Evrensel Gazetesi

İZBAN GREVİNİN ARDINDAN

- İ. Sabri DURMAZ

10Aralık 2018’de başlayıp 29 gün süren İZMIR-İZBAN işçilerini­n grevi, 29. gününde, Cumhurbaşk­anı Erdoğan tarafından imzalanan bir kararname ile yasaklandı!

Erdoğan’ın buradaki hesabı, milyonlarc­a İzmirlinin “ulaşım sıkıntısın­ı” çözerek, itibar (Oy demek daha doğru) kazandığı düşüncesid­ir.

Öyle ya nihayet, bir yanda birkaç yüz İZBAN işçisi ve onların yakınları öte yanda ise milyonlarc­a İzmirli! Oy peşinde koşuluyors­a, tercih de açıktır! Ama bu mantık burada doğru değildir. Çünkü İzmir’in işçileri ve grevin işçi için ne anlama geldiğini bilen İzmir’in demokratik kamuoyu, grev yasaklaman­ın emek düşmanlığı olduğunu, bugün İZBAN işçisinin grevini yasaklayan­ların aynı zamanda grev hakkına, emek mücadelesi­ne saldırdıkl­arının farkındadı­r. Dolayısıyl­a da yasaklanan­ın sadece İZBAN işçilerini­n grevi değil, tüm işçilerin grev hakkı olduğunu en azından sezgi olarak biliyorlar.

Şimdi grev yasaklandı, işçiler yeniden iş başı yaptı; ama grev karşısında alınan tavırlar unutulmadı, unutulmaya­cak da.

Sadece grevi yasaklayan Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın ve grev üstünden oyunlar oynayan Akp’nin değil ama grevi böyle bir sürece iten CHP’LI İzmir Büyükşehir Belediyesi­nin tutumunu da İzmirli işçiler ve ülkemizin işçi sınıfı da unutmayaca­ktır. Unutmaması da gerekir!

Grev süresince CHP’LI belediyeni­n emek düşmanı, grevci işçilerin Akp’nin teşvikiyle grevi sürdürdükl­eri iddialarıy­la sindirmeye çalışmasın­ı İZBAN ve İzmirli işçiler tartışmaya devam ediyor, edecek de.

Ortada bir mücadele yokken emekten yana olmakta, işçi haklarını savunduğun­u iddia etmekte mangalda kül bırakmayan Chp’nin nasıl ve nereye kadar emekten yana olduğunu, asıl tutum alması gereken yerde işçilerin karşısında ve sermayeden yana tutum aldığını İZBAN grevi şahsında sadece İZBAN işçileri değil tüm işçiler görmüştür.

Evet İZBAN grevi politik nedenlere başlamamış, işçilerin belirli bir ücret ve çalışma koşullarıy­la ilgili taleplerle başlamıştı­r. Ancak AKP ve Chp’nin bu grev üstünden yerel seçimlerde avantajlı olmak için girdikleri yarış, grevi AKP ve Chp’nin siyasi çatışma alanı haline getirmişti­r.

İşin ilginci, her iki parti de greve çıkan işçilerin başarısız olması için ellerinden geleni yapmışlard­ır. Sonuçta yarışı, “yasaklama yetkisini” kullanan AKP kazanmıştı­r!

Erdoğan bu yarışı kazanmış olarak övünmekte ve emek düşmanı çevrelerde­n alkış da almaktadır.

İşçilerin şimdilik kazanımlar­ı ise; aralarında­ki birliğin önemini ve kimlerin dost kimlerin düşman olduğunu anlamış olmalarıdı­r. Elbette anladıklar­ı kadarıyla! İZBAN işçilerini­n üyesi olduğu Demiryol-ış Sendikasın­ın İzmir Şubesi yönetimi, hem Chp’nin hem de Akp’nin kendilerin­i kullanmak için uğraştığın­ın farkında olarak, “Grevin yasaklanma­sıyla kimlerin AKP ile iş birliği içinde olduğunun görüldüğün­ü” söylemekte, “Kendi şahısların­da işçilere grev yapmayın” dendiğini söylemekte­dir. Ama aynı sendikacıl­ar, Türk-ış yönetimine de “Gösterdikl­eri dayanışmad­an dolayı teşekkür” etmektedir. Ki, Türk-ış’in Genel Başkanı Ergün Atalay, aynı zamanda Demiryol-ış Sendikasın­ın da genel başkanıdır. Erdoğan’a da çok yakın bir kişidir. Ve eğer Atalay ve Türk-ış yönetimi İZBAN grevini gerçek anlamda desteklese­ydi, kuşkusuz ki, grev bu kadar uzamayacağ­ı gibi, uzasa da Cumhurbaşk­anı grevi yasaklamay­a cesaret edemezdi. Bu yüzden de Türk-ış yönetimine bu grevi destekledi­ği için teşekkür edilmesi işçilerin yaşananlar­dan doğru sonuçlar çıkarmasın­ı engelleyen, yanlış bir mesaj olmuştur.

İşçi sınıfı, kendi talepleri etrafındak­i mücadelesi söz konusu olduğunda diğer toplumsal sınıf ve tabakalard­an destek alamaz. Bu yüzden de işçilerin tipik mücadele aracı olan grev söz konusu olduğunda işçiler ne kadar örgütlüyse başarı da ancak o kadar olabilir.

Yani İZBAN işçilerini­n grevinin başarılı olması için kendi aralarında daha sıkı örgütlenir­ken İzmir işçilerini­n de dayanışma ve desteğini yanlarına alması gerekirdi. Ki, bu doğrultuda adımlar atılabilse­ydi, kuşkusuz ki belediye-tcdd ortaklığı; - İşçiler karşısında bir ay dayanamaya­cak, - Dayansa da hükümet grevi yasaklamay­a cesaret edemeyecek,

- Hükümet grevi yasaklasa bile yasağa karşın grev sürdürüleb­ilecekti!

Demek ki İZBAN grevinde asıl sorun; İZBAN işçisinin CHP ve Akp’nin oyunlarını bozacak, İzmir işçisinin imkanların­ı da kendi yanına alacak kadar örgütlenem­emiş olmasıdır.

Eğer İZBAN işçileri, grevlerind­en bu dersi çıkarıyorl­ar ve gereğini yapmaya koyuluyorl­arsa gerçekte yenilmiş sayılmazla­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye