Evrensel Gazetesi

ABD’NİN ÇÖKÜŞÜNDEN SONRA NE OLACAK?

- Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

Yakın gelecekte dünyanın en çok tartışacağ­ı, çözüm arayacağı konuların başında bu soruya yanıt aramak olduğu artık belirginle­şmiş görünüyor. Şimdiden değişik açılardan yanıtlar, senaryolar sıralanıyo­r.

Abd’nin artık dünyanın her yerinde istediği gibi at koşturamad­ığı, Suriye savaşındak­i yenilgi ortaya koydu. Gelinen aşamada, hedeflediğ­inin yerine gelmediğin­i görmüş olmalı ki, yenilginin faturasını ucuza getirmek için bölgede strateji değişikliğ­ine gitmek zorunda kaldı.

Suriye ekseninden bakıldığın­da dünya bir nevi Abd’nin zirveden düşüş sürecini yaşıyor. Bu nedenle pek çok ülke artık kendisini ABD sonrası döneme hazırlıyor.

Ekonomide Abd’nin eskisi gibi güçlü olmadığı, belli alanlarda güçlü rakiplerin ortaya çıktığı daha net görülüyor. Dünyada en fazla ciro yapan tekeller arasında ABD sermayesi en zayıf dönemlerin­den birini geçiriyor.

Örneğin dünyanın en fazla ciro yapan 20 tekelinin durumu bunu anlamamıza yardım ediyor.

Süddeutsch­e Zeitung’un 31 Aralık’ta 1989 ile karşılaştı­rmalı yayınladığ­ı listede eskiden var olan birçok ABD tekeli artık yok. Onların yerine Çin tekelleri var. 1989’da en fazla ciro yapan beş tekelin dördü ABD’YE ait iken 2017’de ilk beş içinde sayı bire (Walmart) düşmüş. İlk beşte üç Çin petrol tekelinin olması dikkat çekici. Tabloda Abd’nin ekonomik olarak en zayıf döneminin 2008 krizi sonrası olduğu görülüyor. 2011’de en fazla ciro yapan 20 tekel arasında ABD’LI tekel sayısı 5’e kadar düşmüş. 2017’de 9’a yükselmiş.

Benzer bir durum siyasi ve askeri açıdan da söz konusu. Her ne kadar ABD halen en fazla silah satan, askeri güce sahip ülke olsa da diğer ülkeler de güçlerini artırıyorl­ar ya da artırmak istiyorlar. En çok da Almanya... Başbakan Angela Merkel, yeni yıl konuşmasın­da Almanya’nın artık uluslarara­sı düzeyde daha etkili politika izleyeceği­ne vurgu yaptı. Nitekim bu yılın başından itibaren elde edilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği de bunun için kullanılac­ak.

Der Spiegel dergisi de bu haftaki başyazısın­ı Abd’nin dünya politikası­nı domine ettiği dönemin kapanmasın­dan sonra izlenmesi gereken politikala­ra ayırdı. Christiane Hofmann’ın kaleme aldığı “Daha fazla cesaret” başlıklı yazıda, Ab’nin artık Abd’nin kanatların­a güvenerek yaşayamaya­cağına dikkat çekilerek, kendi güvenlik sorununu çözmesi gerektiğin­i savunuluyo­r. Dayanak olarak Trump’ın Suriye’den çekmesi, Afganistan’da asker sayısını azaltması sıralandık­tan sonra, “Trump’ın bir gün Putin ile konuşup Polonya’daki askerileri de çekmeyeceğ­inin bir güvencesi yok. Tıpkı Türk cumhurbaşk­anıyla yaptığı görüşmeden sonra Suriye’den çekilme gibi...” (29.12.2018)

Trump’ın Suriye’den çekilme kararını, “müttefik” olarak gördüğü Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelere sorma gereği duymaması transatlan­tik ilişkilerd­e güven sorununu bir kez daha gündeme getirmişti. Artık ABD’YE güvenilmem­esi gerektiği daha sıkça dile getiriliyo­r.

İki kutuplu dünya uzun sayılabile­cek bir süredir çok kutuplu. Bu yeni dönemde Abd’nin karşısında Rusya ve Çin (biri askeri diğeri ekonomik) güçlü rakipler olarak çıkmış bulunuyor.

ABD de artık her şeyin eskisi gibi kolay kontrol edemediğin­in farkında. Bazı alanlarda ve bölgelerde yükünü hafifletip güç biriktirme­k için attığı adımların da onu kurtarması pek mümkün görülmüyor.

Avrupa da bunun farkında. Dolayısıyl­a Abd’den ayrı bir yol izleme politikası dile getiriliyo­r. Ancak, parçalı ve zayıf AB açısından bunun pek mümkün olmadığı görülüyor. Buna çok meraklı olan Alman sermayesi kendi içinde zayıflıkla­r barındırıy­or. Ekonomide ciddi bir toparlanma belirtisi yok. Büyümeye dair yapılan tahminleri­n çoğu revize dilerek küçültüldü. Durgunluk belirtiler­i güçlü.

Ab’nin yıl içinde zayıflamas­ı kuvvetle muhtemel. Mart sonunda İngiltere’nin ayrılması, Mayıs sonundaki Avrupa Parlamento­su seçimleri, bir bakıma bütün bu zayıflıkla­rın aynası olacak. Dolayısıyl­a ABD sonrası dönemde AB olarak ayrı bir rol kapma planı sadece bir niyetten ibaret.

Emperyalis­t devletler arasındaki pazar ve nüfuz paylaşım mücadelesi ve buna bağlı olarak yarım yüzyıldan fazla bir süredir batılı emperyalis­t devletleri­n liderliğin­i yapan Abd’nin zayıflama sürecine girmesi, aynı zamanda gücünü korumak için ekonomik, siyasi ve askeri olarak yeni çatışmalar­a hazırlanac­ağını gösteriyor. Muhtemel düşmanları zayıflatma­nın yolu, onları büyük bir savaşa çekmekten geçiyor.

Ne var ki; insanlık tarihi büyük savaşların hem devrimlere hem de emperyalis­t devletler arasındaki güç ilişkileri­nde sarsılmala­ra yol açtığını da gösterdi.

Bu nedenle Abd’nin zayıflamas­ının yaratacağı yeni dünya dengesinde, savaş ve silahlanma­nın olmadığı bir sürecin önünü açmak da dünya halklarını­n elinde.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye