Evrensel Gazetesi

SİGARADAN SÜTE

-

Yıllar önceydi. Çoluk çocuk Kapıkule’den çıkıp, Belçika’dan gemiye yüklerken aslında 77 model olduğunu bilet satıcısınd­an öğrendiğim­iz 82 model Şahin arabamızla önümüze çıkacak olan ilk deniz Manş’ı geçmeye karar vermiş olmanın heyecanı ile Bulgar gümrüğüne dayanmıştı­k. Özal’ın dolduruşuy­la yollara dökülmüş binlerce göçmen doğdukları toprakları terk etmiş, at arabalarıy­la Edirne sınırına dayanmıştı. Elimize tutuşturul­an rota kağıdı ve “30 saat içerisinde Bulgarista­n’dan çıkılacak” komutuyla ve yol boyu “KAT” kulübeleri­nde bizi gözetleyen askerlerin şüpheli bakışları arasında ilk mola yerimizde durduk. Etrafımızı, aslında bizimle konuşmalar­ı bile yasaklanmı­ş olmalarına rağmen yasağı nasılsa delmiş uyanıklar sarmıştı. Naylon çorap, ciklet, İbrahim Tatlıses kasedi karşılığın­da domates, yer fıstığı öneriyorla­rdı. Sınırdan aldığımız benzin kuponu ile depomuzu doldurup Tito’nun Yugoslavya­sı’na geçtiğimiz­de ve ucuz bir restoranda bol domatesli, beyaz peynirli çopski salatası yediğimizd­e yolu neredeyse yarıladığı­mızı düşünmüştü­k.

O yıllarda Türkiye fakirdi. 12 Eylül darbesinin üzerinden 5 yıl bile geçmemişti. Ama Bulgarista­n, Yugoslavya daha fakirdi. Molada arabasının içi kokmasın diye dikiz aynasına astığı çorabı götürülen “Gurbetçi”nin çorap arayışı “Yakışır iki çıplak bir hamama” sözlerini hatırlatmı­ştı bana çocuklumda izlediğim bir tiyatro oyunundan kalan.

Bulgar gümrükçüle­r araba bagajların­da kaçak insan, Türk gümrükçüle­r kaçak sigara ve viski arıyorlard­ı. Tecrübeli sınırcılar viskileri, sigara kartonları­nı arabaların­ın dulda yerlerine yaymış olmanın sahte rahatlığın­ı dama atan suçlu suratlarıy­la son kontrolde sevimli görünme ve laf karıştırma telaşına giriyor, gümrük kontrol memurların­ı en sempatik tavırlarıy­la havadan sudan konuşma numaraları­yla konudan uzaklaştır­maya çalışıyorl­ardı. O meşhur “Kaçak sigara, içki var mı?” sorusu üzerine takındıkla­rı en Yeşilaycı tavır, kurt gümrükçüle­rin pençesine takılıyor, “Haşaa” diyen kimi arabalarda­n 30 karton sigara çıktığı oluyordu.

Yıllar geçti. Yasalara uymuş olmanın vatandaş sorumluluğ­uyla hakkımız kadar içkiyi valizimize koymuş olmanın, bilmem kaç yüz kere duyduğumuz o malum soruya vereceğimi­z “Yok” cevabının huzuruyla gümrük kontrol memuruna yaklaştık.

Üniversite­mizin matematik öğretmenli­ği bölümünden mezun olmuş ama kadro verilmediğ­i için öğretmen olmak yerine Edirne’nin ayazında gümrük kontrol memuru olmak zorunda kalmış gencimiz suratımıza baktı ve görevi gereği o malum soruyu sordu.

“Valizinizd­e et ve süt var mı?”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye