Halk sağlığı bahane, vergi şahane
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ, UYGULAMAYI ‘POŞET MAKYAJI’ OLARAK DEĞERLENDİRİYOR:
Naylon poşet ve plastik ambalaj tüketimine getirilen sınırlamayla birlikte alışveriş poşetleri ücretle satılmaya başladı. 25 kuruştan satılan plastik poşetlerin 10 kuruşu maliyete kesilirken 15 kuruşluk kısmı da vergi olarak devlete gidiyor. Prof. Dr. Beyza Üstün değişikliği "Uygulama, hem halkın sırtına yük hem de bakanlığın bütçesini kalkındırma projesi.” şeklinde yorumluyor.
Her yıl 25 milyar naylon poşet kullanılan Türkiye’de paralı poşet uygulamasının poşet kullanımını azaltacağı öngörülüyor ancak üretimine ilişkin herhangi bir sınırlama söz konusu değil. Resmi verilere göre farklı sektörlerde toplam 8 milyon 612 bin ton plastik üretiliyor ve 1 milyon 800 bin ton plastik ambalaj piyasaya sürülüyor. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Çevre Yasası değişikliği kapsamındaki naylon poşet uygulamasını Prof. Dr. Beyza Üstün ve İstanbul Çevre Mühendisleri Odasından Fırat Durel ile konuştuk.
‘SERMAYENİN YENİ AÇILIM ALANI’
Çevrenin ve ekosistemin korunması için cezayla ya da parayla önlem alınamayacağını savunan Çevre Mühendisi Prof. Dr. Beyza Üstün “Para karşılığında yapılan hiçbir stratejik hamle yaşamı korumaz. Bu sermayenin yeni bir açılım alanıdır. 2011’den bu yana baktığımızda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaşam alanlarını sermayeye sunan, yapılaşmaya açan ve buradan sermaye biriktiren bir devlet organı. Bu değişiklik de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ayrı bir bütçe katkısı sağlıyor. Ortada bir plastik poşet üretimi var ve bakanlık ya da sistem diyor ki, ‘Öde ama kullan’, ‘yaptığın aykırılıktır bunun karşılığını peşinen öde.’ Ödeyerek kullandırarak bir şeyi azaltmanız mümkün değil. Bunun halkın bütçesine girdisi şüphesiz gerçek.” dedi.
“Poşet üretimi devam ediyor, plastiğin gerekli gereksiz bütün alanlarda üretimi devam ediyor.” diyen Üstün “Doğanın tanımadığı, parçalanma süreleri yüzlerce yılı bulan, ekosistem açısından ciddi olarak tehlikelilik boyutu olan böylesi bir maddenin kullanımdan ve üretimden kaldırılması yerine ‘Üretiyoruz ama az kullan bak’ deyip bütün yükümlülüğün halkların sırtına vurulması trajikomik. Paralı poşet uygulaması bir taraftan halkın sırtına yük diğer taraftan bakanlığın bütçesini kalkındırma projesi.” ifadelerini kullandı.
‘PLASTİK KULLANIMI ÖNLENMELİ’
Paralı poşet uygulamasını “çevreci” görünümlü bir strateji olarak yorumlayan Üstün, öncelikli olarak plastik üretiminin sınırlandırılması gerektiğini vurguladı: “Bu uygulama; plastik üreticisine dur demeyen, üretimine yol veren, oradan sermaye birikimine izin veren ama onun ürettiğinin yükünü halka doğru ekleyen, dolayısıyla çevreci görünümlü ‘iyilik yapıyoruz’ stratejisi. Yani değişen bir şey olmayacak. Aynen suyun ticarileştirilmesinde olduğu gibi. Suyun şirketlere verilmesinin ve parayla suyun satılması ‘Fazla kullanımın önlenmesi’ olarak yorumlanmıştı. Halk fazla kullanamaz zaten belli oranda kullanır. Poşeti de öyle. Azaltmak çoğaltmak oranıyla ilgili değil. Bu uygulama sürekli üretilen ve hayatımızın her evresine giren plastiğin kullanımını önleyecek bir strateji değil.”