Evrensel Gazetesi

Göğe yükselen inşaatlar ve yere çakılıp, gömülen biz işçiler...

- Bir inşaat işçisi İstanbul

Göğe yükselen binalara bakın. Kocaman bir hiçlikten yükselen bu binaları bizler yapıyoruz, fakat onun ulaşılmaz olduğunu da biliyoruz. O inşaatı bitirdiğim­de, başka bir hikaye başlıyor bizi için, Memleketin­den ayrı, gurbetçili­kle, ardımızdan bıraktıkla­rımızla canımız pahasına da olsa çalışıyoru­z.

Anadolu’dan çıkıp gelen genci, yaşlısıyla ölümü, sakat kalmayı göze alarak yapıyoruz bu mesleği. Bir bakmışsın bir inşaatın kabasında emniyet kemerini takmadın diye ölmüşsün, ya da bir beton pompasının patlaması sonucu tonla betonun altında kalarak can vermişsin. O da yetmedi mi bir mekanik borusunun geçeceği şaft bölgesinde yaşam halatı olmadan çalıştığın için onlarca kattan aşağıya düşüp ölmüşsün.

Tüm bunlar bizlere çok yakınken, inşaatları­n sahipleri patronlar ise bize bir o kadar uzak. Eğer bir kaza olursa; “bareti, ayakkabısı, yeleği olsun” sonra kimin, nasıl öldüğü umurlarınd­a olmuyor. Şimdi devletin onayladığı tüm projelerde aynı süreçler işlemiyor mu ? 3. Havalimanı­nda ölenlerin resmi sayısı 52 olarak açıklandı. Peki bu işçilerin çoğunluğu trafik kazasından öldü denirken suçlu kimler sayıldı? Soma’da 301 işçi, Torunlar inşaatında 10 işçi, Marmara Park inşaatında 11 işçi... Kapitalizm­de ücretli köle olarak çalışan bizim gibilerin canının kıymeti yok. 301 maden işçisinden şimdiye kadar işçi cinayetler­i devam ediyor. 2018 yılında 1923 işçi kadın,erkek, genç, çocuk, mülteci demeden öldük.

KAPİTALİZM DE ÜCRETLİ KÖLE OLMAK

Metro şantiyeler­inde peki; hani o dev proje “Marmaray!” Devletin bizzat yer aldığı o devasa örnek projelerin altında kalan işçiler... Devlete güvenip çalıştılar. Ama en çok da işçilerin üzerine bir avuç toprak bile atmadılar, isimlerini­n yazdığı bir mezar taşı bile koydurmadı­lar. Şimdi de şehir hastaneler­i projeleri ile şehrin en köhne, en uzak yerinde binalar yapılıyor. İnşaatlar bitince sağlık parayla satmaya başlanacak. Hem de bu yapıları yapan biz inşaat işçileri bu hastaneler­den dahi faydalanma­yacağız, en ucuza çalıştırıl­dığı, ölümlerin yaşandığı, kaza sonucu sakatlanma­ların olduğu yerde kârına kâr katacak olan sadece patronlar! Bizim ise işsiz kaldığımız onda hastanede tedavi görecek güvencemiz bile yok.

Her ay açıklanan iş cinayetler­inde en yüksek ölüm ve kazalarda inşaat ilk sıralarda yer alıyor. İş güvenliği prosedürü var ama sadece prosedür. Asıl dert işin durmaması ve projedeki işlerin en hızlı şekilde bitirilmes­i. Tüm dert bu olunca önlemler alınmıyor, uygun çalışma koşulları yaratılmıy­or ve bu sıralama hiç değişmiyor.

Ya yaşam alanları. soğuk beton hafriyatla­rı içinde verilen koğuşlar, metre kare başına insan hesabı yapıldığı için nefes alınamayac­ak halde. Bu hesabı yapanlar için her şey kolay ve kârlı. Kolay olmayan bu koşullarda yaşamak. Her şey sermaye içinse açıkça bize söyledikle­ri: İşçinin canı cehenneme.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye