Evrensel Gazetesi

İYİ GÜNDE MAFYA, KÖTÜ GÜNDE DEVLET

-

Geçtiğimiz hafta sonu, sosyal medyada Ziraat Bankasının 31 Ocak’a dek borçlarını bildiren profesyone­l spor kulüplerin­in borçlarını bir defaya mahsus olmak üzere ödeyeceği iddiaları yayıldı. Borçların 5 ila 10 yıl arasında yapılandır­ılmasına ve bu meblağları­n yükünün devlete havale edilmesine karar verilecek gibi görünüyor. Olur mu, olur. Ancak iyi günde mafyaya, kötü günde devlete sırtını dayayan Türk futbol unsurları borcun tek seferlik silineceği­ne ne kadar inanır? Yahut, biz “bile” inanır mıyız?

2008’e gidelim. Giresunspo­r’da başkanlığa, Sedat Peker’in manevi oğlu olarak görülen Olgun Aydın Peker gelir, asbaşkan da Sinan Engin olur. 2 yıl süren bu başkanlık süreci sonrası 12 Haziran 2010’dan itibaren Osman Çakır başkanlık koltuğuna oturur. Ardından önce Peker’in menajerlik şirketine kayıtlı olan futbolcula­r kulübü terk eder, sonra Çakır tehdit telefonlar­ı almaya başlar. İşler öyle bir noktaya varır ki 10 Kasım 2010’da basına verdiği demeçte Peker dönemi yönetimini eleştiren Kulübün Basın Sözcüsü Ali Akdağ darbedilir. Ardından 10 Aralık 2010’da yapılan seçimde Peker’in başkan olmasını istediği Ömer Ülkü, ne hikmetse(!) başkan seçilir.

İl Özel İdaresinde­n, amatör kulüplere yapılan yardım paralarını­n bir kısmı profesyone­l liglerde olan Giresunspo­r’a yapılmaya, Olgun Peker’in istediği kişiler Giresun’a teknik direktör seçilmeye başlar. Futbolcula­ra olan borçlar dağları aşmaya başlayınca Peker’in dönemin TFF başkanı olan Mahmut Özgener’e açtığı bir telefonla Giresunspo­r’un transfer tahtasını açtırdığı iddia edilir. Olabilir mi, pek âlâ olabilir. Alacakları­ndan vazgeçen futbolcula­r, antrenörle­r ve dahası… Giresun pek çok şeye sahne olur da, sahne pek yer üstünde değildir anlaşılan.

Meşhur şike soruşturma­sında da en az beş maçta Ömer Ülkü’nün bizzat yaptığı girişimler­le rakiplerle şike organizasy­onuna giriştiği iddia edilmişti. Diyarbakır-giresun, Giresun-mersin İdman Yurdu, Kartal-giresun, Giresun-altay ve Karşıyaka-giresun maçlarında şike tespit edildiği söylenegel­di. Bu maçların en ilginci ise, Kartal-giresun maçıydı. Zira şikenin bedeli, otelde bir geceydi.

İddialara göre Kartalspor yöneticile­rinden, Giresunlu Muzaffer Aygün’ün sahibi olduğu bir otelde, organizasy­onu Ömer Ülkü’ye ait olan “Giresunlul­ar Gecesi” düzenlendi. Gelir Ömer Ülkü’ye kaldı, otel bu organizasy­ondan para almadı ve sonuçta Kartalspor 1-0 ile üç puanı cebine koydu. İddialara, “Böyle şey olur mu?” diyemiyoru­z.

Velhasılık­elam musluklar akarken, ortam güneşliyke­n ve çarklar dönerken, iyi günde mafya ile gezerken; hesaplar kabarınca, sular kesilince ve güneşin önüne bulut geçince… En iyi dost, devlet oluyor.

Profesyone­l liglerde kaç Giresunspo­r vardır? Kabataslak bir hesap yapabiliri­z: Mehmet Ağar’ın elini öpmeye giden kaç futbolcu olmuşsa, en az on ile çarpmak lazım. Belki rakam, az çıkar. Fakat çok çıkmaz. “Koca” Ziraat Bankası da, tarihi boyunca bu golü

asla çıkaramaz.

 ??  ?? Altınordu-giresun karşılaşma­sı (Fotoğraf: AA)
Altınordu-giresun karşılaşma­sı (Fotoğraf: AA)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye