MESELELER ÇOCUK GÖZÜNDEN UZAK ŞEKİLDE ELE ALINIYOR
Sonuç bölümünde, “Eğitim, sağlık, spor, kültür ve sanat, çocuklarla ilgili önemli haber alanları teşkil ediyorlar. Bu konular etrafında üretilen haberler, çocukların ‘gelişmekte olan’, ‘eksik bireyler’ olduğu yönündeki toplumsal kabullere de uygun şekilde, çocukları ‘öğrencilik’, ‘gelişme çağındaki genç beden’ gibi temsillerle sunuyor” tespiti yapıyorsunuz? Bunun zararı nedir, neye yol açıyor?
E.K.: Çocukların bu şekilde temsil edilmesi toplumdaki sorunlu çocuk algısını pekiştirir niteliktedir. Bu sorunlu algı çocukların hayatın eşit ortakları olarak görülmesinin önünde engel oluşturur. Onların şu anda geçici varlıklar olduğunu söyler, bugünde değil gelecekte değerli görülmesine sebep olur. Bu da onların bugünkü potansiyellerinin, gereksinimlerinin, sorunlarının görmezden gelinmesine yol açar.
Ş.Ö.: Öncelikle eğitim, sağlık, kültür, sanat ve spor gibi bağlamlarda çocuklarla ilgili üretilen yazılı basın metinlerinin hedef kitlesi, gazetelerin ağırlıklı hedef kitlesi yetişkinler olduğu için, yetişkinler olarak kabul ediliyor. Bu temalarda üretilen haberler ve köşe yazıları doğrudan çocukları ilgilendiriyor olmalarına rağmen genellikle yetişkinlerin gözünden yetişkinlere aktarılıyor. Dolayısıyla, yazılı basında bu temalarda üretilen haberlerde hakim olan şey aslında çocuk gözünden ve çocuk sesinden uzak şekilde meselelerin ele alınıyor olması. Bununla ilişkili olarak, çocukların mütemadiyen ‘öğrenci’ ya da ‘gelişme çağındaki birey’ olarak temsil edilmesi, aslında çocukların potansiyelleri, istekleri ve iradelerinin kısıtlı şekilde basın tarafından yansıtılmasına neden oluyor.
“Haberde daha dokunaklı ya da dikkat çekici bir sunum elde edilebilmesi için, çocukların söz konusu olay ya da durumla ilişkisindeki trajik öğeler ön plana çıkarılıyor” tespiti de size ait. Ne sakıncası var bunun?
Ş.Ö.: Bu aslında çocukların yaşadıkları mağduriyetin, maruz kaldıkları ya da ilişkilendikleri şiddetin yapısal boyutlarının göz ardı edilmesine neden oluyor. Çünkü, bir olay ya da durumun trajik öğelerine yapılan vurgu aslında o olay ya da durumu tekilleştirirken, örneğin şiddet içerikli olaylarda, haberin odağının şiddetin sistematik ve toplumsal boyutundan uzaklaşmasına neden oluyor. Çocuk, habere konu edilen olay ya da durumla ilişkili olarak haber için malzemeleştiriliyor. Halbuki, çocukları etkileyen yapısal unsurlara yapılabilecek vurgu ile basın, konuyla ilişkili olarak kamuoyu oluşturabilir; yaşanan hak ihlallerine dikkat çekebilir.