Çocuğu sürekli korunmasız gösteren haberler şiddeti besliyor
BASINDA ÇOCUKLARIN TEMSİLİ RAPORUNU HAZIRLAYAN KOMAN VE ÖZKAN: Çocuklar medyada yoklar, görünmüyorlar. Türkiye’de nüfusun yaklaşık üçte birini çocuklar oluşturuyor. Ancak medyada yer alma oranlarına baktığınızda bu oran çok düşük. Yüzde dört civarında...”
Çocukların medyada yer bulma biçimleri üzerine uzun süredir devam eden bir tartışma var. Yazılı basında çocukların temsil ve ifade alanı son derece dar. Yer bulabildiklerinde ise çoğunlukla, faili ya da etkileneni oldukları şiddet olayları ile gündem olabiliyorlar.
Ve genellikle de bu haberler trajik sunumlarla veriliyor.
Hrant Dink Vakfı, işte tam da bu konu üzerinden geçtiğimiz günlerde bir rapor hazırladı: ‘Türkiye Yazılı Basınında Çocukların Temsili’.
Rapor, Türkiye’de yazılı basında çocuklarla ilgili hangi konularda haberler ve köşe yazıları üretildiği ve bu metinlerin nasıl sunulduğunu inceliyor.
Raporda çocuk hakları alanında çalışan Ezgi Koman ve Şeyma Özkan’ın imzası var. Biz de rapor vesilesi ile çocukların yazılı basında temsil edilme biçimlerini konuştuk. Koman ve Özkan, “çocuğa saygılı medya”nın herkes için bir yükümlülük olduğuna dikkat çekti.
2 BİN 459 KÖŞE YAZISI VE HABER İNCELENDİ
Raporun ayrıntılarına bakacağız ama önce nasıl hazırlandı, nasıl bir yol izlendi, incelenen içerikler neye göre seçildi?
Ş.Ö.: Aslında sistematik nefret söylemi taramaları boyunca Türkiye yazılı basınında çocuklara ve çocuklarla ilgili meselelere çok az yer verildiğini ve çocuklarla ilgili haber ve köşe yazılarında çocukların nesneleştirildiğini ve haberde bir sansasyon unsuru olarak kullanıldığını gözlemlemiştik. Bu gözlemden yola çıkarak, haziran 2018’de yazılı basında çocuklar hakkında üretilmiş haberlerin ve köşe yazılarının içeriğine ve kurgusuna ilişkin bir inceleme hazırladık. Rapor için, haziran boyunca yayınlanan 8 ulusal gazetedeki çocuklarla ilgili metinler tarandı. Bu gazete seçkisinde, ‘çocuk’ anahtar kelimesini içeren tüm haberler ve köşe yazıları incelendi. Toplamda 2 bin 459 köşe yazısı ve haberden oluşan bu örneklemde metinler, içerikleri, bağlamları ve benimsedikleri söylemin belirgin özelliklerine göre incelendi ve kategorilendirildi. ‘Çocuklarla ilgili hangi konularda haberler yapılıyor?’ ve ‘Çocuklarla ilgili haberler nasıl sunuluyor?’ ‘Çocuk’, ‘çocukluk’, ‘çocuk hakları’ kavramları ve çocuk-medya ilişkisine odaklanan giriş kısmı da çocuk hakları alanında çalışan Ezgi Koman tarafından yazıldı.
ÇOCUKLAR MEDYADA YOKLAR, GÖRÜNMÜYORLAR
En genel hali ile medyada çocuklar nerede, nasıl görünüyorlar?
E.K.: Aslına bakarsanız çocuklar medyada yoklar, görünmüyorlar. Türkiye’de nüfusun yaklaşık üçte birini çocuklar oluşturuyor. Ancak medyada yer alma oranlarına baktığınızda bu oran çok düşük. Yüzde dört civarında... Bu da çocukların yetişkinlerle eşit oranda medyada yer bulamadıklarını gösteriyor. Yer bulabildiklerinde ise Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde belirtildiği şekilde, hakları-özgürlükleri olan özneler olarak değil, ancak nesneleştirilerek bulabiliyorlar. Yani çocuklar genellikle kurban, büyük trajedilerin mağduru, istismar ve şiddete maruz kalan zavallı varlıklar olarak yer buluyorlar. Ya da “üstün yetenekleriyle”, “olağanüstü başarıları” ile... Yani aslında çocuklar toplumda nasıl algılanıyorsa medyada da benzer şekilde varlar.
Biraz Ezgi Koman açtı ama derinleştirelim, çocuklarla ilgili hangi konularda içerik üretiliyor? Bu içerikler içerisinde ağırlıklı konular neler? Ş.Ö: Raporun kapsamını düşündüğümüz zaman, yapılan kategorilendirme kısıtlı. Çocuklarla ilgili yazılı basında ağırlıklı
olarak şiddet içerikli haberler, tehlike altındaki çocuklarla ilgili haberler ve eğitim, kültür, sağlık, spor gibi konular bağlamında üretilen haberler yer alıyor. ‘Şiddet içerikli haberler’ içinde çocukların etkileyeni ya da etkileneni olduğu şiddet içerikli olaylar aktarılıyorken, ‘tehlike altındaki çocuklarla ilgili haberler’ içinde, sokakta yaşayan ya da çalıştırılan çocuklar, işçi çocuklar, savaş ve çatışma bölgelerindeki çocuklar, mülteci ve sığınmacı çocuklar, bağımlı ya da bağımlılık riskiyle karşı karşıya olan çocuklar gibi konularda haberler üretiliyor.
DOKUNAKLI GÖRSELLER, SANSASYONEL BAŞLIKLAR...
de haberlerde, öne çıkan ilk şey yapılan başlık ve görsel tercihleri. Gazeteler genellikle, çocuklarla ilgili haberlerde, daha dikkat çekici, duygu tetikleyici haberler elde etmek için, habere konu olan çocuk ya da çocukları temsil edecek dokunaklı görsellerini kullanıyor; haber başlıklarına sansasyonel öğeleri çekiyor. Özellikle şiddet içerikli olaylarda, olayın ‘fail’i ya da etkilenen çocuk ya da çocukların, kişisel mahremiyetlerine saygı göstermeyen ve hatta bazı durumlarda masumiyet karinesini ihlal eden biçimlerde yargılamalarla sunuluyor olmaları önemli bir sorun. Örneğin, ‘fail’i çocuk olan bir cinayet haberinde, fiili ehliyeti olmayan bir çocuğun ‘fail’ olarak damgalandığını, çocukların kimliklerinin, özellikle yakın çevreleri tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek şekilde teşhir edildiğini sıklıkla yazılı basında görüyoruz. Bu şekilde kişisel mahremiyeti ihlal eden haberleri, çocuğun yaşamı boyunca
Şeyma Özkan da belirtti, çocuklar çoğunlukla şiddet haberlerinin unsuru olarak medyada varlar, raporunuzun bu konuda bir tespiti var mı, nasıl sunuluyor bu haberler, sıkıntı nerede?
E.K.: Şiddet haberlerinde yer bulması yine çocukların algılanma şekliyle ilgili. Haberi daha okunur yapmak için, belki de toplumun en masum, en korunmasız görülen varlığına uygulanan şiddet her şekilde bir karşılık buluyor.
Elbette çocuğa yönelik şiddet haber yapılmalı. Ancak çocuğu sürekli güçsüz, korunmasız, mağdur gösteren bu tür haberler aslında çocuğa yönelik şiddeti bir yandan da besliyor. Besliyor çünkü şiddetin ortaya çıkmak için ihtiyaç duyduğu eşitsiz güç ilişkilerini çocukların aleyhine yeniden üretiyor. Ayrıca bu kadar çok şiddet haberi özellikle de faili, temel nedenlerini ele almayan sadece sonuçlarını, etkilerini merkeze alan haberler, toplumu şiddete karşı körleştirebiliyor, şiddeti olağanlaştırabiliyor.