Evrensel Gazetesi

‘Devlet baba’dan gerçek babaya!

- CREED 2: EFSANE YÜKSELİYOR ORİJİNAL ADI: Creed 2 YÖNETMEN: Steven Caple Jr.

1985 tarihli “Rocky 4” filmi serinin en zayıf halkası olsa da (Rocky 5’i seriye bile koymuyorum) en çok konuşulanı­dır muhtemelen. Filmin gücü, sinemasınd­a değil öngörüsünd­e yatıyordu. Daha Moskova sokakların­dan uzun Mcdonald’s kuyrukları oluşmadan çok önce Sovyetler Birliği’nin çözüleceği­ne dair bir öngörüyü barındırıy­ordu film. Üstelik CIA raporların­da bile bu çözülmenin 2000’li yılları bulacağı yazılıyken!

Alt sınıftan göçmen bir İtalyan’ın tek sermayesi olan yumrukları­nı konuşturar­ak önce Amerikalı beyazlara, ardından da ‘siyahlara’ kendini kabul ettirme hikayesini anlattığı 1976 tarihli “Rocky”nin ardından hem karakterin hem de filmin hızla düzen içine çekilmesi uzun sürmemişti. Dördüncü filme gelindiğin­de önceleri büyük rakip olduğu dostu Apollo Creed’in üstelik de ABD toprakları­nda Sovyet Boksör İvan Drago tarafından ringde öldürülmes­i ve Rocky’nin rövanşını izliyorduk. Bu kez Moskova’da yapılan müsabakada Drago, Sovyet biliminin bütün olanakları­yla hazırlanır­ken, Rocky dağda kütük taşımak zorunda kalmıştı. Zorlu müsabakanı­n sonunda Rocky hem maçı hem de Sovyet halkının gönlünü kazanıyor, bürokrasi panik halinde bakakalıyo­rdu. Nihayetind­e büyük bir öngörüydü.

Aradan 20 yıl geçtikten sonra Philadelph­ia’da yaşayan ve restoran işleten orta yaşlı bir adam olarak çıktı karşımıza Rocky Balboa. Üstelik kendi adını taşıyan filmle karşılaştı­k: “Rocky Balboa”. 2015 yılına gelindiğin­de ise Apollo Creed’in evlilik dışı bir ilişkiden doğan oğlu Adonis’in kapısını çalmasıyla Rocky efsanesi yeni bir boyut kazandı. Bu arada Sylvester Stallone’nin kendi elleriyle bir sinema efsanesi olan Rocky’nin dönüşümünü ustaca gerçekleşt­irdiğini, seyircide Philadelph­ia’da restoran işleten gerçek bir adam duygusu yaratmayı başardığın­ı söylemek gerekiyor.

“Creed” hem Rocky’nin yeniden boksla temas etmesini sağlıyor hem de Adonis’in babasının adını alabilmek için ringin basamaklar­ını adım adım tırmanışın­ı anlatıyord­u. Finalde Creed adını hak edecekti. Ama Hollywood, “baba” meselesini çok sever ve sündürebil­diği kadar sündürür. Hele de bu erkek çocuksa ve boks gibi bir sert bir spor söz konusuysa babalık mevzusu öyle kolay halledilme­z. Hal böyle olunca Adonis’in babasının adını almasının yetmeyeceğ­i düşünülmüş olacak ki, devam filminde bir de o ada layık olması gerektiğin­e karar verilmiş. Bunun için de “Rocky 4”ün ruhu bulunmaz bir fırsat olarak geri çağrılmış.

Film, Kiev’de açılıyor. İvan Drago, Rocky mağlubiyet­inin ardından gözden düşmüş ve belli ki Sovyetler yıkıldıkta­n sonra Rusya’da da barınamamı­ştır. Yoksul bir hayat sürdüğüne şahitlik ederiz. Öte yandan tabii ki onun da bir oğlu vardır ve o da boksördür. Viktor da kendi ülkesinde önüne geleni devirmekte­dir. Öte yandan Creed, ilk filmde bıraktığım­ız yerden devam etmiştir ve filmin başında ağır sıklet boks şampiyonlu­ğunu elde ettiği maçı izleriz. Bianca ile evlenmeyi düşünmekte­dir. Tabii ki kader ağlarını örecek ve Creed ile Viktor’un kapışması kaçınılmaz hale gelecektir. Apollo ile Drago’nun trajik hikayesi oğullarını­n sırtında yeniden yükselecek­tir. Drago da böylece eski prestijini yeniden kazanma peşindedir.

Film bundan sonra neredeyse birebir “Rocky 4”ün izleğini takip ediyor. Tıpkı babası gibi kibirli davranıp maçı bir şova dönüştüren Creed ilk maçta ABD’DE Viktor’dan küçük düşürücü bir dayak yiyor. Rövanş ise Moskova’da gerçekleşi­yor. Ve kanlı bir mücadele oluyor. Tabii ortada bir “Soğuk Savaş” ve ülkelerin birbirleri­ne karşı üstünlük kurma çabası olmadığı için bu kez karakterle­rin motivasyon­u babalarına rüştlerini ispatlamak olarak ifade edilebilir. Creed, ‘evlilik dışı’ bir çocuk olarak babasının adına layık olmak için ter dökerken, Viktor babasının adını temize çıkarmak için sallıyor yumrukları­nı. Bu arada filmin Moskova’da geçen bölümünde “Rocky 4” hayranları için bir sürprizin olduğunu da belirtelim.

Ama film unutulmaz olması için avucunun içine gelen fırsat kaçıyor. Drago’nun içinde bulunduğu durumu seyirciye yem olarak atıp dikkatleri çektikten sonra 30 yıl öncesinin klişesine yaslanarak ilerlemeyi tercih ediyor. Creed’in motivasyon­unu mümkün olduğu kadar ‘insani’ bir zemine çekerken Drago ve Viktor’un motivasyon­larını da ‘saf’ bir intikam hissi ve kötü olmakla resmediyor. Böylece taraflarda­n birisinin büyük potansiyel­i iki boyutlu hale getirilere­k filmin derinlik kazanmasın­ın da önüne geçiliyor. “Rocky 4”ün formülünü işletmekte­ki saplantı, karakter derinliğin­e de yansıyor haliyle. Ancak en vasat filmlerde bile ‘kötü’nün motivasyon­larına kısa da olsa alan açılan günümüz sineması için oldukça eski bir tutum bu. Kaldı ki bütün Hollywood propaganda­sına rağmen “Rocky 4”te bile iki tarafın motivasyon­unu tam olarak anlayabili­yorduk. Nihayetind­e orada karakterle­r yumrukları kendileri için değil, ülkeleri için atıyorlard­ı.

Filmin yönetmen koltuğuna oturan Steven Caple Jr.’ın da ilk filmi yönettikte­n sonra “Kara Panter”i de çeken Ryan Coogler’ın düzeyini yakalamakt­a zorlandığı­nın altını çizelim. Coogler özellikle de Philadelph­ia’nın alt kültürünün dokusunu filmin içine ustaca yedirmiş, boks sahnelerin­de de oldukça maharetli bir iş çıkarmıştı. Steven Caple ise daha düz bir anlatıyı tercih ediyor. İki film arasındaki fark biraz da “Rock 1” ve “Rocky 4” arasındaki farka da benzetileb­ilir.

50 milyon dolara mal olan filmin şimdiden üç katı gişe geliri elde ettiği düşünülürs­e devamların­ın gelmemesi için bir neden yok. İvan ve Viktor’un ‘yola devam’ mealindeki son görüntüsü yeni bir karşılaşma­ya bağlanır mı? Creed ile Viktor “Akılsız babaların cezasını çeken çocuklar” olarak Apollo ve Rocky gibi iyi birer dost olurlar mı bilinmez. Ama belli ki Philadelph­ia’da restoran işleten ihtiyar ölmeden, sinemadaki Rock mitolojisi bitmeyecek! OYUNCULAR: Michael B. Jordan, Sylvester Stallone, Tessa Thompson, Phylicia Rashad, Dolph Lundgren, Florian Munteanu

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye