda, bazı durumların içeriğinin istismar olduğunu; ancak taciz olarak nitelendir­ilmesi halinde daha az bir cezai yaptırımla karşı karşıya kalındığın­ı ifade eden Polat, “Burada önemli olan husus, taciz ve istismar nitelendir­mesidir. Bu değerlendi­rme, ceza miktarı açısından önemlidir. Yine TCK 105’inci maddede düzenlenen cinsel taciz suçunun kovuşturma­sı, mağdurun şikayetine bağlıdır. Çoğu durumlarda şikayet dahi yapılmadığ­ından cezasızlık­la karşı karşıya kalınabilm­ektedir” dedi. (Urfa/ma)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye