SATRANÇ FEDERASYONUNA ‘UŞAK’ SORULARI
Sevgili satranç il temsilcisi, her nerede görev yapıyorsan bil ki, mevcudiyetinin yegane temeli satranç sporuna hizmet etmek, sporcuların sorunlarını adil, demokratik ve satranç ahlakına yakışır yöntemlerle çözüme ulaştırmaktır. Kulüp işletmek, diğer kulüplere diş bilemek, görevini kötüye kullanarak başkalarına ya da kendine çıkar sağlamak gibi işler peşinde koşarsan unutma ki bu federasyon yönetimi gittiğinde satranç camiası yaptıklarını unutmayacaktır.
Aralık ayında Uşak Kadınlar İl Birinciliğinde yarışan yedi yaşındaki iki kız sporcumuzun karşılaşmasında oyunculardan birinin tahtada sadece şahı olmasına rağmen, kazanacak materyale sahip olan diğer oyuncu iki defa kural dışı hamle yapıyor.
FIDE satranç kuralları madde 7.5.5. şöyle der: “- .... oyuncunun ikinci kez geçersiz bir hamleyi tamamlaması halinde, oyun bu oyuncu için hakem tarafından kayıp ilan edilecektir. Bununla birlikte, rakip oyuncunun bu oyuncuyu geçerli herhangi bir olası hamleler dizisi ile mat edemeyeceği bir konuma ulaşılmışsa oyun berabere olur. “
Maalesef bahsi geçen oyunda şahtan başka taşı olmadığı için kazanma şansı olmayan oyuncuya galibiyet, diğerine de sıfır puan veriliyor. Turnuva bitiminde sonuç tablosunda hakkı yenen sporcuya nereden geldiği belli olmayan yarım puan yazılıyor, fakat diğer sporcunun aldığı bir puan değiştirilmiyor. Böylece şampiyon belli oluyor. ÖNELGE Mİ YAMAN, YÖNERGE Mİ? FIDE turnuva kuralları gereği bir sporcunun turnuvadaki iki tura katılmaması durumunda turnuvadan çıkarılacağı çok net iken, yine Uşak’ta gerçekleştirilen 29 Ekim Cumhuriyet turnuvası genel kategoride birinci turda oynayan Önelge soyadlı bir sporcu ikinci ve üçüncü turda oynamamasına rağmen dördüncü ve beşinci turlarda oynayarak, turnuvayı 3 puanla ve 12. sırada tamamlamayı başarıyor. Futbolda bir hakem, kırmızı kart gören oyuncunun gol atmasını nizami saysa, Futbol Federasyonunun kapısında cenaze marşı okunur, siyah çelenk bırakılır. Bizim federasyon hakeme alkış tutuyor ve UKD sorgulama sayfasında kendini açıkça ifşa ediyor. http://ukd.tsf.org.tr/turnuvadurumu.php?t=hg&tid=12166 ‘OPERADAKİ HAYALET’LER Ulusal Kuvvet Derecesi (UKD), her sporcunun güç derecesini gösteren, sayısal bir değerlendirme puanıdır. Belli koşullarda elde edilir, yarışmalardaki performansa göre artar ya da azalır. Örneğin, kuvvetli bir oyuncuyu yendiğinizde çok, zayıf bir oyuncuyu yendiğinizde daha az UKD puanı kazanırsınız Kimse size mahkeme kararıyla dahi UKD veremez yada Ukd’nizin bir puanını dahi eksiltemez.
Uşak’ta yaşanan facialara rağmen, Federasyon yönetimi il temsilcisini görevden almıyor. Olayı ilk duyduğumda inanamadım, çünkü 29 yıldır satrancın içinde olan biri olarak böyle tuhaflık görmedim. Uşak 29 Ekim Cumhuriyet Turnuvası Genel Kategoride yarışan tüm sporcuların sonuçları Federasyonun UKD sistemine dahil edilerek gereği yapılmış, ancak on bir sporcu hariç! Turnuvada oynamalarına rağmen on bir sporcunun UKD puanları federasyon tarafından sisteme dahil edilmemiş. Yani bu turnuvaya katılmışsanız ve birinci turda herhangi bir sporcuyu yenmişseniz UKD puanı kazanabilirsiniz ama bu on bir sporcudan birini yenmişseniz havanızı alıyorsunuz. Gol atmışsınız, maç bitmiş, turnuva tescillenmiş ama siz bu sporcuyu yenerek hak ettiğiniz UKD puanını alamıyorsunuz. Uşak’ta yaşananların devamını bu köşeye sığdırmak mümkün değil.
Turnuva detayları: http://ukd.tsf.org.tr/turnuvadurumu.php?t=hg&tid=12166
Antalya’da sporcu velilerinden izinsiz çıkarılan yasa dışı binlerce lisansa göz yuman, Ankara’da T.C. vatandaşı olmayan sporcunun turnuvada oynatılmasına seyirci kalan, Uşak’ta yaşananların sorumlusu olan il temsilcileri gibi şahıslar, liyakattan yoksun olduklarından satrançtan anlamayan Federasyon yöneticileri için, bulunmaz Hint kumaşı gibi değerlidir. Türkiye İş Bankası, Türkiye Satranç Federasyonuna sponsor olarak ülkenin aydınlık geleceğine yatırım yaparken, Satranç Federasyonu yöneticileri, spora ve sporcuların emeklerine balta vuran bu uygulamalara izin vermeye devam edecek mi? Sporcuları turnuvada adeta hayalet haline getiren bu federasyon yönetiminin camianın vicdanında ve spor hukukunda meşru olması mümkün müdür?