FRANSIZ HÜKÜMETİ İŞSİZLİĞE DEĞİL İŞSİZLERE SALDIRIYOR
2019 yılı işsizlere yönelik eşi görülmemiş bir baskı ile başladı. Fransızlara yeni yıl mesajında (Cumhurbaşkanı) Emmanuel Macron, bir defa daha tembellikle suçladığı işsizleri hedef aldı, “Hükümet gelecek aylarda işsizlik ödentisinin kurallarını değiştirme çalışmasına devam ederek işe dönmeye daha fazla teşvik etmelidir” dedi.
Bir gün önce, Mesleki Gelecek Yasası’nın resmi gazetede yayımlanan uygulanma kararnamelerinden birisi, iş arayanlara yönelik cezalandırmaların eşi görülmemiş bir şekilde sertleştiğini ortaya koydu. Sanki geçen mart ayında Çalışma Bakanı’nın sunduğu (işsizlere) yönelik cezalar yetmiyormuş gibi, iktidar, kriminalize etmede bir üst aşamaya geçmeye karar verdi. İlk önce İşsizlik kuruluşu (Pole emploi) danışmanı ile bir randevuya gitmeme durumu işsizlik listesinden 15 gün silinmeyi öngörürken, bu sürenin iki aya çıkartılması planlandı. Nihayetinde ise yayımlanan kararnamede işsizler listesinden silinme bir aya çıkartıldı, iki randevu kaçırıldığında iki ay, üç randevu kaçırılırsa ise işsiz 4 ay işsizlik listesinden silinecek. Cumhurbaşkanının kırıcı sözleri ile iş bulmak için “Sokağın öbür tarafında geçmeleri yeterli” olan işsizlere baskı, istatiksel verileri düşürme amaçlı artırılıyor.
FİŞLENME VE DENETLEME ARTACAK
Böylelikle iş aramada yetersizlik ya da makul iki iş teklifini reddetme daha ağır bir şekilde cezalandırılacak, işsizin hakları tamamen iptal edilecek. İşsizlik kurumunun yayımladığı bir araştırmaya göre, işsizlik maaşı alanlar için de yapılan bir denetlemede yüzde 8’in aktif bir şekilde iş aramadığı ortaya çıktı. Cgt’nin işsizler örgütlemesi olan Cgt-chomeurs Genel Sekreteri Tenessee Garcia’ya göre, “Bu oran 2017’de 550 bin kişinin işsizler listesinden silinmesinin nedeni olmuştu, fakat hükümet bu konuda daha da sertleşmeye karar verdiğinden bu oran artık daha da artar”. Ona göre “İş aramada yetersiz olma kriteri kesinlikle belirgin değil, böylelikle tüm işsizler işsizlik listesinden silinebilinir!”
İşsizleri zorla istihdam bununla sınırlı değil. Yayımlanan kararname “Makul bir işin belirlenmesinde çalışırken alınan maaşın dikkate alınması” kriterini ortadan kaldırıyor. İşsiz, önceki maaşından daha düşük ücretli de olsa kendisine sunulan ilk işi kabul etmeye zorlanıyor, aksi takdirde işsizlik haklarını kaybedecek.
Denis Gravouil’a göre yürürlüğe sokulan model açıkça Alman modelidir: “Ren’in ötesinde küçük işlerde çalışanlarda olduğu gibi, sosyal güvencesi olmayan ve en kötü işleri kabul etmek zorunda olan birçok işçiyle yüz yüze kalacağız”. Yanı sıra fişleme ve denetleme yöntemleri de daha da ağırlaşacak. 2019’un yarısından itibaren iş arayanların yaptıkları müracaatları internet defterlerine yazma zorunluluğu ülkenin iki veya üç bölgesinde başlatılacak. Denetlemekle görevlendirilmiş danışmanlar tugayının sayısı da artmaya devam edecek. Bunların sayısı 2015’te 200 kişiden 2020’de 1000 kişiye çıkartılacak, fakat 2019 yılında işsizlik kurumunda çalışan 1300 kişinin işine de son verilecek.
Tepkilere karşı İlerleyen Cumhuriyet (Macron’un partisi) sözcüsü olan Milletvekili Aurore Bergé, işsizliklerin devamlı hedef alınmasını haklı göstermeye çalıştı. Ona göre, bu, tam bir “adalet mantığıyla” yapılıyormuş, meslek eğitimi görme gibi işsizlere verilen “ek haklar” ile “iş arama zorunluluğu” arasında yapılan bir “dengenin” sağlanmasıymış.
Ülkede sosyal öfke patlarken, Emmanuel Macron’un yeni istihdam bilançosu, işsizlik oranının yüzde 9.2 ile 9.1 oranında kalmasıyla, hiç parlak değilken, işsizler böylesi bir şekilde 1 numaralı düşman ilan edilmekten artık usanmışlar.
Tüm bu darbeler İşsizler Derneği Apeis Sorumlusu Malika Zediri’yi çileden çıkartıyor; “Utanç verici! Son yapılan araştırmalar işsizlerin daha fazla denetime maruz kalmalarının istihdamda olumlu sonuç doğurmadığını kanıtlıyor. İşsizlik kasası Unedic’te yapılması planlanan 4 milyarlık tasarrufun tamamen servet vergisinin iptal edilmesi ile giden miktara tekabül etmesi beni öfkelendiriyor. Emmanuel Macron bize çok pahalıya patlıyor”.
(Çeviren: Deniz Uztopal)
‘KRİZ’İN ÜÇ SEBEBİ