TÜRK AKLI VE MİSAK-I MİLLİ
SURİYE’NIN kuzeyindeki gelişmeler birbiriyle yarışıyor. Sekiz yıllık askeri ve siyasi çatışmalara ve savaşlara rağmen, gelecekteki düzenlemelerin özelliğini belirleyecek yeni bir aşamaya giriliyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekileceğini ilan etmesi, Suriye’deki ve bölgedeki ABD varlığını bitirmeyecek. ABD, dünyanın süper gücüdür ve Suriye, bölgedeki olaylar için stratejik bir sahnedir.
Abd’nin ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, yaptığı açıklamada Ypg’nin Türkiye’nin herhangi bir girişimine maruz kalmayacağı konusunda garanti istedi. Bu talep Türkiye’yi öfkelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan onunla görüşmeyi reddetti. Bu durum Türkiye’nin Suriye’de özel bir “ajandası” olduğunu onaylamaktadır. Kürtleri; “terörist” olarak nitelendirdiği için değil, “Suriye’nin kuzeyi ve Irak’taki ihtirasları” için oradan sökmek istiyor.
Bugün “terörist” olarak nitelendirdiği Suriye Kürtlerinin bir önceki lideri Salih Müslim’i savaşın başlangıcında Ankara’da kabul etti. “Aşiret reisi” olarak adlandırdığı Irak Kürtlerinin Liderleri Mesut Barzani ve Celal Talabani’yi örtülü olarak destekledi. Türkiye’nin kuzeyine ekleyebilmek için Irak’tan ayırmayı umuyordu (Turgut Özal’ın Projesi).
DEMOGRAFİK MÜDAHALE
Türkiye, Fırat Kalkanı Operasyonu’yla Cerablus, el Bab ve Azez üçgenine ve sonrasında Afrin’e girerken ve hatta idlib’te “gözlem noktaları” vesilesiyle bulunurken bu bölgeleri Kürtsüzleştirerek demografik yapıyla oynamayı ve kendisine yakın Türkmen gruplarıyla değiştirmeyi istiyor. Bütün bu bölgelerde eğitim sistemini, finansal, dini ve idari yapıyı değiştirmeye çalıştı ve Türkiye’de eğitilmiş bir askeri ve güvenlik yapısı kurdu.
Bu faaliyetler, bu alanların Türk idaresine eklenmesi veya en iyi ihtimalle Türk nüfuzuna geçmesi asıl amacını taşımaktadır. 2016 yazından bu yana Erdoğan ve yetkilileri tarafından bu alanların Türkiye Parlamentosunun 20 Ocak 1920’de kabul edilen haritanın bir parçası olduğunu düşünen çok sayıda açıklama gördük. “Misak-ı Milli” olarak bilinen sınırlar, Kuzey Suriye ve Irak’ı içermektedir.
Ancak müteakip anlaşmalar Türkiye’nin haritasını uygulamasına izin vermedi ve süreç Türkiye’nin bugünkü sınırlarıyla sona erdi. Ancak Türk siyasi aklı bunu hâlâ kabul edemedi. Türkiye’nin mevcut İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun birkaç gün önce sarf ettiği ve birçok kişinin dikkatini çekmeyen sözleri, “Kuzey Suriye ve Irak’ta Türk ihtiraslarının” sabit olduğunu göstermektedir. Doğru fırsatı kollayan Türk aklı, ihtiraslarını bırakmadı.
Süleyman Soylu; “Suriye’den gelen mültecilerin yüzde 62’si Misak-ı Milli sınırları içerisinden. Çanakkale savaşlarında 1102 şehit veren Suriye’den. 2011 yılından bugüne kadar Suriyeliler kendi memleketleri için 71 bin 923 şehit vermişler. O yüzden, Bu adamlar burada ne yapıyorlar sorusunu soramayız” dedi.
Türk aklı; “Misak-ı Milli” sınırlarından Türkiye’ye göçenlerin ve ölenlerin oranını hesaplamaya kadar ulaştı.