İdlib anlaşması fiilen çöktü
“Özellikle Htş’nin ilin büyük bölümüne hakim olmasıyla beraber anlaşmanın uygulanması imkanı ortadan kalktı. Bu durum Suriye ordusunun ve Rusya’nın geniş bir askeri operasyonun yaklaştığının işaretidir”
Suriye’nin İdlib kenti, geçtiğimiz hafta barındırdığı farklı İslami cihatçı gruplar arasındaki çatışmalarla gündemdeydi. Rusya’nın Astana kentinde gerçekleşen toplantılarda ulaşılan mutabakat sonucunda Suriye’de savaşan birçok grup İdlib kentinde toplanmıştı. Ancak gruplar arasında kentin hakimiyetiyle ilgili mücadele hiç bitmedi ve geçen hafta bu mücadele fiili bir çatışmaya dönüştü.
TÜRK-RUS ANLAŞMASI ORTADAN KALKTI
İdlib’teki son gelişmeleri kaleme alan Ruze Cendeli, makalesinde, İdlib’teki silahlı gruplar ile ilgili önemli bilgiler verdi. Cendeli, eski adı el Nusra olan Heyet Tahrir el Şam’a (HTŞ) karşı birleşen grupların 20 binden fazla silahlı kişiyi barındırmalarına rağmen başarılı olamadıklarını ve hezimete uğradıklarını yazdı. Cendeli, İdlib’te kurulan Kurtuluş Hükümetinin de böylece sahada bir karşılığı olmadığını ve Htş’nin şu anda kentin yüzde 80’nini kontrol ettiğini vurguladı.
Cendeli, Türkiye-rusya anlaşmasıyla ilgili olarak da “Özellikle Htş’nin ilin büyük bölümüne hakim olmasıyla beraber anlaşmanın uygulanması imkanını ortadan kalktı. Bu durum Suriye ordusunun ve Rusya’nın geniş bir askeri operasyonun yaklaştığının işaretidir” dedi.
TÜRKİYE’NİN İHTİRASLARI VE MİSAK-I MİLLİ
Suriye’de Türkiye’nin pozisyonunu değerlendiren Lübnanlı Akademisyen Muhammed Nureddin de Türkiye’nin bölgedeki ihtiraslarına dikkat çekti. Nureddin, Türkiye’nin sınıra yakın alanlarda operasyonlarla girdiği bölgeleri “Kürtsüzleştirerek” demografik yapısını değiştirdiğini ve böylece 1920’de ilan edilen Misak-ı Milli sınırlarına katmak istediğini yazdı. Nureddin, bu görüşlerine dayanak olarak son günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Suriye’nin Misak-ı Milli sınırları içinde yer alan göçmenleri ve ölenleri ayırmasını gösterdi.
SUDAN’DA PROTESTOLARA DEVAM
Ekmeğin zamlanmasıyla halkın sokağa döküldüğü Sudan’da protestolar devam ediyor. Al Araby haber sitesinde yer alan yorumda protestolar; Dünya Bankası’nın ekmek ve yakıtla ilgili sübvansiyonları kaldırma tavsiyelerini yerine getiren eski Cumhurbaşkanı Cafer Nimeiri’nin (1969-1985) rejimini deviren Nisan 1985 ayaklanmasına benzetildi. Geçen haftada da Profesyoneller Birliği, Sudan Temyiz İttifakı, Ulusal Uzlaşma İttifakı ve Muhalif Federal Birlik tarafından yayınlanan ortak açıklamada, halka rejim devrilene kadar gösterilere devam çağrısı yapılmıştı. Buna karşılık Middle East Online haber sitesi bölgedeki güçlerin hala Ömer Beşir üzerinde uzlaşma içinde olduklarını yazdı.
Yazıda görüşüne yer verilen Doha Lisansüstü Araştırmalar Enstitüsü’nden yazar ve bir akademisyen olan Abdelvahab Affendi, “Bölgedeki bütün kamplar birbirleri ile boğazlaşırken, bir şekilde Beşir’de hemfikirler. Sürekliliği destekliyor gibi görünüyorlar. Başka bir alternatifin kendileri ve bölgeleri için uygun olmayacağına inanıyorlar” dediğini aktardı.
Bölgede gerçekleşen diğer önemli gelişmeler Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze’de, “birliğin” sağlanması için gerçekleştirdikleri gösteri, Lübnan’ın önemli gazetelerinden el Müstakbel’in artık sadece dijital ortamda yayınlanma kararı alması ve Tunus’ta yaklaşan genel grev oldu.