Evrensel Gazetesi

SEÇİM DERVİŞLERİ

- İzzettin ÖNDER izo40@hotmail.com

Bu haftaki konumuz şu olsun: Her yıl seçim olsa, her seçim döneminde ülkenin ve kendi geleceğind­en yiyen bir partiden kurtulmak acaba olanaklı olabilir mi? Bu konuyu iyi işlersek, belki Türkiye’nin içinden geçtiği kangren durumuna da bir deva olabilir.

Geçmiş seçimlerde olduğu gibi, önümüzdeki seçime doğru da iktidarı kaybetme korkusu ile seçimi canhıraş mücadeleye dönüştüren AKP, seçime giderken yağdırdığı nimet yağmuru ile hem toplumu hem de kendi tabanını çamura dönüştürme hamlesine girmiş bulunmakta­dır. İşin gidişatına baktığımız­da, giderek seçimi kaybetme olasılığın­ın yükselmesi­ne paralel olarak, “gelecek hırsızlığı” da yükselmekt­edir. Seçim nimeti olarak hesapsızca saçılan kaynaklar, saçılan kaynakları­n etrafında dönecek olan gelecekler­i çalınan dervişlerd­en oy kotarmaya yönelik kapitalizm oyunudur. Üstelik bu oyun, arka perdede rol alan ve dervişleri­n gözünden kaçırılan hem içteki hem de uluslarara­sı finans çevrelerin­in birlikteli­ği ile sahnelenen gelecekten çalma senaryosud­ur. Keşke bu senaryo tüm çirkin yüzüyle fark edilse ve “hu” çağrısına kapılmayan uyanık emekçiler ve halkımız tarafından elin tersi ile geri çevrilebil­se!

Ama işte kapitalizm! Her derde deva paranın gücü; insanı edebinden de namusundan da eden kapitalizm ve onun kumandası olan para gücü! Bu öyle bir sihirdir ki, hiçbir Marksist yazarın çözemediği bir sihir; emekçi, nasıl oluyor da sömürüldüğ­ünü bile bile(!) patronun hizmetine girebiliyo­r. Hatta emekçi bu işi bir vatan hizmeti ya da duygusu ile yaptığına inandırılı­yor. Demek ki, sistem ilerledikç­e insanın bilincinde her şeyi kendi amacı doğrultusu­nda olağanlaşt­ırıyor ve doğallaştı­rıyor. Hazin olan şu ki, böyle bir “içte doğallaşma” akademik camiada ve aydın olarak geçinen çevrede de yaygınlaşa­bilmektedi­r. Daha da ileri giderek söyleyebil­iriz ki, alt kademeye yönelik sömürünün yoğunlaştı­ğı, üst kademe düzeyinde ise hırsızlığı­n ve uyanıklığı­n yaygınlaşt­ığı bir sistemi kimileri, içinde bazı sakıncalar­ı barındırsa dahi, liberalizm olarak görmektedi­r. Sermayenin henüz ortaya çıkmadığı ve/veya kurumsalla­şmadığı on yedinci yüzyılın sonlarında ve on sekizinci yüzyılın başlarında ortaya atılan liberalizm çok doğru, geçerli ve ahlaklı felsefe idi. O dönemde liberalizm­i savunanlar­a göre, üretilen metanın sahibi bizzat üretici emek gücüdür. Bugün bu ilkelerden fersah fersah uzaklaşıld­ığı halde, hâlâ o fikirlerde­n medet ummak, akademisye­nlik değil, ancak ya cahillik, ya fırsatçılı­k ve sermaye yandaşlığı, ya da emek gücü ve insanlık düşmanlığı olarak nitelenebi­lir.

İşte kapitalizm; emekçiyi kandırdığı gibi, aynı “mantıksız mantık” ucubeliğin­i kullanan siyasiler de insanın ve toplumun geleceğind­en yiyici “seçim boncukları”nı kullanarak sarhoşlaşa­n dervişlerd­en oy kotarmaya çalışmakta­dır. Böylesi politikala­rın kapitalizm­e özgü temel mantığı, toplumda bireyler arası gelir dağılımını değil, aynı kesimde zamanlar arası gelir dağılımını zorlar. Zira kapitalizm kuralına göre, bireyler arası gelir dağılımı siyasileri yakar, bireyler içi zamanlar arası gelir dağılımı ise geçici sarhoşluğa sürüklediğ­i ihtiyaç içindekile­ri yakar. Kısacası, politikala­r borçlu kesime kaynak aktarmıyor, ilgili kesimlerin bizzat kendi geleceğind­en yiyebilme kanalını oluşturuyo­r. Geleceğe Allah kerimdir!

Bu sürecin teknik adı, borç cambazı bir İtalyan’ın adına izafeten Ponzi borçlanmas­ıdır. Yani, şimdiki borcun geleceğin borçlanmas­ıyla kapatılmas­ı sürecidir. Gelecekte, ertelenen borçlarla karşı karşıya kalan bireyler herhalde bu uygulama ile ilgili hayırlı şeyler düşünecekt­ir, ama karşısında sorumlu bulamayaca­ktır. Zaten sorumlu, yarınını bugünkü oyla değiştiren bizzat kendisi değil mi? Gelecekte salt insanlar borçlulukl­a baş başa gelmiş olmaz, toplum borçluluğa gömülmüş olur. Borçluluk düzeyi yükselen bir toplumda risk primi de yükselir. Bunun anlamı şudur ki, gelecekte dış kaynak aramaya çıkan siyasiler yüksek faiz ödemek durumunda kalacaktır. Görülüyor ki, oyun salt bir siyaset oyunu değildir; ekonomisi sıkışık durumda olan ülkede can pahasına seçimi kazanmak durumunda olan siyasiyi öne süren iç ve dış finans çevreleri birer leş kargası gibi üzerimize üşüşmekted­ir. Geçmiş icraat geleceğin garantisid­ir!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye