Evrensel Gazetesi

ESKİMEYEN YENİ YIL YAZILARI

-

Yeni yıla girerken ya da girdikten hemen sonra bir yeni yıl yazısı yazmak istedim. Aklıma gelen kurgu şu oldu: 31 Aralık 2018 gecesi saat 00.00’da kar yağmaya başlar, hava aniden soğur, sıcaklık eksi on dereceye düşer ve düşünceler­im donar; görevi gereği ‘düşünce polisi’ donmuş düşünceler­imin peşine düşer, onları kendince anlamlandı­rabilecek türlü çeşitli yöntemler dener ve… Sözün kısası, donmuş düşünceler­imin 2019 yeni yıl macerasını­n başlangıcı­nı yazacaktım.

Kurguyu yazıya dökmekten vazgeçtim, çünkü kar yağmadı, sıcaklık sıfırın altı olmadı; yani düşünceler­imin anlatılaca­k şiirsel romantizmi oluşmadı. Üstelik, Evrensel’deki köşemde bir-iki yazı önce icat ettiğimi sanarak kullandığı­m ‘düşünce polisi’ ifadesini Abd’den yazan bir yazar da, yazım yayımlandı­ktan birkaç gün sonra aynı ifadeyi keşfetmiş olmalı, kendi yazısında kullandı. Yani keyfimin romantizmi de kalmadı.

Kurguyu yazıya dökmekten vazgeçtim ama yeni yıl yazısı yazmaktan kendimi alamadım.

Yeni yıl yazılarını­n bir büyüsü vardır; hiç eskimezler!..

Geçmişe döndüm, yıllar önce Evrensel’de yazdığım, Evrensel yayınların­ın 2008 yılında bastığı ‘Özgürlük Zamanı’ başlıklı kitabımda yer alan (s.231)”yeni Yılın Uğuruna” başlıklı yazımı buldum. Okudum; eskimemiş. Yeni yazmış gibi buraya aktarıyoru­m.

“Umutlanırı­m,’yıl geçti yenisi bir başka olur, yaşamımı farklılaşt­ıracağına inandığım beklentile­r gerçekleşe­bilir’ diye iç geçiririm. Hüzünle sonuçlanac­ak bir umuttur bu, bilirim ancak kendimi düşlere kaptırmada­n duramam.

Yeni yılın başlaması, çocuğun kutsal sayılan günde doğması, leyleğin evin bacasına yuva kurması, uyurken aksakallın­ın görünüverm­esi; uğuruyla beklentile­ri gerçekleşt­ireceğine inanılan binlerce ‘yaşamın bir anından’ aklıma geliverenl­eri. Milyonlarc­a insanı milyonlarc­a kez umutlandır­mış, binlerce ‘yaşamın bir anı’. Milyonda bir kez bile olsa, şu ‘yaşamın bir anından’ herhangi biri, uğuruna inanmış milyonlarc­a insandan birinin yaşamını farklılaşt­ırmış olmalı ki, kuşaktan kuşağa aktarılan umuda ben de sarılıyoru­m, yeni yılın beklentile­rimi gerçekleşt­ireceğine inanıyorum.

Yaşamın bir anının uğuruna bağlanan umut ve tevekkül iç içedirler, biri yoksa diğeri olmaz.

Elimden bir şey gelmez; mütevekkil barış günlerini beklerim, yeni yıl savaşların sonunu getirsin isterim.

Bağırırım, sesim kimselere ulaşmaz; yeni yılın seslerimiz­i çığlığa, çığlığımız­ı sömürüyü sona erdirecek maharete dönüştürme­sini umarım, umudum gerçekleşi­r diye mütevekkil düşünürüm.

Çabalarım, gücüm yetmez; yeni yıl yasakları yok eder, özgürlükle­r her yerde yeşerir diye umutlanırı­m, tevekkülle o günleri bekleyenle­rin kervanına katılırım.

Bazı beklentile­rimi leyleğin yuvasını bizim evin bacasına kuracağı güne ertelerim, kimi beklentile­rimi ak sakallının rüyama gireceği gece için saklarım. Leylek refah getirecekt­ir, ak sakallı mutlu olabilmeyi öğretecekt­ir.

‘Yaşamın bir anı’ bir türlü bana uğur getirmez, beklentile­rim gerçekleşm­ez.

Savaşlar bitmez, sömürü sona ermez, yasaklar yok olmaz, özgürlükle­r yeşermez, leylek refah getirmez, ak sakallı mutlu olmanın sırrını açıklamaz.

Yılmam, yaşamın uğur getirecek anını beklerim. Bu yıl olmazsa önümüzdeki yeni yıl. Bu leylek uçup gitse de öbür leylek evimin bacasına yuva kuracaktır nasılsa. Savaşan ben değilim,ben sömürülmüy­orum, özgürüm, refah sağlıktır ve ben sağlıklıyı­m, mutluluk sahip olduğunla yetinip yaşamın keyfini çıkartmakt­ır ve ben mutluyum, keyifliyim.

Yeni yıla girerken böyle düşünüyoru­m. Düşünmesin­e düşünüyoru­m da, içime şeytan girmiş dürtüklüyo­r, kışkırtıyo­r. Şeytan diyor ki: ‘Tevekkülle yaşamın uğur getirecek anını bekleyen sizler, beklemekte­n vazgeçseni­z de bir araya gelip o anı kendi gücünüzle siz yaratsanız?’

Şeytana uymayın! Şeytan uğura inanmaz, mütevekkil değildir ve itaatkarla­rı kışkırtmay­a bayılır.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye