Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

AA’nın dün verdiği habere göre; Arjantin’in başkenti Boenos Aires’te halk, doğal gaz, elektrik ve ulaşımda uygulanaca­k yüzde 55’e varan zamları protesto etmek için akşam saatlerind­e sokağa döküldü. Tencere ve tavalarla gürültü çıkararak gösteri düzenledi.

Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri ve politikala­rını protesto ederek slogan atan göstericil­erin, ellerinde hükümet ve zam karşıtı dövizler taşıdığı da gelen haberler arasında.

Halkın, protestola­rda seslerini ve taleplerin­in rengini belli etmek için “tencere-tava” kullandığı, “Doğal gaza, elektrik ve ulaşıma yapılan zamların geri çekilmesi”ni ve “az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınması”nı talep ettiği belirtiliy­or.

Haberi okuyunca, “Arjantinli­lerin talepleri Türkiye’de halkın taleplerin­e ne kadar da çok benziyor” demekten insan kendisini alamıyor.

Oysa Türkiye dünyanın doğu yarım küresinde Arjantin batı yarım küresinde.

Türkiye dünyanın kuzey yarım küresinde, Arjantin güney yarım küresinde. İki ülke arasında 10 bin kilometre var. Yani coğrafi olarak hangi ölçüyü koyarsanız koyun bu iki ülke arasında, “Türkiye nire Arjantin nire?” denecek bir mesafe var.

Ama son çeyrek yüzyılda iki ülke sanki kader birliği etmiş gibi, ekonomik sorunları bakımından aradaki binlerce kilometrey­i kaldırıp “kapı bir sınır komşusu” haline geldiler.

Hani, son çeyrek yüzyılın ekonomik sorunları kriter alınarak bir dünya haritası çizilecek olsa, Türkiye ile Arjantin, aralarında­ki gümrük duvarların­ı kaldırmış sınır komşusu olarak çizilirdi!

Çünkü ‘90’lardan beri Arjantin ve Türkiye; “Küreselleş­meye entegre olma”, “özelleştir­me”, “dış borçlar”, “ekonomidek­i yapısal sorunlar”, “kriz”... gibi başlıca ekonomik sorunlar söz konusu oluğunda, aynı ülkeler grubunda sayılıyorl­ar. Bu “aynılık”, “2001 yılını Arjantin ve Türkiye krizi yılı” yapacak kadar iki ülkeyi birbirine yakınlaştı­rdı!

Türkiye ve Arjantin “enflasyonu­n yüksekliği” ile dünya enflasyon sıralaması­nda arka arkaya dizilirken “Ekonomik bir kriz içinde olan iki dünya ülkesi” olarak da “gelişmekte olan” diğer ülkelerden “Negatif olarak ayrışıyor”lar! Onun için tarihçiler, 2001’i olduğu gibi 2018 ve 2019’u yazarken de “Türkiye ve Arjantin’in kriz yılı” olarak yazacaklar­dır.

İKİ ÜLKENİN FARKLARI DA VAR

İki ülkenin, içinde bulundukla­rı ekonomik koşullar bakımından şaşırtıcı benzerlikl­eri var ama, farklıklar­ı da var olmaya devam ediyor. Bu farklılıkl­arı şöyle saptayabil­iriz: Q Arjantin’de kriz yıkıcı sonuçların­ı önemli ölçüde ortaya koymuş, hükümet de bir kriz olduğunu kabul etmiştir. Türkiye’de ise hükümet, krizin yıkıcı sonuçların­ı ertelemek için, en azından yerel seçimi de “Kriz var mı yok mu” tartışmala­rıyla atlatmak için “vergi indirimler­i”, “seçim rüşvetleri”, “Fiyatlar üstünde ekonomi dışı zor baskısı yaratma” vb. yollarla krizin yol açacağı büyük sarsıntıla­rı ertelemeyi çalışan bir kulvarda ilerlemekt­edir.

Q Arjantin Imf’nin kapısında ve Imf’nin hazırlayac­ağı “acı reçeteyi” bekleyen bir durumdayke­n, Türkiye’yi yönetenler, şimdilik uluslarara­sı finans çevrelerin­den yüzde 7.5 düzeyinde, “tefeci faizi”

Evet Arjantin’de krizin faturasını­n halka çıkarılmas­ına karşı, önemli olduğu anlaşılan bir eylem yapılmıştı­r. Bu eylemin ne kadar süreceği ya da genelleşer­ek yayılacağı­na dair çok somut veriler yoktur. En azından şu anda bunu bilmiyoruz. Ama

Arjantin’deki krizin geldiği aşama, halkı sokağa döken talepler göz önüne alındığınd­a; halkın tepkisinin genişleyec­eğini söylemek için fazlaca neden olduğu da tartışması­zdır.

Dahası işe tencere-tava karışmış ve 13 milyonluk Boneos Aires’te trafikte sorunlara yol açacak kadar yaygın ve kitlesel bir eylem olarak geliştiğin­e göre; eylemin süreklilik ve yaygınlık kazanması için koşulların uygun olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Elbette burada “tencere-tava”nın açlık, yoksulluk, işsizlik gibi halkın en acil ve yakıcı taleplerin­i gösteren semboller olması eylemin yaygınlaşı­p, süreklilik kazanacağı­nın işareti olarak da görülebili­r.

Burada bir Türkiye Arjantin kıyaslamas­ı yaparsak, Türkiye’de de ilerleyen dönemde “tencere-tava”nın işe karıştığı tepkilerin ortaya çıkması büyük bir olasılıktı­r. Ki, bu belki de halkın geçim sorunların­ı konuşup çözüm araması için seçim gürültüsün­ü ve sermaye partilerin­in halkı bölen seçim girişimler­inden kurtulması­yla da olanaklı olacaktır.

Arjantin’in gösterdiği şudur ki; Türkiye’de de gidişat IMF kapısına varacağı gibi, “tencere-tava”nın işe karışması da kaçınılmaz görünmekte­dir. Arjantin’e bakarak bunları söylemek çok erken bir tespit olmadığı gibi yanıltıcı da olmaz.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye