Cumartesi Anneleri Güçlükonak için adalet istedi
CUMARTESİ Anneleri 719. hafta eyleminde, 1996 yılında gerçekleşen ve 11 köylünün ölümüyle sonuçlanan Güçlükonak Katliamı için adalet talebinde bulundu.
Cumartesi Anneleri’nin 719. hafta eylemi yine polis ablukasında gerçekleşti. HDP Milletvekili Musa Piroğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel’in aralarında bulunduğu çok sayıda hak savunucusunun katıldığı 719. hafta basın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
Yoleri, 23 yıl önce 11 kişinin ölümüne sebep olan Güçlükonak Katliamı’nın nasıl gerçekleştiğini anlattı. Atılan roketler sonucu minibüs ve içindeki 10 cesedin kömür haline geldiğini söyleyen Yoleri, kaçmaya çalışan minibüs sürücüsünün de taranarak öldürüldüğünü hatırlattı.
TÜRKİYE AİHM’DE MAHKUM OLMUŞTU
Genelkurmay Başkanlığının olayın ardından Ankara’dan gazetecileri helikopterle Güçlükonak’a getirdiğini hatırlatan Yoleri, “Gazetecilere konuşan Albay Oğuz Kalelioğlu, katliamı Pkk’nin gerçekleştirdiğini açıkladı. Gazetecilerden bazıları resmi açıklamaları kuşku verici buldu. Sonrasında Barış İçin Çalışma Grubu bir heyetle olay yerine gitti. Heyet ulaştığı bütün bilgi, bulgu ve belgeler ışığında kamuoyuna bu katliamı PKK değil, devlet güçleri yapmıştır açıklamasında bulundu. AİHM’YE taşınan davada ise Türkiye etkin soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği için mahkum oldu” dedi. Yoleri, 23 yıl önce gerçekleşen katliamla ilgili inkara son verilmesini ve suçun faillerinin tespit edilerek adil bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmalarını talep etti.
‘KATLİAMLARDAN DEVLET SORUMLUDUR’
Güçlükonak Katliamı’nda öldürülen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya da “Bizi öldürdüler ateşe verdiler ama yine biz barışı istedik. Kimse ölmesin barış olsun.” dedi.
Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu heyetiyle bölgeye gidererek araştırma yapanlar arasında bulunan Avukat Ercan Kanar ise “Hak savunucularından oluşan 40 kişilik heyetle Güçlükonak’a gittiğimizde aradan 10 gün geçmesine rağmen deliller hâlâ ortadaydı. Yerlerde kemikler vardı. Korucu köyü olan üç köyü ziyaret ettik. Korucular bile ‘Bunu devlet yaptı’ dediler. Genelkurmaya yazı yazdık cevap alamadık. Bunun üzerine Genelkurmay hakkında Ankara Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Biz suç duyurusunun yanıtını beklerken bizim hakkımızda dava açıldığını duyduk” dedi. (İSTANBUL/EVRENSEL)