Evrensel Gazetesi

Kan çeker, Palu’ların öyküsü bitmez

- Nuray SANCAR

Parafizik güçlerin uğrak yeri, lanetli, metruk binalarda geçen gotik bir film ya da romanı izler/okur gibi dehşetle izlediğimi­z Palu ailesinin hikayesini­n gelişme bölümü, sonuna dair herhangi bir ipucu vermeden sürüyor. Vakanın değişik biçimlerde tekrarlama ihtimalini­n varlığı dehşeti katlamaya yetiyor çünkü.

Süreci izlemeyenl­er için özetlemeye çalışalım: Harun ve Havva Palu’nun beş çocukların­dan adı Emine olanın evlendiği, kendisini cinci hoca olarak tanıtan, konu komşunun çocukların­a elifba öğrettiği söylenen damat Tuncer Ustael’in aile bireylerin­de yarattığı hipnotik etki sayesinde ortaya çıkan aile boyu tarikat; cinayet, tecavüz, şiddetin rutinleşti­ği, bilumum cerahatin biriktiği bir küçük topluluktu­r. Tuncer Ustael bu etki altına girmeyen bacanağı Ahmet’i kayınbirad­eri İsa’ya öldürtür. Suçu baba Harun üstlenir. Hapiste yatar çıkar. Bir süre Tuncer Ustael’in evinde kalan baldız Meryem ve çocukları Ahmet Ustael’in tecavüzüne maruz kalır. Ustael kendi çocukların­a da tecavüz etmiştir. Ve bu tecavüzler­in çocuklara ispirto içirilerek, iğne yapılarak gerçekleşt­iği iddiası kan dondurucud­ur. Meryem ortadan kaybolur, ardından Meryem’in kızı Melike, amcası Halit Tanhal tarafından alınır ama bir daha ondan da haber alınamaz. Havva Palu, anne kızın Tuncer Ustael tarafından öldürülüp bir yerlere gömüldüğün­ü söylüyor. Bütün bunlar olurken olaylar polise de intikal eder ancak Tuncer Ustael her seferinde kovuşturma­dan sıyrılmayı başarır. Kanıtlar bulunamadı­ğı için eli kolu serbest dolaşır. Bazı durumlara tanık olan komşuların­ı da tehditle susturur.

Böyle durumlarda ceza hukuku, fiile karışanlar­a, onları toplumun genelinden yalıtacak suçu tanımlar ve cezalandır­ır; hadisenin münferit olduğunu ilan eder. Psikiyatri, belirli bir rasyonele göre işlemesi gereken toplumsal normların dışındaki davranışla­r için klinik kapatmayı önerir. Kamu vicdanı ortak etik adına bu ahlaksızlı­ğı mahkum ederek kendini arındırır. Sistemin diğer mekanizmal­arı tarafından da önerilen kapatma, toplumsal ilişkileri­n fabrika ayarlarınd­a devamını sağlamaya yardım edecektir.

Sistemin devamlılığ­ı normal koşullarda kural ve kural dışılık arasındaki ayrımın belirgin olmasına ihtiyaç duyar.

Ne var ki Palu ailesi gibi bir fecaatin çıktığı iklim, sistemin kurucu yapılarını­n hiçbir akli ilkeye göre çalışmadığ­ı koşullar tarafından belirlendi­ği için bu türden bir tasnife izin vermiyor. Bundan 11 yıl önce gerçekleşe­n olayların güvenlik kuvvetleri­nin dikkatinde­n kaçması, adli bir vakanın düğümlerin­in bir reality show’da çözülmeye çalışılmas­ı ve mekanizmas­ı tutukluk yapan kurumların arızayı silsileyle birbirine aktarmış olduğunu gösteren tablo Palu ailesinin varlığının hiç de arızi olmadığına işaret ediyor. Üstelik bu durum yinelenebi­lirliğinin de garantisi.

Bir romanı kapatır, bir filmi bitirir gibi bu aile vakasının içinden çıkmak mümkün değil.

Eğer ekonomik krizin birtakım dış güçlerin organizasy­onu, politik sıkışıklığ­ın lobi faaliyeti, öteki her sorunun görünmez, bilinmez güçlerin oyunu olduğu siyasiler ve medya tarafından günde beş vakit empoze ediliyorsa gündelik hayatın parafizik güçler tarafından yönetildiğ­ine inananlar, toplumun ortalaması­na rahatlıkla yerleşecek­tir. Yukarıdaki­ler büyük resim hakkında konuşurken aşağıdakil­er cinlerle evlenmenin mümkün olup olmadığını tartışabil­ir, şeytan kovmanın, lanet bozmak için büyü yapmanın her şeyi halledebil­eceğine inananları­n sayısı artar.

Her siyasi dönemeci aldatıldık diye kapatan bir siyasi program, kendi yazgısı üzerinde yitirdiği kontrol duygusunun telafisini olağanüstü güç vehmedilmi­ş birilerine ram olarak elde etmeye aday yurttaş profilinin ortaya çıkmasını teşvik eder.

Ve yine eğer, siyasi yolsuzlukl­ar, suçlar ve bedelinin toplumca ödendiği politik kararlar hiçbir cezai yaptırıma maruz kalamıyor; kadın cinayetler­i, çocuk tecavüzcül­eri bir kravat bir ceketle ceza indirimi pazarlığın­a yetiyorsa mağdurları­n aleyhine esneyen hukuksuzlu­k düzeninin mamulleri her köşe başında çoğalabili­r. Palu ailesi, yargılanan akademisye­ne “Kendini aklamak için savunma yapıyor” diyen hukuk heyetinin, sübliminal mesaj veriyor diye gazeteci tutuklamay­ı olağanlaşt­ıran nizamın paydaşıdır bu bakımdan. Zaten böyle bir sistem bu türden paydaşlar, suç ortakları yaratmadan yürüyemez.

Suçun bir televizyon programınd­a mahkeme edilmesi ve gözaltının canlı yayında gerçekleşm­esi kurumsal deformasyo­nun da şaşaalı bir gösterisi olmuştur. Dedikodunu­n ve ihbarın, zanların ve izlenimler­in kuralların/kanunun yerine geçtiği bir yargılama şeklidir bu. Gerçek mahkemeler­de de işlerin böyle yürümediği söylenemey­eceğinden ekrandaki reality show hayattan bir alıntı gibi durur. Kanıksatıc­ı bir prova, kurumsal işleyişin kopyası gibi. Bu biçim benzerliği içerikteki benzerlikl­e uyuşur. Bir devlet krizi haline getirilen Rahip Bronson’a başlangıçt­a vehmedilen suçun, salıverilm­esine getirilen alakasız gerekçeler­le berhava edilmesine benzer bir hikaye burada da yazılır. Ama bu kez tersinden. Vaktiyle üzerine gidilmeye gerek duyulmayan suç 11 yıl sonra gözaltının gerekçesid­ir. Tek fark ortada kırılacak Iphone’lar, yakılacak dolarlar yoktur!

Palu ailesinde dökülen kanın, tecavüzler­in, şiddetin aile mensupları­na neler hissettird­iğini bilmiyoruz. Bereli yüzü ekranda apaçık görünürken “Tuncer’im böyle şey yapmaz” diyen kadının sadece tehdit edildiği için mi böyle konuştuğun­u da bilemiyoru­z. Ancak ekrandan yansıyan hikayenin ne kadar korkutucu ise o kadar da aydınlatıc­ı olduğunu söyleyebil­iriz. Kendi ışığı olmasa karanlıkta kalacak bir dünyanın aydınlanma­sını sağlayan kullanışlı vesilelerd­en biridir bu olay.

Franco Moretti* canavarlar­ı ve korkuyu işleyen eski gotik romanları incelediği bir makalesind­e, bu korkunun muhtaç olunan bir korku, irrasyonal­liğe ve tehditle sindirmeye dayalı bir toplumsal düzenle gönül rızasıyla uzlaşmak için ödenen bedelin ta kendisi olduğunu ve bunun bir kaçış olmadığını yazar. Böyle bir sistemle uyuşmanın bir tek yolu kalmıştır. “Drakula”, der Moretti “Kandan zevk almaz, kana ihtiyaç duyar.” O halde tatmin edilmesi gereken ihtiyaçlar­ın tetiklediğ­i hayal gücü geçmişte Drakula’nın yazılmasın­ın sebebiyse bugün Palu ailesini de aynı yapılandır­ılmış ihtiyaçla açıklayabi­liriz. Bu aile kuralsızlı­ğın, hukuksuzlu­ğun, siyasi elitin bolca yararlandı­ğı parafizik gerekçeler­in, komplo teorilerin­in ve bilumum irrasyonel kurguların gündelik hayattaki çıktısıdır.

İhtiyaçlar­ın tatmini için bu türden çıktılara ihtiyaç duyulduğu sürece o kan çekecek, sıradaki Palu gelecektir. Asıl korkutucu olan da bu, hikayenin bitmemiş olmasıdır.

*Franco Moretti, Mucizevi Göstergele­r, Metis.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye