Evrim karşıtlığı son 10-15 yılda geriledi
12. Çukurova Kitap Fuarı kapsamında Ginko Bilim “Evrimsel Biyoloji ve Türkiye’nin Evrimle İmtihanı” isimli söyleşi düzenledi. Prof. Dr. Ergi Deniz Özsoy ve Prof. Dr. Adnan Gümüş’ün konuşmacı olarak katıldığı söyleşide Darwin’in insanlığa bıraktığı miras, ideolojik ve politik malzeme yapılan evrim karşıtlığının eğitim ve toplumdaki durumu konuşuldu.
Prof. Dr. Ergi Deniz Özsoy, Darwin’in asıl başarısının doğal seçilim ve ortak köken vurgusu olduğunu belirterek tıptan, genetiğe, tarımdan ilaç geliştirilmesine birçok alanda Darwin’in sunduğu perspektifin yol açıcı olduğunu anlattı. Konuşmasında Türkiye’de Abd’deki “evangelist” anlayışa paralel olarak evrim karşıtlığının biyolojik alandan uzaklaştırılarak politik malzemeye dönüştürüldüğüne de dikkat çeken Özsoy, “Evrim karşıtlığı yapmanın akılla bilgiyle izah edilecek tarafı yok. Evrimsel biyolojinin Türkiye’deki imtihanın sancılı bir imtihan. Türkiye hâlâ bu imtihanı geçemedi. Ama evrim karşıtlığı son 10-15 yılda gerildi” ifadelerini kullandı.
‘DARWİN’İN MİRASI BİR PERSPEKTİF SUNDU’
Darwin’den önce türlerin aralarında geçişler olmayan platonik idealar olarak tanımlandığını ifade eden Özsoy, Eski anlayışa göre bu türlerin anlık yaratılışla ortaya çıkan canlılar olduğunu belirterek “Darwin tür içerisinde tanımlanan bireysel organizmalardaki biyolojik farklılıklar üzerinden türü tanımlıyor” dedi. İnsanda genetik çeşitliliğin diğer omurgalı ve omurgasız canlılara göre daha az olduğunu söyleyen Özsoy, “Buna rağmen biz insan türü olarak genomlardaki izler ve farklılıklarımız üzerinden Afrika’dan çıktığımız rotayı, başka türlerle nasıl karıştığımızı anlayabiliyoruz. Dolayısıyla Darwin’in en büyük mirası genetik çeşitlilik temelli biyolojik özellik farklılığı anlama üzerine kuruludur” şeklinde konuştu.
Bugün tarım ilaçlarına verilen direncin ya da antibiyotik direncinin anlaşılmasının evrimsel perspektifle mümkün olduğunu söyleyen Özoy, örencilerinin yaptığı çalışmalardan örnekler verdi.
Drosophilidae isimli meyve sineği olarak bilinen canlının 1900’lü yılların başından beri genetiğin altın organizmaları arasında yer aldığını ifade eden Özsoy, “Öğrencilerim sinekten parkinson
çalıştılar. ‘Sinek neresi, parkinson neresi?’ diye soracak olursanız. Nörodejeneratif hastalıklarla ilişkili genlerin yüzde 70’i bu sineklerde aynı işlevi yapıyorlar. Evrimsel ortaklıklarımız hastalık genetiğini daha derinlemesine incelememizi sağlıyor” ifadelerini kullandı. Evrim karşıtlığının akılla ilgisi olmadığını dile getiren Özsoy, “Yapıyorsanız modern bilim konusunda hiçbir bilginiz yok, aslında boşa konuşuyorsunuz demektir” dedi. (ADANA/EVRENSEL)